Gebze’de Emine Bulut’un katledilmesi ortak bir protestoyla kınandı. 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’nda gerçekleşen programa CHP Gebze İlçe Başkanı Musa Yılmaz ile ilçe yöneticileri, ADD Derneği Gebze Şube Başkanı Sezer Nilgün Aydın, ÇYDD Şube Başkanı Nurcan Çınar, Eğitim-Sen Gebze Şube Sekreteri Eylem Bahadır, Eğitim-Sen Gebze Şube Kadın Sekreteri Ayla Aktürk ve çok sayıda Gebzeli katıldı. Bahadır’ın konu üzerine açıklamalarının ardından Aktürk, katılımcılar adına basın bildirisini okudu. Aktürk şunları dile getirdi; “18 Ağustos Pazar günü çocuğunun gözleri önünde boşandığı eşi Fedai Baran tarafından defalarca bıçaklanarak katledilen Emine Bulut’un son sözleri, “Ölmek istemiyorum” oldu. Emine Bulut’un haykırışı hepimizin haykırışıdır. Ölmek istemiyoruz. 22 Ağustos Perşembe günü Konya’da 3 çocuk annesi Tuba Erkol, evden uzaklaştırma kararı aldırdığı kocası tarafından çocuklarını gözleri önünde 20 bıçak darbesiyle katledildi.
İLK ALTI AYDA 215 KADIN
Emine ve Tuba’nın yaşadığı dram bizi perişan etmişken, iki gün önce Gaziantep’ten benzer bir haber yüreğimizi yaktı. Yeni doğum yapan 28 yaşındaki Güldane, hastane yatağında boşanmak üzere olduğu kocası tarafından dövülüp, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı ve yoğun bakıma alındı. Türkiye’de son 3 yılda 932 kadın, 2019 yılının ilk 6 ayında ise 215 kadın katledildi. Çocuğunun gözleri önünde yaşamak istediğini haykırarak, eski eşi Fedai Baran tarafından katledilen Emine Bulut ile bu rakam ne yazık ki 216 oldu.
MÜNFERİT DEĞİL POLİTİK
Biz kadınların farkında olduğu bir başka gerçek ise kadın cinayetlerinin münferit değil, politik olduğudur. Bu rakamların son 15 yılda yüzde 428 gibi rekor bir seviyede artmasının pek çok sebebi var. Hem kadınlar açısında hem de demokratik bir ülke olma açısından önemli bir kazanım olan ve Türkiye’nin 2014 yılında imzaladığı ama uygulamadığı İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin gündemde olduğu bir dönemdeyiz.
KATİLLERİ KORUDUĞUNU GÖRÜYORUZ
Kadın cinayetlerinin önlemeye dönük yasa tekliflerinin AKP ve MHP oylarıyla reddedildiği, boşanma, nafaka, miras hakkı gibi medeni kanunla korunan haklarımızı kimi yasa değişiklikleriyle budanmaya çalışıldığı, yargının kadınlara karşı işlenen suçlar konusunda haksız tahrik indirimleriyle erkekleri koruyan uygulamalarının, Şule Çet davasında tanık olduğumuz gibi cinayete kurban giden kadınları değil, katilleri koruduğunu görüyoruz. Buradan bir kez daha belirtmek isteriz ki biz kadınlar bizlere karşı işlenen tüm suçlar karşısında mücadele edeceğiz. Çünkü bizim vicdanımız Güldünya Töre, Ayşe Paşalı, Şule Çet ve daha pek çok kadının davasında yara aldı.
BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ
Biz bu davaların takipçisi olacağız. Bu davalar kadınlara karşı işlenen tüm suçlar konusunda birer toplumsal sınavdır. Emine’nin çığlığı hepimizin çığlığıdır. Ne yaşam hakkımızdan ve mücadeleyle elde ettiğimiz hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeye, ne de susmaya, korkmaya niyetimiz yok. Böylesi vahşetlerin yaşandığı bugün ve her gün biz kadınlar olarak, her türlü şiddete karşı şiddetsiz bir dünyayı örmek ve Eminelerin hesabını sormak için mücadeleye devam edeceğiz, Bir kişi daha eksilmeyeceğiz."
YORUMLAR