HDP’li 3 belediye başkanının görevden alınması, siyasi mi?, hukuki mi? Şeklinde tartışmalar sürerken, ciddi bir kutuplaşmaya gidiliyor.
Başkanlık sistemi seçimlerde ittifaklar yoluyla bir kutuplaşma yarattı zaten.
Biz ittifakların, belli ilkeler doğrultusunda yapıldığına inanarak mevcut sistem dahilinde, partilerin iktidar olmak için bir araya geldiklerini ve seçmeninde bunu göz önünde tutarak oy verdiğini düşünüyorduk.
İlkeleri olduğuna inanıyoruz, daha demokratik, daha adil, hak ve hukukun daha sağlıklı tecelli etmesi için ittifak yapıldığına inanmak istiyorduk.
İsrafa, hırsızlığa, adamcılığa son vermek, liyakatin esas alındığı bir duruş için partilerin bir araya geldiğini düşünmek istiyorduk.
İttifakların ilkelerden, inançlardan uzaklaştırıp, ihanet boyutuna taşımasına ihtimal vermiyorduk.
Cumhur İttifakı cephesinde AK Parti ve MHP vardı.
İstanbul seçimleri öncesinde terörist başının, Kürt ve Türk Halklarına selamlarını içeren mektubunun TRT’de okutulmasına, kırmızı bülten ile aranan kardeşinin ekranlara çıkartılmasına MHP’nin seyirci kalması, en hafif haliyle ilkelerden uzaklaşmaktı.
Millet İttifakı cephesinde, ne kadar inkar edilse de, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve HDP bir araya geldi.
İstanbul, Ankara, İzmir’e gitmeye gerek yok, Darıca ve Dilovası’nda, bu dört parti belediye meclislerinde bir araya geldiler.
Darıca’da CHP, Dilovası’nda Saadet Partisi çatısı altında birleştiler.
Ve şimdide görevden alınan 3 belediye başkanı olayında, iki cephede ittifak halinde karşı duruş sergiliyor.
Dün nasıl ki, terörist başının TRT’de adının anılması ittifaka gölge düşüren bir durum ise bugün de, İçişleri Bakanlığı’nın ‘teröre destek oldular’ gerekçesi ile görevden aldığı belediye başkanları olayında bileşilmesi aynı şekilde ittifakın ilkesizleşmesi anlamı taşıyor.
Kriterimiz hukuk olmalı ve evet bu belediye başkanlarının haklarında kesinleşmiş Yargı kararı olmadan görevden alınmasına tepki verilebilir fakat boyutları önemli.
Terör kelimesinin geçtiği yerde herkesin öncelikleri ve duruşu net olmalı.
Teröre destek var ise şayet, ne yargı kararı, nede başka bir süreç beklenmemeli elbet, fazladan bir gün bile teröre destek veren, fazladan tek kuruş bile teröre aktarılmadan önlem alınıp, kafalar kopartılmalıdır.
İttifakın getirdiği bir zorunluluk var ise şayet, bu partilerin tamamı hukuksal sürece dahil ve müdahil olabilir.
O belediye başkanlarının avukatlığını yapabilirler, ancak ortaya çıkan sonuçları da tüm gerçekleri ile kamuoyu ve partilileri ile paylaşmak zorundalar.
İktidarı alma hırsı ile yapılmış ittifaklar, ilkelerden uzaklaştırmamalı.
‘Önce Vatan’ şiarımız var.
İktidar olmak, hak-hukuk mücadelesi vermek, aş-iş meselesini konuşmak, namustan, dinden, demokrasi ve hukuktan söz edebilmek için de ‘önce Vatan’ gerekli.
Ve her ne sebeple olursa kurulan tüm birliktelikler, tüm anlaşmalar mevzu vatan olunca teferruat olmalıdır.
İttifakların,ihanete sürüklememesine dikkat etmeli ve tedbirli olmalı.
İttifak ihanete sürüklemesin…
Caner Pesen yazdı...
23 Ağustos 2019 - 11:05
YORUMLAR