Dün sabah İsmail Kadı’nın vefatı ile Gebze’de bir dönem kapandı.
90’lı yıllarda Gebze Basını için bir okuldu, İsmail Kadı ve Ragıp Demirkol’un sahibi olduğu, Demokrat Gebze Gazetesi…
O okuldan kimler mezun olmadı ki…
O okulun mezunlarından birisiyim.
Atatürkçü, çağdaş, sosyal demokrat değerlere sahip bir okulun iki öğreticisinden birisiydi.
Asiydi, uzlaşmaz bir insandı.
Nevi Şahsına Münhassır bir yapısı vardı.
İktidarlarla hiç uzlaşmadı, muhalefeti en ağır dille eleştirirdi.
Cumhuriyetçi bir isimdi.
Bugün Cumhuriyet’in 95. Yıl dönümünü kutlarken, İsmail Kadı’yı toprağa verdik.
Ve Gebze’de Cumhuriyet değerlerine sadık, tavizsiz bir Atatürkçü’yü sonsuzluğa uğurladık.
Gebze basınında da bir devir kapandı.
1992 yılında yollarımız kesişmişti, Demokrat Gebze Gazetesi’nin Spor Servisine bakıyordum.
Gazeteciliği, hayatı öğrendim Rahmetli Ragıp Demirkol ve İsmail Kadı’dan.
Son bir yıldır ciddi sağlık sorunları vardı, son olarak Farabi Hastanesi’ne geldiğinde artık yapacak bir şey yoktu, beklediğimiz bir ölümdü.
O hastanede yaşam savaşı vermesi ile toprağa verilmesi arasında büyük bir fark varmış.
Beklenen bir haber olmasına rağmen ölüm haberiyle sarsıldım, Gebze’de artık bazı değerlerin sahipsiz, öksüz kaldığı izlenimine kapıldım, bir başka kötü oldum.
2014 yılında bir talihsiz ticaretimiz olmuştu.
Gebze Haber Gazetesi’ni almış, kaporasını da vermiştik.
Aramızda el sıkıştığımız için günlük yayın yapan Gebze Ses Gazetemizi kapatmıştık. (Çok sonra verdiğim parayı iade ederken yeğeni Ahmet’e tembihlemişti, ‘Caner gazetesini çıkartsın, 1 yıl ücret almadan basalım’ diye)
Satıştan vaz geçtiğinde çok üzülmüş, dünya malının , yaptığımız ticaretin etkisi ile kendisini üzecek, kıracak tavırlarım da olmuştu.
Dünya nimetlerinin anlamsız ve ne denli değersiz olduğunu 2015 yılında geçirdiğim kaza sonrası anlamıştım ve İsmail Kadı, tüm kırgınlıkları bırakarak, evimde ziyaretime gelmiş, iyi dileklerini iletmiş, bir nevi helalık almıştı.
Dün İsmail ustanın cenazesine bende o duygularla koştum, tüm haklarımı helal etmek için.
Üzerimde emeği vardı, meslekte yer edinmemize katkısı olmuştu.
Hastaneden çıkacak, bende kendisini ziyaret ederek, tüm haklarımı helal edecektim ama olmadı, helalleşemedik İsmail Abimle.
Ben bugün İsmail Kadı’yı kırmış, incitmiş olmanın, helalleşemeden uğurlamış olmanın büyük üzüntüsünü yaşıyorum.
Bu vesile ile sizlere tavsiyem, dünya malı için kimseyi kırmaya, üzmeye, incitmeye değmez…
Bakın son kalede çöktü, İsmail Kadı’da sonsuzluğa uğurlandı.
Mekanın cennet olsun İsmail Kadı; benim varsa haklarım helal olsun, sende helal et.
90’lı yıllarda Gebze Basını için bir okuldu, İsmail Kadı ve Ragıp Demirkol’un sahibi olduğu, Demokrat Gebze Gazetesi…
O okuldan kimler mezun olmadı ki…
O okulun mezunlarından birisiyim.
Atatürkçü, çağdaş, sosyal demokrat değerlere sahip bir okulun iki öğreticisinden birisiydi.
Asiydi, uzlaşmaz bir insandı.
Nevi Şahsına Münhassır bir yapısı vardı.
İktidarlarla hiç uzlaşmadı, muhalefeti en ağır dille eleştirirdi.
Cumhuriyetçi bir isimdi.
Bugün Cumhuriyet’in 95. Yıl dönümünü kutlarken, İsmail Kadı’yı toprağa verdik.
Ve Gebze’de Cumhuriyet değerlerine sadık, tavizsiz bir Atatürkçü’yü sonsuzluğa uğurladık.
Gebze basınında da bir devir kapandı.
1992 yılında yollarımız kesişmişti, Demokrat Gebze Gazetesi’nin Spor Servisine bakıyordum.
Gazeteciliği, hayatı öğrendim Rahmetli Ragıp Demirkol ve İsmail Kadı’dan.
Son bir yıldır ciddi sağlık sorunları vardı, son olarak Farabi Hastanesi’ne geldiğinde artık yapacak bir şey yoktu, beklediğimiz bir ölümdü.
O hastanede yaşam savaşı vermesi ile toprağa verilmesi arasında büyük bir fark varmış.
Beklenen bir haber olmasına rağmen ölüm haberiyle sarsıldım, Gebze’de artık bazı değerlerin sahipsiz, öksüz kaldığı izlenimine kapıldım, bir başka kötü oldum.
2014 yılında bir talihsiz ticaretimiz olmuştu.
Gebze Haber Gazetesi’ni almış, kaporasını da vermiştik.
Aramızda el sıkıştığımız için günlük yayın yapan Gebze Ses Gazetemizi kapatmıştık. (Çok sonra verdiğim parayı iade ederken yeğeni Ahmet’e tembihlemişti, ‘Caner gazetesini çıkartsın, 1 yıl ücret almadan basalım’ diye)
Satıştan vaz geçtiğinde çok üzülmüş, dünya malının , yaptığımız ticaretin etkisi ile kendisini üzecek, kıracak tavırlarım da olmuştu.
Dünya nimetlerinin anlamsız ve ne denli değersiz olduğunu 2015 yılında geçirdiğim kaza sonrası anlamıştım ve İsmail Kadı, tüm kırgınlıkları bırakarak, evimde ziyaretime gelmiş, iyi dileklerini iletmiş, bir nevi helalık almıştı.
Dün İsmail ustanın cenazesine bende o duygularla koştum, tüm haklarımı helal etmek için.
Üzerimde emeği vardı, meslekte yer edinmemize katkısı olmuştu.
Hastaneden çıkacak, bende kendisini ziyaret ederek, tüm haklarımı helal edecektim ama olmadı, helalleşemedik İsmail Abimle.
Ben bugün İsmail Kadı’yı kırmış, incitmiş olmanın, helalleşemeden uğurlamış olmanın büyük üzüntüsünü yaşıyorum.
Bu vesile ile sizlere tavsiyem, dünya malı için kimseyi kırmaya, üzmeye, incitmeye değmez…
Bakın son kalede çöktü, İsmail Kadı’da sonsuzluğa uğurlandı.
Mekanın cennet olsun İsmail Kadı; benim varsa haklarım helal olsun, sende helal et.
YORUMLAR