CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde iş dünyası temsilcileriyle gerçekleştirdiği toplantının ardından yaptığı konuşmada, bürokraside 27,5 yıl çalıştığını anlattı.
Geçmişte pek çok başbakan ile çalışma imkanı olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, liyakatin önemine vurgu yaptı.
Kılıçdaroğlu, devletin de bir planlama yapıp kendisine yol haritası çizmesi gerektiğini dile getirerek Türkiye'nin bir kalkınma planı bulunmadığını savundu.
Güçlü olmak için üretmek gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Dünyada söz sahibi olacaksanız, güçlü olacaksınız. Türkiye'nin üretmesi lazım. Her alanda üretmesi lazım. Sanattan makineye kadar her alanda üretmesi lazım. Üretirseniz dünyada söz sahibi olursunuz. Üretirseniz güçlü olursunuz, üretirseniz sizin sözünüzü dünyanın her kesimi dinler. Tarımda bile geride kaldık. Mersin'den söz edildi. İçinde bulunduğumuz bölge Mersin, dağları deseniz olağanüstü güzel. Torosları, bereketli toprakları, denizi her şeyi var. Cennet gibi bir yerde yaşıyorsunuz. Türkiye böyle. Cennet gibi bir ülke ama sanki cehennemde yaşıyoruz."
Kılıçdaroğlu, kavga siyasetinin ülkeye getirdiği bir yarar olmadığını belirterek "Biz de, siz de projelerinizi anlatın, vatandaş takdir etsin. Şimdi bıraktık projeleri anlatmayı, her türlü ama her türlü hakaretle karşı karşıya gelmeye başladık. Doğru değil bunlar. Bunlara sizin izin vermemeniz lazım. Siyasetin de bir ahlaki kuralı olmalı. İftira üzerine siyaset olmaz. Siyaset hizmet yarışıdır. Ben ülkeyi daha iyi yöneteceğim iddiasıdır." ifadesini kullandı.
Türkiye'de etnik kimlik üzerinden siyaset yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, "(Efendim senin kimliğin ne?) Böyle siyaset mi olur? Kim anne babasını seçme özgürlüğüne sahip? Herkesin kimliği kendi şerefi, onurudur. Herkesin kimliğine saygı duymak insan olarak herkesin ortak görevidir. İnanç üzerinden siyaset... Herkesin inancı Allah ile kul arasındaki ilişkidir. Benim o dünyaya girme hakkım, yetkim var mı? O zaman din üzerinden siyaset nedir? " diye konuştu.
"DEMOKRASİ HEPİMİZ İÇİN GEÇERLİ"
Kılıçdaroğlu, demokrasiyi güçlendirmek gerektiğine vurgu yaparak Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanetin Kocamaz'ın yeniden aday olamadığını hatırlattı.
"Beğeniriz veya beğenmeyiz Mersin'de bir büyükşehir belediye başkanı vardı. Görevinin başında" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ne yapıldı? Bir kumpas yapıldı ona karşı ve seçime girmesi engellendi. Kim tarafından? Siyasetçiler tarafından. Satın alınan siyasetçiler tarafından. Ahlaki mi bu? Hayır. Bizim rakibimiz bakın. Rakip olmak ayrı bir şey, ahlaklı olmak ayrı bir şey. Önce ahlakı egemen kılacağız. Siz bir kişinin siyasete girmemesi için ona kumpas kurarsanız bu doğru değil, bu demokratik değil. Biz aynı partiye seçime girsinler diye 15 milletvekili verdik. Niçin? Demokrasi hepimiz için geçerli. Benim belki düşündüğüm şey yanlıştır, onların düşündüğü şey doğru olabilir. Akıl akıldan üstündür. Siz bunları bırakıyorsunuz kumpasla iktidar olmanın yolunu açmaya çalışıyorsunuz. Ahlaki mi bu? 'Ahlakidir' diyorsanız gidin oy verin. 'Bu ahlaki değildir, demokratik değildir, demokratik standartlara uymaz' diyorsanız sandığa gömeceksiniz. Bunun doğrusu budur arkadaşlar."
"SORUNLARIMIZ ÇOK AMA ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL"
Kılıçdaroğlu, demokrasiyi savunduklarını belirterek, demokrasinin olmadığı yerde kalkınmanın, büyümenin, can ve mal güvenliğinin olamayacağını aktardı.
Can ve mal güvenliği olmayan yerde Türk ve yabancıların da doğru düzgün yatırım yapmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, yargı bağımsızlığı olmayan yerde can ve mal güvenliğinin de sağlanamayacağını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, "ara eleman bulunamadığı" yönünde şikayetler aldığını anlatarak, bu sorunun giderilmesi için bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek lisesi kurulması gerektiğini söyledi.
Tarım politikaları ve tanzim satış yerleri konusundaki eleştirilerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"(Efendim tanzim satış mağazası açtık.) Ne için? Fakirler için, yoksullar için. İstanbul'da Taksim'e gelip alışveriş yapmak için bir yoksul otobüs, dolmuş parası bulması lazım. Bir de geri gitmesi lazım. Nasıl olacak bu işler? Her şeye zam yaparsınız. 'Zammı sindireceksin, ucuza satacaksın'. İyi de batar bu adam ya. Sorunlarımız çok ama çözümsüz değil. Bütün sorunlar aşılabilir. Yerel yönetimlerde bunu göreceksiniz. İzmir'de, Tekirdağ'da, Aydın'da, Eskişehir'de pek çok yerde."
"TERCİHİMİZİ GÜZEL TÜRKİYE'DEN YANA KULLANMAMIZ LAZIM"
Kılıçdaroğlu, işsizliğin en can yakıcı sorun olduğunu savunarak, "Bu tabloyla Türkiye'yi karşı karşıya bırakanlara bizim bir şeyler yapmamız lazım. Bir şeyler söylememiz lazım. Kavga etmeden, kimseye kin ve öfke duymadan. Demokratik kurallar içinde gidip kendi tercihimizi güzel Türkiye'den yana kullanmamız lazım. Bunu yaptığımız zaman Türkiye o zaman gerçek anlamda demokrasi kültürünü yakalamış olacaktır." dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye'nin geldiği nokta artık bir siyasal partiler arasındaki yarış olmaktan çıkmıştır." değerlendirmesinde bulunarak, ülkenin ciddi bir demokrasi sorunuyla karşı karşıya olduğunu savundu.
Demokrasi kültürünün yeniden güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, insanların neredeyse birbirine düşman haline geldiğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, normal bir tartışmanın bile kaos gibi gösterilmeye başlandığını ifade ederek, "Parti meclisi toplantıları yaparız ve tartışılır tabii. 'Vay efendim CHP'de kavgalar çıktı. 'Adam yok yumruk vurdu da öbürün gözü şişti.' Yok böyle bir şey. Adı meclis zaten bunun. Mecliste insanlar oturacak düşüncesini söyleyecek." görüşünü aktardı.
CHP Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Vahap Seçer'e destek isteyen Kılıçdaroğlu, ayrım yapmadan bütün insanları kucaklamak istediklerini sözlerine ekledi.
Kılıçdaroğlu programın ardından ziyaret ettiği bir fabrikada işçilerle birlikte yemek yedi.
YORUMLAR