Adam kayırmacılık, hak etmeyene değer vermek ve alakası olmadığı halde göreve getirmek, mensubu olmaktan gurur ve onur duyduğum AK Parti’den soğumama neden olmaya başladı. Kurulduğu günden beri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bağlılığımdan dolayı üye olduğum AK Parti’yi artık tanımakta zorluk çekiyorum. Çevremizden de bildiğimiz işe yaramaz adamların halk nezdinde ve gözümde değeri yüksek insanların önüne geçmesine artık tahammül edemez oldum. Mesela Kocaeli lobisini bir türlü yıkıp Gebze lobisini oluşturamıyoruz.

Gerçi derdimiz lobi oluşturmak değil, hak eden ilçenin hak ettiğini almasıdır. Örneğin AK Parti Kocaeli İl Başkanı Abdullah Eryarsoy, bence çok kaliteli ve bulunduğu makamı çok iyi temsil eden bir insan. Ama gel gör ki mensubu olduğum AK Parti’nin Kocaeli teşkilatları illa adamcılık yapacak ve Abdullah Eryarsoy’un yerine kendi lafının geçtiği ve istediği gibi at koşturabileceği adamı getirecek. Bunu kafaya koymuş. Devirme sebebi de Eryarsoy’un İzmit’i kaybetmesi olacak. Bunlar benim kulağıma gelen söylentiler. Adama sormazlar mı kardeşim? Bu adam teşkilatları toparlamadı mı diye? O kadar ekonomik sıkıntı ile boğuşan halkın ayağına giderek AK Parti’nin politikalarını anlatan Eryarsoy değil miydi?

AK Parti’nin İzmit’i kaybetmesi bence Eryarsoy’un başarısızlığı değil, bence adamcılık yapan kişilerin başarısızlığıdır. AK Parti’nin Abdullah Eryarsoy gibi güvenilir ve dürüst adamlara sahip çıkmalıdır. Çıkmalıdır ki AK Parti daha fazla puan kaybetmesin. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve Eryarsoy’un çok uyumlu çalışacağına eminim. Bence İzmit’te seçimin kaybedilmesinin tek sebebi aday tercihinin yanlış yapılmasıdır. İzmit’te eski il başkanı Mahmut Civelek ya da eski ilçe başkanı Ali Korkmaz gibi heyecanlı isimlerin aday gösterilmesi İzmit’in seçimini değiştirirdi. Azize Sibel Gönül, Fatma Kaplan Hürriyet karşısında pasif kaldı. Partideki adamcılık yüzünden AK Parti’ye puan kaybettirenler şimdi gözü Abdullah Eryarsoy’a dikmiş.

Abdullah Eryarsoy’un gelecek kongrede değişmesi partiyi ciddi manada yıpratır. Küsmeler daha çok artar ve önüne geçilemeyen bir çığ oluşturur. Artık herkes işine gücüne baksın. Partiyi de rahat bıraksın. Görevi olanda sadece görevini yapsın. Partiye fayda sağlamak istiyorlarsa bulunduğu görevin hakkını versin yeter!