Tamda ‘hırsızın hiç mi suçu yok’ meselesi bu.
Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) bir etkinlik yapar, öğrenci kulüplerinin düzenlediği bu etkinlikte, ‘değme’ sosyalistler, Marksistler Üniversite’de öğrencilerle buluşur.
Etkinliğin adından da bellidir, ‘evrim’ başlıklı bir söyleşi bu.
Kısa sürede Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birisi olan GTÜ, her alanda başarı sağlıyor, Gebze’nin gururu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
GTÜ’ye ivme katan, hızlı yükselişin mimarı olan Prof. Dr. Haluk Görgün son derece değerli ve özel biri isimdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genç yaşında her anlamda güveninin tam olduğu ve Gebze’ye gelirken, ‘en kısa zaman içinde ODTÜ’ye rakip bir eğitim kurumu olacak’ denilmişti.
Sayın Görgün bu doğrultuda önemli çalışmalar yaptı, ASELSAN gibi bir kurumun başına geçmesi de GTÜ’de gösterdiği başarıdan kaynaklıyordu.
Yerine atanan Muhammet Hasan Aslan’da aynı ayarda olmalı(!) ki, GTÜ’ye Rektör oldu.
Ancak yeni rektörümüze dair ilk izlenimlerimiz pekte iç açıcı olmadı.
Kadrosunda ciddi sıkıntıları var.
İlk görüşmemizde kendisine uzun uzun anlatırız.
GTÜ, Sayın Aslan döneminde birazda ticarethaneye dönüştü.
Spor tesisleri para basan kurumlar olmuş durumda.
On binleri bulan abonelikler, dışarıda ki spor tesisleri ile aynı rakamlarda tesis kiraları…
Yeni işletmeciler, yeni anlaşmalar, hayırlı işler yani.
Ne kadarına sayın Rektör hakim bilemem artık.
Bu Evrim etkinliğinde Darıca Belediyesi bir anda günah keçisi oldu.
Oysa işin temelinde Darıca Belediyesi’nin, ‘öğrencilerimize, üniversitemize, her konuda destek oluruz’ söylem ve düşüncesi var.
Hepsi bu kadar.
Konunun Türkiye’de konuşulmaya başlanmasından sonra belediye yetkililerine sorduk, bu etkinliğe özel ne bir başvuru, ne de bir anlaşma, sözleşme, katkı yada sponsorluğun söz konusu olmadığını dile getirdiler.
Etkinliği yapan GTÜ ve öğrenci grubu böyle bir platform hazırlamış ve kendilerine her zaman destek olacağını ifade etmiş Darıca Belediyesi’ni de oraya iliştirmişler.
Şimdi sadece logosu iliştirildi diye Darıca Belediyesi eleştirilen odağı olurken, etkinliğe onay veren, kapılarını açan, destekleyen Üniversite’nin hiç suçu yokmuş gibi bir tutum sergileniyor.
İşte bunu anlamak zor.