Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV-Star TV ortak canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Programın başında, doğum gününe özel bir klibin izletildiği Erdoğan, bu güzel çalışmanın kendisini duygulandırdığını belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Hayat serüveninin çok farklı olduğunu anlatan Erdoğan, ilkokul, orta öğretim ve imam hatipten sonra üniversiteye direkt girme imkanı bulunmadığını, lise fark imtihanlarına girerek, üniversiteye geçtiğini ifade etti.
Marmara Üniversitesi İktisat ve Ticaret Okulu'ndan mezun olduğunu vurgulayan Erdoğan, imam hatip lise kısmından üniversite bitene kadar bütün bu hayatında sürekli olarak sivil toplum kuruluşlarında görev aldığını kaydetti.
Milli Türk Talebi Birliği'nde orta öğretim komitesinde çalışmalar yaptığını, bu çalışmalarının üniversite de devam ettiğini aktaran Erdoğan, parti gençlik kolları ve ana kademede devam eden bir siyasi süreçten sonra İstanbul'da 1985'te Refah Partisi'nde il başkanlığı görevine geldiğini belirtti.
İl başkanlığı göreviyle başlayan sürecin İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu ana kadar devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum andan itibaren zaten renkli bir hayat... Cezaevine girene kadar o devam etti. Cezaevine 10 ay ile girdik ama 4,5 ay yattık ve çıktıktan sonra da hemen partimizi kurduk. Partimizi kurduktan sonra da 16 ayda tek başımıza iktidar olduk. Yüzde 34,4 gibi bir oyla parlamentoya iki parti girdik o zaman, CHP ve biz. Bu bize parlamentoda yüzde 63 gibi bir milletvekili sayısını getirdi. Böyle bir mücadeleyle geçen süreç oldu. Bu sürecin içerisinde özellikle babamın vefatı 87 falan. Ama siyasi hayatımızın içerisinde devam ederken bu oldu. Ardından validemin 2011'de vefatı var ve bütün bu süreç içerisinde de bir taraftan evliliğim, evlilikle beraber çalışıyorum ama bir diğer taraftan aynı zamanda da amatör kümede futbol oynuyorum. Amatör kümede de futbola imam hatipte okurken cami altında başladım. 6 yıl orada oynadım. Ondan sonra oradan İETT'de devam ettim. Orada 7 yıl kadar devam eden bir süreçti."
"Bayrampaşa'da bir hafta yattık"
Daha sonra buradan ayrılıp özel sektöre geçtiğini anlatan Erdoğan, "Bir taraftan ekmek mücadelesi, bir taraftan siyasi mücadelemiz bunların hepsi devam ediyor. Çocuklar ailemin en büyük zenginlikleri olarak geldiler. Derken, 1,2,3,4... Yani biz üç derken boşuna demedik, o zamana dayanıyor. 4 tane Rabbim bizlere evlat nasip etti." diye konuştu.
Siyasi mücadelesindeki 1989 Beyoğlu seçimlerini "renkli bir dönem" olarak nitelendiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Beyoğlu Belediye Başkan adaylığı... Onun unutulması mümkün değil. Çok farklıydı, dönen dolaplar falan. Orada da maalesef sayım tutanaklarının birleştirilmesinde bir oyun oynandı ve o birleştirme zaptında rakamlar üzerinde orada bir rakamı sildiğin anda bakıyorsun sayı binler olarak düşüyor. Bunu biz gözlerimizle yakaladık fakat o zamanki ilçe seçim kurulu başkanının önüne bunları getirdik ama dinlemedi. Hatta baktım okulun üst katında maalesef masa kurulmuş, orada da meşru olmayan şeyler yapılıyor. Alkol alıyorlar falan. O halleriyle gelip oradan seçimi yönetmeye kalkıyorlardı. Ben de orada 'Bu alkolik halinle mi burada adil bir seçim yöneteceksin' falan dedim, ayrıldım. Aradan bir şey geçti, bundan dolayı da daha sonra bize hemen bir dava açılma yoluna gittiler ve daha sonra bize bir tutuklama kararı çıktı. Bir hafta da bundan dolayı ben cezaevinde yattım. Hak arama olayından dolayı o zaman Bayrampaşa'da bir hafta yattık. Daha sonraki mahkemelerde çıktık ve ondan sonraki süreçte kararlı bir şekilde devam ettik ama hepsi bizim için birer ibret vesilesiydi."
"Çok farklı bir süreç oldu"
Bu sürecin kendisine 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını getirdiğini belirten Erdoğan, bu anıları unutamadığını ifade etti.
Bu yolda kendisiyle olup ebediyete uğurladığı arkadaşlarının çok istisna yeri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994'te belediye başkanlığını, 1999'da hapishane yıllarını, sonrasında 27 Nisan e-muhtırasını ve 15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe girişimlerini yaşadığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu darbe girişiminde o akşam verdiğimiz mesaj karşısında on binler meydanlara, caddelere dökülünce bu çok farklı bir süreç oldu. İlginç olanı biz Marmaris'ten Atatürk Havalimanı'na indiğimizde on binlerin bizi karşılaması. 00.15'te biz oradayız. Meğerse 23.15'te de Bay Kemal oradan gelip o da Bakırköy Belediyesine geçmiş, tankların arasından. Bize durumu orada söylenince biz tabii güldük sadece ama 16 saat sürdü. 16 saat sonra darbe püskürtüldü ve biz tekrar bu 16 saati oradan yönettik ve 16 saatten sonra da gerekli adımlar atıldı yolumuza devam ettik. Ve şimdi bu darbe girişiminde bulunanların hepsi, nerede varsa, Silahlı Kuvvetlerimizin içerisine girmiş olanlar, polis teşkilatımızın içerisinde olanlar, devletin diğer kademelerinde olanlara karşı hukuk standartları içerisinde ne gerekiyorsa yapıldı, yapılıyor ve yapılacak. Yola devam."
"Köyünden çıkıp gelenler var"
"Giresun ve Erzincan mitinglerinden geldiniz. Seçim meydanları ne diyor size?" sorusu üzerine Erdoğan, "Çalışırsanız olacak. çalışmadan, halkınızla beraber o dili kullanmadıktan sonra, hele hele gönül dilini kurmadıktan sonra bir yere varmanız mümkün değil." yanıtını verdi.
Televizyonun, sosyal medyanın da bu işte payı olduğunu ancak meydanları daha farklı gördüğünü aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben en büyük zevki meydanlarda alıyorum ve halkımın da bu noktadaki inancını, yaklaşımını, anlayışını görüyorum. Gerek Giresun'da gerek Erzincan'da resmi rakamlar 30 bin civarındaydı. 30 bin birisindeydi, 26 bin de Erzincan'daydı. Bu soğuğa, bu havaya rağmen eğer bu insanlar oraya geliyorsa, burada bir incelik var. Nedir? Demek ki liderini özlüyor. Lideri ne diyecek, o mesajları almak için oraya geliyor. Bunların içinde köyünden çıkıp gelenler var. Biz, onlara mesajlarımızı verdiğimiz zaman o da bu mesajı bütün yakınlarına, akrabasına ulaştıracak. Onun için de meydanlarda bu buluşmalarımız onlara bu heyecanı verirken, onların şu anda kalan 32 gün içerisinde çalışmalarını sürdürmeleri bakımından önem arz ediyor. Temenni ederim ki inşallah bu çalışmalarımızın neticesini de bizler 31 Mart akşamı inşallah alacağız. Bugün 20 oldu sadece il olarak dolaştıklarım. Bunun dışında ilçeler, STK'larla yaptığımız toplantılar ve televizyon programları yürüyor."
"Yurt dışı kabul ve görüşmeler yapıyorum"
Bu arada, yurt dışı kabul ve görüşmeler yaptığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in doğum gününü kutlamak için kendisini aradığını aktardı.
Bu görüşmeleri yaparken bir taraftan da ülkeler arasındaki ikili ilişkileri az da olsa ele alma imkanı olduğuna değinen Erdoğan, "Dünya birbirini takip ediyor. Sadece ülke içinde bu sınırlı kalmıyor. Yarın yine aynı şekilde kutlamak için arayacak liderler var. Ayrıca Çad Devlet Başkanı yarın resmi ziyaret için geliyor, ona kabulümüz var. Onun öncesinde burada kanaat önderleriyle büyük bir toplantı yapacağız. Durmak yok, yola devam." diye konuştu.
"Meydanlar benim için en büyük anket şu anda"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat son dönemlere gelince bu işte bakıyorsunuz artık çalıştığınız, ki biz bir anket firmasıyla çalışmayız, en az 3 anket firmasıyla çalışır ve çek ederiz sürekli. Fakat bakıyoruz ki neticeler bir geliyor hiçbirisi bir tanesini tutmuyor. Ama şimdi biz bu seçimde daha farklı bir yöntem kurduk. Böyle marka şirketlerle çalışmaktan çok, bu işi şimdi adı sanı duyulmamış bir şekilde bu çalışmamızı yürütüyoruz. Marka yok mu? Marka da var. Bu şekilde bir çalışmayı sürdürüyoruz. Dediğim gibi güven noktasında bu güven vermiyor, niye? Bakıyorum ki birini diğeriyle çek ederken açık ara tutarsızlık var. O zaman diyorum ki 'sen işine bak'. Biz de işimize bakıyoruz. Meydanlar benim için en büyük anket şu anda, bu şekilde yola devam ediyorum. En büyük anket 31 Mart. 31 Mart'ta şaşmayacak bir anket var. Halkıma güveniyorum, Hakk'a güveniyorum. Rabb'im inşallah bizleri mahcup etmeyecek."
Erdoğan, anketlerde ciddi manada manipülasyonlar olduğunu belitti.
Burhanettin Kocamaz'ın aday olamaması ile ilgili Erdoğan, "Nihai karar, YSK'nindir. YSK, hangi kararı verirse o nihai hükümdür, onunla da iş bitmiş olur." dedi.
"Yerelde de bir beka sorunu söz konusudur"
"31 Mart bir beka seçimi midir?" sorusuna Erdoğan, "Beka sorununu sadece genel seçimlerde değerlendirip ele alamayız. Yerelde de bir beka sorunu söz konusudur. Bizim şu anda yereldeki beka sorunumuzun neticesi 31 Mart'tır. Onu hafife alamayız." yanıtını verdi.
Bir siyasi partinin eş başkanı ve "Kürdistan"dan bahsettiğini vurgulayan Erdoğan, "Kürdistan'dan bahseden bu adama verilecek bir cevap var, Türkiye'de 'Kürdistan' diye bir bölge var mı? Zaten kendisiyle ilgili soruşturma açıldı ve suç duyurusu kesinlikle yapıldı." şeklinde konuştu.
"Ondan sonra da diyorlar ki 'niye böyle oluyor?" diyen Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Niye böyle olmayacak? Sen nasıl olur da benim ülkemi bölersin. Eğer Kürdistan aşkın varsa, Irak'ın kuzeyinde Kürdistan var. Buyur oraya git. Ama bizim ülkemizde Güneydoğu Anadolu bölgemiz var, Doğu Anadolu bölgemiz var, Karadeniz, Akdeniz, İç Anadolu, Ege, Marmara var. Bunun dışında bizde herhangi bir bölge yok. Her taraf Anadolu toprağıdır. Avrupa toprağı olarak belli bir bölgemiz vardır ve 780 bin kilometrekareyle bu ülke Türkiye'dir. Sizin bu ülkeyi bölmeye, parçalamaya hakkınız yok. Çukurlar açtınız, biz de geldik sizi çukurlara gömdük. Cudi'ye, Gabar'a, Tendürek'e bunun için girdik, hatta Kandil'e bunun için girdik. Niye? Bu ülkenin huzuru, refahı, bunun sorumlusu kim? İktidar olarak biziz. O zaman gereğini yapacağız.
İşte bunlar, YPG/PYD, FETÖ, DEAŞ hepsi bunları yapmak istediler bu ülkede ama biz rehavete kapılamayız, bundan sonra da bunlar bunu yapma arzusu içerisinde olabilirler, biz de mücadelemizi bütün tedbirleri alarak yürütüyoruz. İşte bu sabah 7 tane terörist biliyorsunuz yakalandı. Bu emniyetimizin, İçişleri Bakanlığımızın ne kadar hassas olduğunu gösteriyor ve takip edilenler bunlar. Bundan sonraki süreçte de aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz."
"Bizde tasfiye olmaz, bizde bayrak yarışı olur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Siz bir yola çıkıyorsunuz, yola beraber çıktığınız insanlar içerisinde ilanihaye sizinle beraber gelecek diye bir şey yok ama özellikle AK Parti olarak bizim şöyle bir anlayışımız var; biz bu olaya bir dava olarak bakıyoruz, sıradan bir parti olayı değil. Eğer bir dava adamıysan bu davada bir defa davana ihanetin olmaması lazım. Görev verilir yaparsın ama 'artık senden alıp bunu bir başkasına verelim' dendiği anda da buna da 'eyvallah' dersin. Çünkü oradan senden o görev alınır sana da bir başka görev verilir."
Bu şekilde görevlendirdikleri çok arkadaşları olduğunu dile getiren Erdoğan, "Sürekli olarak şu anda işte CHP'de olduğu gibi 'bir yere çakılı kalmak' diye hani devlette vardır ya çakılı kadrolar yani burada da siyasette böyle çakılı kadrolar olamaz. Değiştirirsin ve liderin de görevi nedir? Adeta bir satranç oynar gibi, ben iyi satranç bilmem yalnız, bunu o şekilde değerlendirmesi lazım." dedi.
Bu şekilde yürütülmesi halinde başarı olacağını ve kendilerinin de bugüne kadar bu tür adımlar attıklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Ayrılanlar oldu, isim vermeye filan gerek yok, bu ayrılanlar tabii ondan sonra bir daha onlarla beraber yol yürümek mümkün değil ama biz bunları kovmadık, 'gidin' demedik. Bizim tek bir gayemiz var, tek bir amacımız var, millete hizmet eden hiçbir zaman hezimete uğramaz. Derdimiz millete hizmet, bu uğurda bütün dava arkadaşlarımızla biz şu anda yola devam ediyoruz. Devam etmek isteyenler yine bizimle beraberler zaten."
Erdoğan, Binali Yıldırım'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı görevi için, "Nasıl takdir ederseniz" dediğini aktardı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un bir önceki görevi olan TBMM Başkanvekilliği görevine Süreyya Bilgiç'in getirildiğini, onun eski görevi olan Plan Bütçe Komisyon Başkanlığına da Lütfi Elvan'ın getirildiğini bildiren Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz sıradan bir parti değiliz, güçlü bir partiyiz. Türkiye siyasetinde bizim partimiz kadar iç hareketliliği olan hiçbir parti yoktur. Bizde tasfiye olmaz, bizde bayrak yarışı olur. Biz bugüne kadar kimseyi tasfiye etmedik. Parti kuracaklarmış, şu olacakmış, bu olacakmış, daha önce kuranlar oldu zaten ama akıbetleri belli. Başka partilerde bu adımlar atıldı, onların da akıbetleri belli. Dürüstlük, samimiyet, sadakat çok önemli."
İstihdam konusu
Erdoğan, "Hedef, yıl sonuna kadar bu 2,5 milyonluk istihdamı; bütün oda, borsa, bunlarla beraber, dayanışma içerisinde yapmak. Biz iktidar olarak üzerimize düşenleri yapacağız. Burada işsizlik fonundan yapılması gereken destekler var vesaire gibi bütün bunlarla beraber, bu işi inşallah çözmüş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni askerlik sistemi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni askerlik sisteminin ne zaman yasalaşacağı ve hali hazırda silah altına alınanların etkilenip etkilenmeyeceğinin sorulması üzerine ise şunları kaydetti:
"Bu konuyla ilgili olarak, benim arzum da Savunma Bakanımızın da arzusu, şu seçim öncesi bu işi, kanunu çıkarmaktı. Yoğunluklar sebebiyle ve çalışmalarda bazı pürüzler sebebiyle onu yetiştiremedik. Bundan sonra tabii bir de Savunma Bakanımızın bu konuyla ilgili çalışmaları çok etraflıca, o da bunu anlatacak ve seçim sonrasında da bunu inşallah Meclis tekrar açıldığında kanunlaştırarak, yani ilk işlerimizden birisidir diyebileceğim inşallah kanun bu olacaktır."
"Vatandaşımızı bu konuda ezdirmeyeceğiz"
Buna ilişkin Isparta'ya gittiğinde, burada üreticinin elindeki 400 bin ton elmaya ilişkin yaşananları örnek gösteren Erdoğan, bu konuda müdahalenin yapılarak, oradaki üreticilerin de beklemediği bir fiyatla dünden itibaren bu elmanın peyderpey çekilmeye başladığını anlattı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu bir şeyi gösteriyor; bir, biz üreticinin karşısında değiliz, tam aksine üreticinin yanındayız bu hamleyle. İki, tüketicinin yanındayız, ona da uygun ve ucuz fiyatta bu ürünü getirdiğimiz için. Burada kaybeden kim? Aracılar, simsarlar. Aracı, simsar, bunlar da kalksınlar şu anda bizim yaptığımızı yapsınlar, biz zaten durmayız, çekiliriz. Çünkü bizim işimiz o değil. Biz, hiçbir zaman da vatandaşımızı bu konuda ezdirmeyeceğiz, ezdirmeyiz. Her şey düzeldi, 31 Mart itibarıyla bu iş bitti, bittiyse bizim işimiz de biter, biz asıl işimize döneriz ama bitmezse biz bu işi hem ürün bazında hem de TESK ve TESKOMB'la da bunları görüştük, 'biz varız' dediler. Gerekirse onlarla bu işi konuşuruz, bu sefer daha geniş 81 vilayete bu işi yaymak suretiyle bu adımı atarız. Çünkü biz halkımızı, vatandaşımızı ezdirmeyeceğiz, fırsatçılara derslerini verene, milletin ekmeğiyle oynayanlara hadlerini bildirene kadar da tanzim satış uygulamasını sürdüreceğiz."
"Teröristlere ve teröre de bölgeyi kurban etmemek istiyoruz"
Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünde hassas olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Terör koridoru bizim için güvenli bölge olarak özellikle ifade ettiğimiz yer, bu konuda hassasız. Biz, bize tehdit oluşturacak bir bölgeyi birilerine emanet edemeyiz, orada biz olacağız." açıklamasını yaptı.
"Suriye halkı bize güvendiği için aşiretler sürekli 'Münbiç' çağrısı yapıyor"
Erdoğan, "O terör koridoru üzerinde ne kadar hassassak, Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda da o kadar hassasız. Bu konuda halkı bize çok güvendiği içindir ki aşiretler sürekli olarak 'Münbiç' çağrısı yapıyor. 'Türk askerini buraya bekliyoruz, biz sadece onlara güveniyoruz, onu bekliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman söylediği "Bir gece ansızın gelebiliriz." sözünü anımsatarak, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Münbiç ile ilgili burası yüzde 90 itibarıyla Arapların ama terör örgütünü maalesef Obama oraya yerleştirdi ve daha sonra Trump geldi, Sayın Trump ile de bunları konuştuk. Sayın Trump da Obama'nın oradaki tavırlarından rahatsız olduğunu bizzat bize açıkladı. Şimdi ise durum farklı, şimdi de bir an önce Münbiç yol haritasının neticelenmesi lazım. Bir harita açıklamışlardı daha önce biliyorsunuz, 90 gün. Bu 90 gün bitti, ikinci 90 gün bitti, üçüncü 90 gün bitti, şimdi ne oldu, oradaki aşiretler bize sürekli olarak 'gelin' diye davet yapıyorlar, bize güveniyorlar. Biz de bu noktada hazırlıklıyız. Biliyorsunuz, bütün bölgede hazırlıklarımızı yaptık ve Haziran 2018'de Amerika ile mutabık kaldığımız o Münbiç yol haritasının amacı belli. Şu anda bütün hedefimiz, PYD, YPG terör örgütleri, Münbiç'ten tamamen çıkarılacak. Bunların elinde bulunan silahlar da bize verilen söz var çünkü Amerika tarafından toplanacak. Bu silahlar onların elinde bırakılırsa bu neye döner biliyor musunuz? Aynı Saddam dönemindeki Irak olayına döner. O zaman da aynı şeyler söyleniyordu, 'Bunların seri numaraları bizde var ve biz bu silahları toplayacağız' diyorlardı. Daha sonra bütün silahlar ne yazık ki orada PKK'nın elinden çıktı. Aynı duruma burada düşülmemesi gerekir."
Kushner'ın Ankara ziyareti
Kushner'ın Ankara ziyaretine dair Erdoğan, "Şu anda görüşme, Sayın Trump'ın da bana ifade ettiği şekliyle ağırlıklı olarak ekonomi ve bölge sorunları. Bizden de böyle bir talep söz konusu oldu. Çad Cumhurbaşkanı da gelecek, kanaat önderleriyle toplantı var. Belki bir ara ben de kabul ederim. Bir görüşme Hazine Maliye Bakanımızla o arada yapma durumumuz olabilir." dedi.
- "Buradan geri adım zaten söz konusu değildir"
Rusya'dan alınacak S400 hava savunma sistemine, ABD'nin nasıl ikna edileceğine yönelik bir soruyu ise Erdoğan, şöyle yanıtladı:
"Burada teknik anlaşmazlıklar söz konusu. Bizim, Sayın Obama döneminde Patriotlarla ilgili olarak satın alma talebimiz vardı. Maalesef buna, olumlu bir cevap verilmedi. Kongre, olumsuz bu işe döndü. Biz olumsuz bir yaklaşımın olduğu bu süreçten sonra göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Çaremize baktık. Bunlar savunma sistemi, taarruz değil. Savunma sistemi olarak S400 konusunda Sayın Putin ile bunu konuştuk. Sayın Putin'den gerek kredi gerek teknik konularda gerek ortak üretim gerek süre konusunda. Bu, Türkiye'nin güvenliği için şart. Sayın Putin de bu konuda bize çok olumlu yaklaştı. O günün şartlarında, kredi ve faiz oranları itibarıyla bize güzel bir imkan sundu. Bu güzel imkanlar bize sunulduktan sonra biz kalkıp da 'Hayır, bunu almayacağız mı?' diyelim.
Yunanistan, S300'ü almış. Bulgaristan'da var. Yanılmıyorsam Slovakya olacak, onlarda da var. Bu üç ülkede oluyor, burada sesiniz çıkmıyor. Kalkıyorsunuz, Türkiye ile ilgili böyle bir şey olunca bu, bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki biz, buna rağmen Patriotlar konusunda, tamam eğer siz de bize bu iyi şartları sağlarsanız biz buna da varız. Biz de alternatifli çalışmak durumundayız. Bize yapılan ciddi bir haksızlık var. Bize bu haksızlığı yapanlar, 'Gelin şimdi anlaşalım ama S400'ü bırakın' diyorlar. Kusura bakmayın, biz bu anlaşmaları yaptık, bitti bu iş. Bu, savunma ihtiyacımızdır. Bunun anlaşmalarını bitirdiğimiz gibi buradan geri adım zaten söz konusu değildir."
Bu yanlış yaklaşımın bir an önce giderilmesi temennisinde bulunan Erdoğan, "Aramızdaki şey sadece sözde olan bazı yaklaşım tarzıdır. Ama bizim, S400 olayında geri adımımız kesinlikle artık söz konusu değildir." dedi.
"Sayın Lavrov'un tespiti yanlış bir tespittir"
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 'Suriye'deki Kürt güçler' açıklaması ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Lavrov'un tespiti yanlış bir tespittir. Bunu kendisine de müteaddit defalar söylediğimiz halde bunu söylemesi yanlış olmuştur." dedi.
AP raporu
AP raporu ile ilgili Erdoğan, "Bir defa şunu çok açık, net söyleyeyim Avrupa Parlamentosu'nun bu raporlarının, aldığı bu kararların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur." şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği'nin bir çekim merkezi olma şansını yitirdiğini söyleyen Erdoğan, AB ile müzakere süreci ile ilgili de "Bu bizi nereye götürebilir? Kendi yolumuzu artık çizmeye götürebilir. Bunların ağzının kokusunu dinlemeye mecbur değiliz." ifadelerini kullandı.
"Avrupa Birliği iki yüzlülüğün tarihini yazmıştır"
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ilgili son rapor taslağına ilişkin Erdoğan, "Bir defa şunu çok açık, net söyleyeyim Avrupa Parlamentosu'nun bu raporlarının, aldığı bu kararların hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Bunlar kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar." yorumunu yaptı.
"Avrupa Birliği iki yüzlülüğün tarihini yazmıştır." diyen Erdoğan, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde idamın yasak olduğunu, ancak Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin davetine icabetle beraber poz verdiklerini, o hafta içerisinde Mısır'da 9 gencin idam edildiğini belirtti.
Sisi'nin, 42 Mısırlıyı idam ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Sen nasıl oluyor da Avrupa Birliği olarak idama hem hoş bakmayacaksın, 'idam yasak' diyeceksin, ondan sonra da gidip 42 Mısırlıyı idam eden böyle bir adamla aynı karede poz vereceksin. Türkiye'de bazı kişiler, cezaevine atıldığı anda bu Avrupa Birliği kıyamet koparan değil mi? Zaman zaman PKK terör örgütünün temsilcilerini, Avrupa Parlamentosu'nun salonlarında onların posterlerini asanlar bunlar değil mi? Bunlar dürüst değil." ifadesini kullandı.
"Bütün vatandaşlarımın sandığa gitmelerini çok önemsiyorum"
"Bütün vatandaşlarımın sandığa gitmelerini çok önemsiyorum. İstikrar için güven için özellikle bağımsızlığımızın güçlendirilmesi için." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ denilen bu lanete, PKK'ya karşı hep birlikte el ele verip, sandıklarda demokratik irademizi, milli iradeyle bütünleştirerek ortaya koymamız lazım, ihmal etmeyelim" şeklinde konuştu.
YORUMLAR