İnşaat sektörünün sıkıntı yaşandığı dönemlerde bile ortalama konut satışında düşüş yaşamayan bölgemizde sektörün önde gelen firmalarından Kamuran Akbay Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kamuran Akbay, başarısının sırrını şu sözlerle açıkladı; “Bizim önceliğimiz müşteri memnuniyeti. Müşterimiz her durumda, her koşulda haklıdır ve memnuniyeti bizim önceliğimizdir. Ve biz sektörde bir yer edinmişsek, bunun başlıca nedeni yaptığımız her konutu, kendimiz ailemizle bu konutta yaşayacakmışız gibi yapıyoruz” dedi.

Öncelikli olarak inşaat sektöründe başarılı olmak için kendi eğitimini tamamlayan, mimarlık fakültesi mezunu Kamuran Akbay, 2003 yılında inşaat yapmaya başladı. Kamu Kuruluşlarının işlerinin ardından, konut yapımına da başlayan Akbay, bölgemizde 5 bin aileyi konut sahibi yapmanın gururunu yaşıyor. Son dönemlerde hakkında sürekli dedikodular üretilen Akbay, ‘meyve veren ağaç taşlanır’ diyerek bu dedikoduların bir çoğuna gülüp, geçerken, dikkate almazken, bazen de sıkılıyor.Hakkında tüm merak edilenleri, siyasete bakışını ve sektörle ilgili değerlendirmelerini Kulis Haber’e yapan Akbay, sorularımıza içtenlikle ve samimiyetle cevap verdi.

İnşaat sektörüne girmeye nasıl karar verdiniz?

Ben kendimi bazı konularda şanslı sayarım. Varlıklı bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldim. İnşaat işi çocukluğumdan itibaren ilgimi çekmiştir. Ama ‘benim param var inşaat yapayım, kat karşılığı arsa alıp, kar edeyim’ gibi bir düşüncem olmadı. Öncelikli olarak eğitime yöneldim. Mimar olarak diplomamı aldıktan sonra sektörün en alt kademesinden itibaren araştırma, inceleme, gözlem yaptım. İşin muhasebe kısmını çok önemsediğimden, iki yılda muhasebe eğitimi aldım. İşler bir şekilde yapılır ama muhasebe de şaşmamak gerekli düşüncesinde oldum hep. Bugün şirketimin muhasebecilerine program öğretecek kadar bu konuda donanımlıyım. 2003 yılında ilk firmamı kurdum ve Devlet İhalelerine girerek, çalışmaya başladım. Bu süreçte çok şey öğrendim. Mesela daha yolun başında iken, biz dersimizi işi çalıştığımızdan hazırladığımız ihale dosyaları birilerinin dikkatini çekmiş olmalı ki, ihaleye saatler kala hatırı sayılır para teklifleri ile bizim ihaleden çekilmemizi istediler. Biz özellikle devlete yaptığımız işlerde çok hassastık. Bize teklif edilen paraların miktarına hiç bakmadan, Devletimiz kazansın, ihalede kırım olsun diye ısrarla teklif hazırladığımız her dosyanın arkasında durduk. Şirket ismi ve ihale adı vermem doğru olmaz ama 2006 yılında girdiğimiz bir ihaleden çekilmemiz için bize 500 bin lira para teklif edildi. O günün şartlarında bu ciddi bir paraydı ve biz ihaleyi kazansak dahi belki de karımız o kadar olmayacaktı. Buna rağmen ihaleden çekilmedik, bize teklifte bulunan firmada bizde ihaleyi kazanamadık. Ama bize 500 bin lira teklif edilen ihaleden 4 milyon lira civarında kırım oldu. Biz belki o gün 500 bini kaybettik ama Devletimizin 4 milyon lira kazanması bizi daha çok mutlu etti.

Gebze ve konut işi süreci nasıl gelişti?

Gebze hızla gelişen bir yerleşim yeri ve biz İstanbul’da ilk inşaat işlerimizi yaparken, Gebze’de yaşıyorduk. Gebze’ye hizmet etmek gibi bir düşüncem vardı. Ve ben inşaat sektörüne girerken, Devlet’e en uygun şartlarda en verimli hizmeti sunma hedefinin yanı sıra vatandaşa ev yapmak gibi de bir hayalim vardı. Dersimizi iyi çalışarak işe başladığımız için sektörde ilerleyişimizde hızlı oldu. Bu ilerlemede öz sermayemizin oluşu ve sektöre güçlü girmenin de etkisi vardı. O dönemde Gebze’ye ilişkin ciddi araştırmalar yaptık. Bir çok bölgeden arsa aldık ve daha sonra projelerimizi çizmeye başladık. Bizim bir mantığımız vardı, hiçbir zaman öyle yüzde elli ile buna yakın oranlarla arsa alıp, inşaat yapmayacaktık. Bu yönde attığımız adımlarında bize verdiği güçle, kendi arsalarımıza inşaatlar yapmaya başladık ve ilk birkaç projeden sonra topraktan daireler satmaya, başladığımız her projeyi tamamladığımız da satış gibi sorunumuz olmamaya başladı. Ve bugüne gelirken, bölgemizde 5 bine yakın konut yapıp, 5 bin aileyi ev sahibi yapmanın gururunu yaşıyoruz.

İnşaat sektörü zaman zaman duraklama, hatta gerileme süreçleri yaşarken, bir krizden, bir tıkanıklıktan söz edilir. Sizde benzer sorunlar yaşıyormusunuz?

Kamuran Akbay Şerketler Grubu’nu kurup, konut sektöründe ilerlemeye başladığımızda, bizim için artık sistem tamamen oturmuştu. Bizim, her dönem sahada çalışan bir anket ekibimiz vardır. Bu ekibimiz, müşterilerimizi, konut sahibi olan veya konut sahibi olmak isteyenleri gezerler ve bu insanların beklentilerini, şikayetlerini tek tek not ederler. Bizi nereden, nasıl bulmuşlar, gazete reklamımı, bilboard mı, internet mi yada bir dost tavsiyesi mi? Bunların yaptığı bu çalışma bizim için yol gösterici olur. Bakın bugün inşaat sektöründe bir krizden, daralmadan mı söz ediliyor? Bugüne dair bir krizden söz edenler, sektöre yabancı olanlardır. İnşaatı bilen, bu sektörün tarihsel sürecini bilenler, sektörde zaman zaman bu daralmanın yaşandığını da iyi bilir ve hesaplarını bunun üzerine kurarlar. Bizde daha 3 yıl öncesinden, bugünlerin geleceğini, sektörün bunları yaşayacağını biliyorduk ve tüm maliyet hesaplarımızı buna göre yaptık. Bu nedenle hiçbir krizden, hiçbir darlık ve sıkıntıdan ciddi anlamda etkilenmediğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Az öncede söz ettiğim gibi bizim bir sistemimiz ve çalışma prensibimiz var, buna göre hareket ederiz. Önceliğimiz her zaman müşteri memnuniyeti olmuştur. Biz konutu sattıktan sonra müşteri ile bağını kesen bir firma hiç olmadık. Biz satış sonrası da müşterilerimizi ziyaret ederiz. Olur ya insanız, bir eksiğimiz hatamız var ise anında telafi ederiz. Örneğin bir müşterimize ev satmışız ama satışta evde kombi vardır, o dairede kombiyi unuttuk diyelim. Gider o kombiyi anında takar, birde kendisine ev eşyası hediye ederiz, özür diler, sözümüzü yerine getiririz. Bizim Kamuran Akbay Şirketler Grubu olarak en önemli özelliğimiz, biz yaptığımız her konutu, kendimiz ailemizle içinde yaşayacağımız yaşam alanı gibi düşünürüz. Tüm çalışmamız, kullandığımız malzeme, yaptığımız hizmet bu mantıkla olur. Böyle olunca da isminize ve firmanıza bir güven olur ve yaptığınız projelerde de dairlerin büyük çoğunluğunu topraktan satarsınız.

Devam eden ve yapımına başlayacağınız projeleriniz var mı?

Şuan devam eden 9 projemiz var. İki aya kadar tamamlanacak olan 480 projemiz var. 128 konutluk bir projenin de her şeyi tamam, kazma vurmayı bekliyoruz. Yağmurlar geçsin, birkaç gün içinde bu projemizin startını vereceğiz.

İsmi özellikle son günlerde çok fazla gündemde olan birisiniz. Zaman zaman olumsuz haberlerde yapılmakta bu konu sizi rahatsız ediyor mu?

İlk başlarda çok rahatsız oluyordum. Benim yaşımla ilgili, işimle ilgili çok fazla dedikodu üretildi. Beni tanıyanların bile şaşırdığı, ‘acaba mı?’ dediği kulaktan kulağa yayılan şeyler. Son günlerde de bazı yayın organlarında hakkımda haberler yapılıyor. Eskiden olsa bunlara tepkim çok daha sert olurdu ama şimdi çoğuna gülüp geçiyorum. Hepsi, aslı astarı olmayan şeyler. Bunu ‘meyve veren ağaç taşlanır’ gibi düşünüp, ciddiye almıyorum. Ama bölgem adına üzülüyorum tabi. Bizim amacımız bölgemize yaşadığımız kente güzel hizmetler kazandırmak, daha çok insanımızı, en uygun şartlarda ev sahibi yapmak, özel projeler geliştirip, kentimize katkı sunmak. Biz bunları hedeflerken, bizim çalışma azmimizi kıracak tutumlar rahatsızlık veriyor. Şunu herkes iyi bilsin ki, ben çok şükür varlıklı bir aileden geliyorum ve bugüne yaptıklarımla ben ve çocuklarım, onların çocukları şuan ki varlıklarımla gayet rahat ömür sürer. Hiç çalışmasam bile olur ama bizim hedefimiz, daha çok insana aş-iş imkanı sunmak, daha kaliteli hizmetler vermek. O yüzden biz işimize yoğunuz, bu tür dedikodulara, iftira haberlere aldırmıyoruz.

Peki ya siyaset. Sizin isminizi zaman zaman siyasi arenada da duyuyoruz ve tanına bir isimsiniz, siyaset yapmayı hiç düşündünüz mü?

Sağ olsunlar, bizi tanıyanlar, sevenler, eşimiz, dostumuz bizi siyasetin içinde görmek istediklerini ifade ederler. Siyasette bulunmamız durumunda ciddi bir potansiyelimizin olacağının da farkındayım. Ama her nedense beni siyaset hiçbir zaman çekmedi. Geçmişten gelen siyasete öyle bir soğuk duruşumuz var. Fakat şunu söylemeliyim ki, bugün Türkiye’yi kendisine halkına adamış, Dünya’ya yüz yılda bir gelecek bir lider yönetmekte. Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğine, Ülke sevdasına ve siyasi duruşuna büyük bir hayranlık duymaktayım ve Reis’in arkasında siyaset yapmayı da çok isterim. Bir ara niyetlendim de, fakat benim şirketlerimde 483 sigortalı insan daimi olarak çalışmakta, bu sayı projeler çoğaldığında 800’lere kadar çıkıyor. Bu ortalama 2 bin kişiye iş-aş olanağı sağlamak demektir. Benim siyaset anlayışım şunu gerektiriyor, ben siyasete girdim, diyelim Allah’ta nasip etti Vekil olup, Ankara’ya gittim. Ben Ankara’ya Halkıma hizmete için giderim. Bana oy verenlerin vekaletini almış biri olarak, o vekalet aldığım insanlara hizmeti, işimin, ailemin önünde tutarım. Buda tüm mesaimi siyasete, hizmete ayırmak anlamına gelir ve şuanda işlerim buna uygun değil. Kendim yada ailem için değil çalışanlarım için bugün işlerimin başında olmam gerekli. Aksi halde kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin yol arkadaşı olmayı, bu liderin arkasında siyaset yapmayı çok isterdim. Bizimde şimdilik siyasetimiz, Erdoğan’ın kutlu davasına, Ülke için mücadelesine katkımız böyle olsun. Ama gelecekte neler olur bunu da bilemeyiz.

Son olarak sosyal yaşamınızı sorsak, Kamuran Akbay iş dışında neler yapar?

Bu güzel soru. Ben size iş dışında hiçbir şey yapmam desem, gece geç saatlere kadar işleri, başlayan projeleri, yeni çalışmaları düşünür, planlarım desem, bana gülmezsiniz değil mi? Çünkü gerçekten öyle, arkadaşlarımın bana taktığı bir lakap bunu şimdi söylemeyeyim, hepsi bu anlamda benden şikayetçidir. Hiçbir kişisel zevkim yoktur. İş dışında kendi adıma yaptığım hiçbir şey yok. Biraz tavla oynamaya ilgim var, o da işten fırsat bulsam. Birde kendi kendime, yeni yeni oturttuğum bir Pazar günüm var. Allah herkesin çocuklarını kendisine bağışlasın, isteğen herkese rabbim çocuk versin. Minik kızım var. Akşam eve sırf onla oynamak için koşarım ve en büyük mutluluğumdur onla oyun oynamak, zaman geçirmek. Son yıllarda da Pazar günlerimi tamamen evimde, ailemle geçiririm. Pazarları öyle kurtardım. Önceden, Pazar, bayram da bilmez hep işlerle ilgilenirdim ama şimdilerde öyle bir lüksüm var. Pazarlar işlere kapalıyım.

Bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz, son olarak söylemek istedikleriniz, sektöre yeni gireceklere tavsiyeleriniz var mı?

Benim içinde çok keyifli bir sohbet oldu, teşekkür ederim. Bizim sektör dışarıdan bakılınca çok kolay gözüken, kolay para kazanılacak bir sektör gibi dursa da, hiçte öyle değil. Ben hiçbir kardeşimin zarar etmesini, zorda kalmasını istemem. Bu sektöre öyle kolay para kazanma hevesi ile girip, büyük zorluklar yaşayanları gördüm. Benim sektörde ki yenilere tavsiyem, planlamalarını doğru yapmaları, kolay ve çok para kazanmaktan ziyade kalıcı olmayı amaçlamaları. Bizim sektörde kalıcı olan, güven veren ve doğru işler yapanlar, işine iki eliyle sarılanlar başarılı olur. İşinizi iyi yapıp, kalıcı olup, güven verdiğinizde de evet bizim sektörümüzde hem hizmet yapma, hem de para kazanma şansınız olur.