Balkanlar'daki akademisyen ve uzmanlar, son dönemde yaşanan büyük baskılara rağmen Türkiye'nin sürdürülebilir ekonomi modeline sahip olduğunu belirterek, "Son dönemde dış borçta tek sent borcu olmayan tek ekonomi Türkiye'nin. Türkiye, yıllık yüzde 5 ila 8 büyümeyle dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisi arasında yer alıyor. Dolayısıyla bunu yıkmak kolay değil." değerlendirmesinde bulundu.
Makedon, Arnavut ve Kosovalı akademisyen ve uzmanlar, AA muhabirine yaptıkları açıklamada, Türkiye ve ABD ile son dönemde yaşanan kriz ve bunun ekonomiye yansımalarını değerlendirdi.
"Türkiye, sürdürülebilir bir ekonomi modeline sahip"
Arnavut ekonomi uzmanı Bardhi Sejdarasi, büyük baskılara rağmen Türkiye'nin sürdürülebilir ekonomi modeline sahip olduğunu belirterek, Türkiye'nin yerel para ve finansal istikrar aracılığıyla son yaşanan dalgalanmaları atlatma yolları ve olanakları bulacağını söyledi.
Sejdarasi, Türkiye'deki en son sosyoekonomik gelişmelere bakıldığında, ülkede özellikle yerel parada istikrar sağlandığını, bunun da ekonominin olumlu yönde hareket ettiğinin göstergesi olduğuna dikkati çekerek, "ABD dahil olmak üzere farklı ülkeler tarafından gerçekleştirilen bazı işlemler nedeniyle yaşanan büyük baskılara bakmaksızın bu an kalkınma anıdır." dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığının aldığı tedbirlerin yerel paraya istikrar getirdiği gibi, istikrarlı parasal ve mali denge de sağladığını kaydeden Sejdarasi, Avrupa'da en yüksek ekonomik büyüme oranlarından birine sahip Türkiye'nin ekonomisinin güçlü olduğunu vurguladı.
Sejdarasi, son dalgalanmaların ister istemez ekonomiye yeniden yön verdiğini ifade ederek, "Bu ülkede yapılan reformlar sadece makroekonomik sürdürülebilirlik sağlamadı. Yerel ve yabancı yatırımları da önemli seviyelere çıkarttı. (Türkiye) Sürdürülebilir bir ekonomi modeline sahip. Böyle bir ekonomi modeline sahip olmadan ekonomik büyümenin veya Türkiye'nin tüm vatandaşlarının refahının bir göstergesi olamazdı." görüşünü paylaştı.
Bölge ve Türkiye ekonomisinde yaşanan herhangi bir dalgalanmanın bölgesel, Avrupa ve daha geniş pazarlarda etki yarattığına dikkati çeken Sejdarasi, "Türkiye veya herhangi bir AB ülkesindeki ekonomik büyüme oranı ne kadar yüksek olursa AB genelindeki ekonomik büyüme oranları o kadar yüksek olacaktır." şeklinde konuştu.
Sejdarasi, "Türkiye hükümetinin aldığı tedbirler, liranın istikrarı ve özellikle ekonomi ve mali politikalar yoluyla mevcut durumun çok kısa süreceğine inanıyorum." ifadesini kullandı.
"Son dönemde dış borçta tek sent borcu olmayan tek ekonomi Türkiye'nin"
Priştine Üniversitesi Ekonomi Fakültesinde görev yapan Prof. Dr. Nagib Skenderi de Türk lirasının yaşadığı düşüşün yatırımcılarda karamsarlığa neden olduğunu belirterek, "Son dönemde dış borçta tek sent borcu olmayan tek ekonomi Türkiye'nin. Türkiye, yıllık yüzde 5 ila 8 büyümeyle dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisi arasında yer alıyor. Dolayısıyla bunu yıkmak kolay değil." diye konuştu.
Skenderi, ABD'nin, uyguladığı yaptırımlarla Türkiye ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan intikam almak istediğine işaret ederek, "ABD, bunları birkaç vatandaşı gözaltına alındı diye yapıyor. Donald Trump'ın başkanlık görevine gelmesiyle Türkiye gibi endüstriyel anlamda gelişmiş ülkelerin Amerikan bankalarından kredi çekme koşulları güçleştirilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve daha birçok ülkenin ABD'den alınan kredilerle yeni yatırımların önünü açmayı hedeflediğini ifade eden Skenderi, "Şimdi bu hedeflerini gerçekleştiremiyorlar ve bu nedenle de dolar ve Türk Lirası arasında bir salınım mevcut. Aynı durum global finans pazarında avro ve Türk Lirası arasında da bekleniyor." şeklinde konuştu.
Skenderi, sahip olduğu güçlü ekonomiyle Türkiye'nin ABD ile yaşadığı krize dayanabileceğine dikkati çekerek, "Türkiye ve ABD arasında yaşanan ekonomi bilenmesi, uzun vadede geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın The New York Times'ta yayımlanan, "ABD, Türkiye'ye karşı ekonomik oyunlarına son versin." sözlerini anımsatan Skenderi, "Türkiye, Çin, Rusya ve diğer dost ülkelere yüzünü dönecektir." ifadesini kullandı.
Skenderi, Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin, gözaltına alınan Amerikalılar ve siyasi anlaşmazlık nedeniyle "bilenmemesi" gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomik yaptırım sonucu doğurmayacak siyasi yaklaşım sergilemesi gerektiğini söyleyen Skenderi, "Yatırımcılar bir kez ülkeden uzaklaştı mı yeniden geri dönmesi ve güvenmesi oldukça zordur." dedi.
Tedbirler alınmalı
Üsküp Amerikan Koleji Üniversitesi Ekonomi Fakültesi Öğretim Üyesi Tome Nenovski de ABD'nin Türkiye'den alüminyum ve çelik ithalatına ek gümrük vergisi uygulamasının, Türkiye'nin BRICS'e olası katılımının açıklanmasının ardından geldiğini söyledi.
Nenovski, "BRICS üye ülkeleri, Türkiye ile birlikte dünyada ekonomi alanındaki hakimiyeti tamamen ele geçirebilir ve aralarındaki ödemeler için kademeli bir şekilde Amerikan dolarını başka bir dövizle değiştirebilirler. Bu şekilde dolardaki dalgalanmalara olan bağımlılığı azaltabilirler." şeklinde konuştu.
ABD ile Türkiye, Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkeler arasındaki "ticari savaşın" belirli bir süre devam edeceği görüşünü paylaşan Nenovski, ABD'nin bu ürünlere ek gümrük vergisi getirmesinin Türk ekonomisine olumsuz yansıdığını kaydetti.
Nenovski, bunun, Türkiye'nin döviz rezervlerinin azalmasına ve Türk lirasının değer kaybetmesine yol açtığını belirterek, Türk ekonomilerinin liradan kaçmaları ve var olan liralarını dövize çevirmeleri gibi olumsuz psikolojik etki yarattığını dile getirdi.
Mevcut ekonomik durumun daha hızlı iyileştirilmesi için tedbirler alınması gerektiğini ifade eden Nenovski, "Çelik ve demir ihracatı başka dünya pazarlarına yönlendirilebilir ancak bu kısa sürede olmayabilir ya da yetkililer, Türkiye'nin döviz rezervlerinin önemli bir bölümünü kullanıp liranın değerini koruyabilir." diye konuştu.
YORUMLAR