Açıklamada, ülkemizde boşanmış ve ayrılmış kadınların yüzde 80'inin fiziksel şiddete maruz kaldığını vurgulayan Kaplan şu ifadelere yer verdi; ‘’Bir toplumun uygarlık yolunda gösterdiği gelişme, kadına ayırdığı yer ve ona duyduğu saygı ile ölçülür. Bizler kadınların hayatın her alanında aktif rol alan bireyler olarak görmek istiyoruz.
Çalışmak ve üretmek, yaşama katılmak adına kadının özgürleşmesi için önemli bir adımdır. Ama bu kadının kurtuluşu anlamına gelmez. Çünkü toplumun kendisine biçtiği role uygun olarak iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir ev kadını olma sorumluluğunu taşımak zorunda kalan kadınlar; gelenekler, töreler, toplumsal ve dinsel kurallarla yaşam standardını belirlemiş, uysal ve itaatkar varlık haline getirilmiştir. Tüm bu olumsuzluklara karşın kadın yine de dayanıklı ve dirençli yapısını korumayı başarmıştır.
NAMUS VE TÖRE CİNAYETLERİ
Namus ve töre adına katledilen kadınlarımızın sayısı maalesef her gün artmaktadır. Kadına karşı şiddet dünyada en yaygın ancak en az cezalandırılan suçtur. Kadını korumak adına yapılan mücadeleler sürse de aslında toplumun tamamının bilinçlendirilmesi ile bitirilecek bir sorundur. Bu çalışmaların sonuç vermesi ve kadının çağdaş seviyeye ulaşması laik ve demokratik sistem içinde mümkün olabilir. Günümüz baskın bir erkek egemen toplum baskısıyla kadınların alanını daha da daraltmış durumdadır.’’
KADIN ŞİDDET MAĞDURU
Kaplan yaptığı açıklamada şu çarpıcı ifadelere yer verdi; ‘’Ülkemizde hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı yüzde 40'dır. Boşanmış ve ayrılmış kadınların yüzde 80'i fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Eğitim düzeyi arttıkça fiziksel şiddet gördüğünü söyleyen kadınların oranı azalmaktadır. Okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 45 iken, yüksek öğrenim görmüş kadınlar arasında bu oran yüzde 15'dir.
Ülkemizde kadın hareketinin amacına ulaşması, siyasal, ekonomik ve sosyal alanda daha iyi yaşam standartına kavuşturulmaları, laik ve demokratik sistemde hak ettikleri yerde bulunmaları, şiddetten uzak, evlatlarını beceriksiz iktidar savaşlarına kurban vermeyecek annelerin, her alanda emek veren direnişçi ve emekçi kadınlarımızın ‘’8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü’’ yürekten kutluyorum”
YORUMLAR