Sigara ve diğer tütün ürünleri, tüm kanser ölümlerinin %30’undan sorumludur. Sigara kullananlarda akciğer kanseri gelişme oranı, kullanmayanlara göre 20 kat fazladır. Akciğer kanserlerinden ölümlerin yaklaşık yüzde 90’ı sigara ilişkilidir. Ağız içi, baş boyun bölgesi, ses telleri, idrar kesesi ve yolları kanserleri ile pankreas kanseri de tütün kullanımıyla doğrudan ilişkilidir. Sigara kullananlarda meme kanseri riski de yükselir.
ALKOLÜ ÖLÇÜLÜ TÜKETİN
Alkol doğrudan bir kanserojen olmamakla birlikte, aynı zamanda tütün ürünleri kullananlarda üst solunum yolları, ağız ve yemek borusu kanserlerine neden olabilir. Özellikle alkol derecesi yüksek sert içkiler, tütündeki kanserojenlerle birleştikleri zaman doku bozulması daha hızlı gelişir. Primer karaciğer kanseri, alkolik siroz zemininde de gelişebilir. Bırakılamıyorsa da, az miktarda ve düşük alkollü bira ve şarap gibi içecekleri tercih etmek gerekir.
KONSERVE YİYECEKLERİ TÜKETMEYİN
Kilo almamak, ideal kiloyu korumaya çalışmak, yağlı ve yüksek kalorili gıdalardan uzak durmak, hayvansal proteinleri ve özellikle kırmızı eti az tüketmek gereklidir. Tuzda uzun süre bekletilerek pişirilmiş, tütsülenmiş et ürünlerinden, yüksek ısıdaki ateşte barbekü yapılarak kömürleştirilen ürünlerden ve nitrit koruyucu ilave edilmiş konservelerden uzak durulmalıdır. Yağ ve yüksek kalori ile hayvansal proteinler; meme, kolon, uterus ve kolon kanseri riskini artırır. Yüksek lifli gıdalar, sebze, meyve ve tahıllar ise kanser riskini azaltır. Lahana, karnabahar ve brokolide, allium bileşikleri içeren soğan ve sarımsakta yoğun olarak anti-kanserojen etki vardır. Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzelerde, sarı ve koyu kırmızı renkteki meyvelerde, yeşil ve siyah çayda kuvvetli anti-kanserojen maddeler yer alır. Günlük 300 mg salisilik asitin kolon kanseri riskini azalttığı bilinmektedir.
GÜNEŞTEN KORUNUN
Solar ultraviyole radyasyon; malign melanom, yassı hücreli kanser ve bazal hücreli kanser gibi deri kanserlerinin riskini artırır. Kanserojenik etki deri hücrelerinin DNA’sına direk hasar verir. Ultraviyole ışınları gen mutasyonlarına yol açarak kansere neden olur. Tanı ve tedavi amaçlı iyonize radyasyona maruz kalan çocuklarda lösemi riski, normal popülasyona göre daha fazladır. Günümüzde bilgisayarlı tomografilerde yeni teknolojiler kullanarak çekim süresi kısaltılmış ve radyasyona maruziyet 5-10 kat azaltılmıştır. Yine de gereksiz ve çok sık çekimlerden kaçınmak gerekir. Magnetik rezonans’ta ise gösterilmiş bir risk yoktur.
YAŞADIĞINIZ ÇEVREYİ İYİ SEÇİN
Yaşanılan çevrede, toprakta ve binada asbestoz olmamasına dikkat edilmelidir. Bazı coğrafi bölgelerde topraktaki asbest nedeni ile akciğer, akciğer zarı ve karın zarında mesetelioma kanseri görülür. Eski binalarda yalıtım amaçlı kullanılan asbest bir tehlike olarak varlığını sürdürmekte, binaların rekonstrüksiyonu sırasında asbeste maruziyet büyümektedir.
BİYOLOJİK KANSERDEN KORUNMAK AŞI YAPTIRIN
Hepatit B virüsü kronik karaciğer hastalığına ve karaciğer kanserine neden olabilir. B hepatit aşısı olarak, karaciğer kanserinden tamamıyla kurtulmak mümkündür. Rahim ağzı kanseri HPV adlı bir virüs tarafından oluşturulur. Cinsel yaşamın başladığı yıllardan başlayarak erken yaşta aşılanmakla bu kansere karşı da korunmuş olunur. Midede yaşayan bir bakteri olan helicobacter pilori (HP), kronik gastrite ve mide lenfomasına neden olabilir. HP gastriti saptandığında uygun antibiyotiklerle tedavi edilmelidir.
HAREKET EDİN
Obezite ve menopoz sonrası şişmanlama meme kanseri için ciddi bir risk faktörüdür. Düzenli egzersizler ve yürüyüş, hafif spor gibi fiziksel aktiviteler meme ve kolon kanseri riskini azaltır. ABD’de ilk regl yaşının giderek çok erken yaşlara kayması ve menopoz yaşının daha ileri yaşlara kalması sonucu meme kanseri vakalarında artış görülmekte, bu nedenle çocuklara egsersiz programları verilerek ilk adet yaşının geciktirilmesini hedefleyen ulusal programlar uygulanmaktadır.
8 SAAT UYUYUN
Bağışıklık hormonları uykuda artar, immün hücreler dinlenir. Kesintisiz derin bir uyku, düzenli beslenme, stresten uzak huzurlu bir aile yaşamı, iş ortamı dışında eğlenceli hobiler edinmek ve iyi bir dost çevresi düzenli fiziksel aktivite ile desteklenirse kanserden korunmak için optimal ortam sağlanmış olur.
ERKEN TANIYI CİDDİYE ALIN
Yılda en az bir kez check-up yaptırılmalıdır. Doktora gitmek için mutlaka hastalanmayı ve hastalığın belirtilerini beklememek gerekir. Hastalığa ait belirtiler başladığında ve kişiyi doktora başvurmaya zorladığında, birçok kanser için çok geç kalınmış demektir. Rahim ağzı kanseri için her yıl pap smear, meme kanseri için 40 yaş ile 50 yaş arasında 2 yılda bir, daha sonra yılda bir yapılacak mammografi taramaları, 50 yaş üstü kolonoskopi ve gaitada gizli kan analizleri, sigara içenlerde akciğer bilgisayarlı tomografi taramaları ile kanserleri tedavi edilebilir erken evrelerde yakalamak mümkün olabilir.
YORUMLAR