ORGANİZASYONDA GTÜ, TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİ
Avrupa Nanoteknoloji Teknolojileri Platformu (ETPN)’nun 2013’ten itibaren her yıl düzenlediği Nano Dünya Kanser Günü (NWCD) etkinliklerinin yerini alan Dünya Kanser Günü, yeni geliştirilen tüm tıp teknolojilerini bir araya getirecek bir ekosistem inşa eden bir Avrupa Projesi olan NOBEL tarafından organize ediliyor. ETPN genel başkanı Patrick Boisseau’nun davetiyle Türkiye’yi bu organizasyonda geçen yıllarda olduğu gibi GTÜ temsil ediyor.
Onkoloji alanında geliştirilen nanoilaç, fotonik, robotik, akıllı cihazlar, biyomalzeme gibi yeni teknolojilerin halk arasında bilinirliğini arttırmayı amaçlayan etkinlikler GTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Amfi Salonu’nda gerçekleştirildi.
REKTÖR YARDIMCISI COŞGUN: ‘ÖNCELİĞİMİZ TOPLUMSAL BİLİNCİ ARTIRMAK’
GTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Vefa Ahsen, Doç. Dr. Fabienne Dumolin ve Doç. Dr. Ümit İşci’nin yerel organizatörlüğünü yaptıkları programın açılış konuşmacısı GTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilay Coşgun oldu. Kansere karşı tıp teknolojisinin geliştirdiği yeniliklerden toplumun haberdar olması için etkinliğin önemli bir fırsat olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan Coşgun, her yıl milyonlarca ölüme neden olan ve pek çoğu önlenebilir olan bir hastalığa karşı toplumsal bilinci artırmanın kansere karşı mücadelede öncelikleri olduğunu vurguladı.
KANSERİN ÖNLENMESİ VE ERKEN TANISINA YÖNELİK YATIRIMLAR ÖNEMLİ
Prof. Dr. Coşgun konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplum sağlığını tehdit eden, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018 verilerine göre küresel çapta 9.6 milyon kişinin ölüm nedeni olan kansere karşı artık her zamankinden daha uyumlu ve koordineli bir mücadeleye ihtiyaç vardır.
Dünya Kanser Günü'nde kanserle mücadele etmek, bu konuda farkındalık yaratacak bilgi paylaşımında bulunmak ve mesajlar yaymak, bireyden topluma, sivil toplumdan resmi kuruluşlara kadar herkesin kansere karşı mücadelede üstlenmesi gereken sorumlulukları arasındadır.
Kanserin önlenmesi ve erken tanısına yönelik yatırımlarınmaliyeti, kanserin sonuçları ile uğraşmaktan çok daha ucuzdur. Küresel kalkınma çerçevesinde kanserle mücadeleye devam etmemiz, erken ölümlerin önlenmesini ve de hizmete erişimde eşitsizliklerin giderilmesini sağlayacaktır.”
SANYAL: “YENİ İLAÇ GELİŞTİRMEDE TABULAR VAR”
Daha sonra Sağlık Bilimi alanında inovatif çalışmalar yürüten RS Research yöneticisi Prof. Dr. Rana Sanyal, etkinliğe canlı video bağlantısıyla katılarak kanser tedavisinde inovatif ilaç geliştirmeye yönelik çalışmalardan söz etti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2035 yılına kadar kanserin yüzde 70 oranında artacağının öngörüldüğünü ifade eden Sanyal, ilaç üretiminde inovasyonun önemine dikkat çekti. Sanyal, sunumunun devamında şunları söyledi: “Yeni ilaç geliştirmenin çok pahalı ve uzun bir süreç olduğu yönünde bir tabu var. Ayrıca Türkiye’de orijinal ilaç geliştirilemeyeceği, eşdeğer ilaç üretebilmek için de tek finansman modelinin devletin alım garantisi olduğu da tabu olarak değerlendiriliyor. İlaç inovasyonunu gerçekleştiren şirketlere baktığımız zaman küçük şirketlerin 2007’de yüzde 31 olan oranı 2016’da yüzde 68’e yükselmiş. Buna paralel olarak ilk 10 büyük ilaç şirketinin payında azalma görüyoruz. Günümüzde piyasaya sürülen yeni ilaçların yüzde 62’si küçük firmalar tarafından üretilmiş ilaçlar.”
SAĞLIK TEKNOLOJİSİ PATENT BAŞVURULARINDA İLK SIRADA
Sonraki konuşmacı Doç. Dr. Fabienne Dumoulin, küresel sağlığı iyileştirmek için sağlık hizmetlerinde kullanılan teknolojideki son gelişmeleri ele alan bir sunum gerçekleştirdi. Dünya pazarının yüzde 29’unu oluşturan ve 675 bin çalışanıyla Avrupa’daki patent başvurularında 1. sırada yer alan Sağlık Teknolojileri alanında yeniliklerin hızla devam ettiğini kaydeden Dumoulin, “Doğrudan kan örneğinden tümör hücresi tespiti, gereksiz biyopsiden kaçınarak deri kanseri tespiti ve geliştirilme aşamasında olan nefes analiziyle kanser işaretlerinin tespit edilmesi konularında önemli gelişmeler var. Kemoterapi aşamasında Nano parçacıklarla akıllı ilaç iletimi, Radyoterapide X-ışınlarının yerel olarak güçlendirilmesi gündemde olan diğer gelişmeler. Gelinen noktada ne yazık ki kanser hastalığının yaygınlaşması da söz konusu. 2018 yılında 18 milyon yeni kanser vakası tespit edilirken önümüzdeki 20-40 yıl arasında kanser vakalarında artış görüleceği öngörülmektedir.” diyerek kanserle mücadelenin önemine değindi.
KANSERLE MÜCADELEDE ÖNLEYİCİ YAKLAŞIM GEREKİYOR
Daha sonra bir konuşma yapan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Kanser Enstitüsü’nden Prof. Dr. Duygu Altınok Dindar, 2014 yılında ülkemize ve insanlığa Sağlık Bilimi ve Teknolojileri alanında bilgi üreterek hizmet amacıyla kurulan TÜSEB ve Kanser Enstitüsü hakkında bilgilendirmeyle sunumuna başladı. Enstitü’nün; Türkiye Kanser Gen, Biyobanka Ulusal Kanser İlacı, Kanser Araştırmaları Mükemmeliyet Merkezi gibi projelerinden söz eden Dindar, hastalığın kalıtımsal özellikleri ile kanserle mücadelede dikkat edilmesi gereken hususlara değinerek şöyle konuştu: “Türkiye’de kanser ve kronik hastalıklarını tarama ve önleme projelerinin desteklenmesi gerekiyor. Eğer önleyici yaklaşımla bir şeyleri değiştirmeyi başarırsak hem hastalıkların neden olduğu ekonomik maliyeti düşürüp hem de insanları korumuş oluyorsunuz. Bir de çevresel karsinojenler çok önemli. Yaşadığınız dünya, yediğiniz yemek soluduğunuz hava aslında sizin hastalıklarınızın nedeni. Evet genetik sebeplerimiz var ama genetik yatkınlık tek başına anlam ifade etmiyor. Çünkü siz onu provoke edecek bir sebebe sahip değilseniz ve sağlıklı bir ortamda yaşıyorsanız bir problem yok demektir. Kamuda, sosyal alanda bu bilinci oluşturmak istiyoruz.” diye konuşarak amaçlarına yönelik yaptıkları çalışmalardan örnekler verdi.
BİYOLOJİK VERİLERDEN ANLAMLI BİLGİLER ELDE EDİLİYOR
Etkinlikte Phi Tech Biyoinformatik Sorumlusu ve GTÜ Dr. Öğretim Üyesi Tunahan Çakır bir sunum yaparak Yeni Nesil DNA Dizileme, Genom, Ekzom ve Hedefli Dizileme konularında yapılan çalışmalardan söz etti. Tıp ve Biyolojide geçerli yeni yaklaşımlarda da değinen Çakır özellikle Kişiye Özel Tıp alanında yapılan bilimsel çalışmalardaki artışa dikkat çekti. Çakır son olarak; tıbbi, akademik ve endüstriyel alanlardaki çalışmalarda elde edilen biyolojik verilerin istaistiksel analizi, veri madenciliği ve makine öğrenmesi ile işlenerek biyolojik olarak anlamlı bilgilerin çıkarılması konularımda hizmet veren Phi Tech hakkında bilgiler sunarak sunumunu sonlandırdı.
Panel bölümünde konuşmacıların, dinleyicilerden gelen soruları yanıtlamasının ardından etkinlik sona erdi.
YORUMLAR