15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen ardından ilk yazdığım yazılarda, ‘kurunun yanında yaşta yanmasın’, ‘geçmişte yapılan hatalar yine aynı şekilde yapımlasın’ mesajları verdim hep.
Bunu her fırsatta söylemeye de devam edeceğim…
Niye mi?
Bu ülkede çok geriye gitmeden yapılan Ergenekon ve Balyoz davaları vardı ve bunlar gerçek davalardı.
Ama süreç öyle yönetildi ki Balyoz da, Ergenekon da, başka amaçlar için araç olarak kullanılmaya çalışıldı. Bugün bu iki davada da, nerede ise tüm sanıkların beraat edeceği bir noktaya geldik.
Gerçekten suçlu olanların cezalandırılması ile yetinilmeyip, araya suça karışmamış sempatizanlar da katılmaya başlanınca iş sulandı.
Doğal olarak suçlular da kurtulma fırsatı yakaladı.
Şimdi aynı tehlike FETÖ’de de var…
Bu tehlikenin farkında olup profesyonel adımlar atmak zorundayız.
Eski Gebze Emniyet Müdürü Şevket Karayiğit ile dergimizin bu sayısında bir röportaj yaptık. Karayiğit, bu örgütün ihanet eden kısımlarını gerekli şekilde yargılayıp, ama geçmişte sempati duyan, bu işin ticaret ve ibadet kısımlarında olanlara devletin kucak açması gerektiğini anlattı.
241 tane şehidin verildiği o kâbus dolu geceyi hatırlayınca, bunlarla alakalı olan hiç kimseye acıma hissiyatı duyamıyor insan…
Ama işin vicdani boyutu ve ilerleyen yıllarda toplumsal sorun taşıma ihtimali var.
Suça karışmış olanların suçları net bir şekilde belirlenip cezası en ağır şekilde verilmeli.
Suça karışmamış olanları ise Karayiğit’in de dediği gibi devlet kucak açıp onları yeniden kazanmalı.
Eğer bu ayrım yapılmaz ve kamu vicdanı rahatlatılmaz ise bu iş sulanacak.
Ergenekon ve Balyoz’da olduğu gibi suça karışmış olanlar da kendini sıyıracak.
O yüzden kamu vicdanı tereddüte düşürülmemeli…
YORUMLAR