1934 yılında kurulmuş, bölgemizin en köklü kulübüdür Darıca GB.
Renkleri, arması, tarihi vardır, başarılarla doludur mazisi.
Başarısız olduğu dönemleri de vardı ama hep Darıca’nın takımı oldu.
Ne zaman ki, kulüpler tamamen siyasetin güdümünde oldu, işte o zaman sıkıntılarda yaşanmaya başladı.
Şükrü Karabacak 14 yıldır Darıca’nın Belediye Başkanı ve kulübü de bana göre makul ölçülerde başarılı bir şekilde yönetmiştir.
Bu süreçte Darıca GB 2. Lig’de ise, Devlet’e borcu yok, lisans engeli olacak dosyaları yoksa ‘o kulüp iyi yönetiliyor ve geleceği emin ellerde’ diyebiliriz.
Ancak, Şükrü Karabacak 14 yılda yaptığını son 4 ayı varken zayi etmiştir.
Darıca GB’nin satılacağı haberlerini ilk duyduğumda, şu ihtimali düşünmüştüm, Azeri bir iş adamı İstanbul’un dibinde ama İstanbul’a bağlı olmayan, tesisleri olan, şirin bir kasaba kentinin takımını alıp, büyük paralar harcayarak, Darıca’yı Süper Lig’e çıkartacak.
Geçtiğimiz hafta A.Ş yapılarak Azerilere satılan Darıca GB’nin satışına ilişkin önceki gün sayın Şükrü Karabacak’ı aradım, satış olayını bizzat kendisinden dinlemek için.
Karabacak, “piyasaya olan 5 milyon kadar borcumuz var. Bu borcu ödemeleri karşılığında kulübü sattık” dedi.
Haydaaaa…
Sen borçsuz, yıllık geliri 2.5 milyon lira civarında olan 2. Lig takımını nasıl para almadan ve kulübün geleceği açısından daha iyisini görmeden satarsın…
Sonra borcu ve ödeme şeklini araştıralım dedik.
Borç denilen şey, bakkal defteri gibi, ‘Ali, Veliye şu kadar para, bu kadar ödeme’ diye yazılmış, sözde resmi borç!
Darıca GB, tarihi başarılar yaşadı, 1. Lig’in kapısına da dayandı, amatöre de düştü.
Bu kulüp her zaman Darıcalının ortak değeri oldu.
Yok pahasına bu kulübü elden çıkartmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Hem de böylesi ‘şaibeli’ bir dönemde.
Önümüzde yerel seçimler var ve herkesin malumu 3 dönemdir Darıca Belediye Başkanı olan Şükrü Karabacak, makamı bırakacak.
Giderayak nasıl bir aymazlıktır ki, Darıca’nın tek ortak değeri olan kulübünü satarsınız…
Hadi diyelim, yukarda çok büyük bağlantıların olduğunu her yerde söylüyorsun, bu bağlantıların seni yeniden aday yaptı.
Aday olacağını belli değil, gireceğin seçimden galip çıkacağın belli değil, böylesi bir durumda kulüp satmak nedir?
Şimdi bu satışı duyanlar, çeşitli dedikodu üretiyor, açıktan ciddi paralar aldığını, bir ay önce direk 1 milyon lira borçlar için aldığını konuşuyorlar.
Daha bir çok şey konuşuluyor ve konuşulmaya da devam edecek.
Bu satışın, siyasal ve yasal sorumluluğu ve sonuçları olmalı diye düşünüyorum.
Çünkü, ortada şeffaflık yok.
Ve yaklaşan bir seçim var.
Asıl önemlisi, piyasa borcu 5 milyon olsa bile 2. Lig’de mücadele eden bir ekibin minimum bedeli 20 milyonlarla ifade edilirken, sen amacı, maksadı, fikri, zikri nedir? Ne değildir? Bilmediğin birine 85 yıllık mazisi olan bir kulübü nasıl satarsın?
Önceki gün bu ve benzeri konuları konuşmak için aradığım sayın Şükrü Karabacak, bu sorulara yanıt vermek yerine, “siz zaten Muzaffer Bıyık’ı seviyorsunuz, gönlünüzde O var” gibi alakasız polemiklere girmeyi tercih etti.
Bu polemikler ve bu konuda ki diyalogla ilgili de değerlendirmemizi yarın yapacağız.
Şimdi söz Darıcalı da bu satış işine bakışlarını ve görüşlerini ortaya koymalarını bekliyoruz.
Renkleri, arması, tarihi vardır, başarılarla doludur mazisi.
Başarısız olduğu dönemleri de vardı ama hep Darıca’nın takımı oldu.
Ne zaman ki, kulüpler tamamen siyasetin güdümünde oldu, işte o zaman sıkıntılarda yaşanmaya başladı.
Şükrü Karabacak 14 yıldır Darıca’nın Belediye Başkanı ve kulübü de bana göre makul ölçülerde başarılı bir şekilde yönetmiştir.
Bu süreçte Darıca GB 2. Lig’de ise, Devlet’e borcu yok, lisans engeli olacak dosyaları yoksa ‘o kulüp iyi yönetiliyor ve geleceği emin ellerde’ diyebiliriz.
Ancak, Şükrü Karabacak 14 yılda yaptığını son 4 ayı varken zayi etmiştir.
Darıca GB’nin satılacağı haberlerini ilk duyduğumda, şu ihtimali düşünmüştüm, Azeri bir iş adamı İstanbul’un dibinde ama İstanbul’a bağlı olmayan, tesisleri olan, şirin bir kasaba kentinin takımını alıp, büyük paralar harcayarak, Darıca’yı Süper Lig’e çıkartacak.
Geçtiğimiz hafta A.Ş yapılarak Azerilere satılan Darıca GB’nin satışına ilişkin önceki gün sayın Şükrü Karabacak’ı aradım, satış olayını bizzat kendisinden dinlemek için.
Karabacak, “piyasaya olan 5 milyon kadar borcumuz var. Bu borcu ödemeleri karşılığında kulübü sattık” dedi.
Haydaaaa…
Sen borçsuz, yıllık geliri 2.5 milyon lira civarında olan 2. Lig takımını nasıl para almadan ve kulübün geleceği açısından daha iyisini görmeden satarsın…
Sonra borcu ve ödeme şeklini araştıralım dedik.
Borç denilen şey, bakkal defteri gibi, ‘Ali, Veliye şu kadar para, bu kadar ödeme’ diye yazılmış, sözde resmi borç!
Darıca GB, tarihi başarılar yaşadı, 1. Lig’in kapısına da dayandı, amatöre de düştü.
Bu kulüp her zaman Darıcalının ortak değeri oldu.
Yok pahasına bu kulübü elden çıkartmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Hem de böylesi ‘şaibeli’ bir dönemde.
Önümüzde yerel seçimler var ve herkesin malumu 3 dönemdir Darıca Belediye Başkanı olan Şükrü Karabacak, makamı bırakacak.
Giderayak nasıl bir aymazlıktır ki, Darıca’nın tek ortak değeri olan kulübünü satarsınız…
Hadi diyelim, yukarda çok büyük bağlantıların olduğunu her yerde söylüyorsun, bu bağlantıların seni yeniden aday yaptı.
Aday olacağını belli değil, gireceğin seçimden galip çıkacağın belli değil, böylesi bir durumda kulüp satmak nedir?
Şimdi bu satışı duyanlar, çeşitli dedikodu üretiyor, açıktan ciddi paralar aldığını, bir ay önce direk 1 milyon lira borçlar için aldığını konuşuyorlar.
Daha bir çok şey konuşuluyor ve konuşulmaya da devam edecek.
Bu satışın, siyasal ve yasal sorumluluğu ve sonuçları olmalı diye düşünüyorum.
Çünkü, ortada şeffaflık yok.
Ve yaklaşan bir seçim var.
Asıl önemlisi, piyasa borcu 5 milyon olsa bile 2. Lig’de mücadele eden bir ekibin minimum bedeli 20 milyonlarla ifade edilirken, sen amacı, maksadı, fikri, zikri nedir? Ne değildir? Bilmediğin birine 85 yıllık mazisi olan bir kulübü nasıl satarsın?
Önceki gün bu ve benzeri konuları konuşmak için aradığım sayın Şükrü Karabacak, bu sorulara yanıt vermek yerine, “siz zaten Muzaffer Bıyık’ı seviyorsunuz, gönlünüzde O var” gibi alakasız polemiklere girmeyi tercih etti.
Bu polemikler ve bu konuda ki diyalogla ilgili de değerlendirmemizi yarın yapacağız.
Şimdi söz Darıcalı da bu satış işine bakışlarını ve görüşlerini ortaya koymalarını bekliyoruz.
YORUMLAR