Hafta sonu iki acı kayıp yaşadık.
Gebze’de siyasetin ve özellikle Karslı nüfusun efsane ismi Abdullah Yılmazel ve gazeteci dostumuz Macit Kardeş’in babası Rafet Kardeş ‘i sonsuzluğa uğurladık.
Her iki isminde vefatı beklenen durumdu, bir süredir tedavi görüyor olmalarına rağmen tedaviye cevap vermeyecek şekilde ağır rahatsızlıkları vardı.
İki isimde kendilerine yakışır şekilde son yolculuğa uğurlandı.
Yaşları ve yaşadıkları gereği ölümlerini ‘doğal’ bulanlar oldu.
Ancak, ateş düştüğü yeri yakıyor.
Abdullah Yılmazel ismi etkisi ve etkinliği ile benim Gebze’de öleceğini düşünmediğim isimlerdendi.
Yarım asırdır Gebze’de siyasetin içinde var olmuş ve etkinliği her dönemde kabul görmüş bir isimdi.
Gebze’de yaşayan biz Karslılar içinse yeri başkaydı.
Kuyumcu dükkanı vardı, 30 yıl öncesini hatırlıyorum da, Abdullah amcanın kuyumcusundan, düğünlerde ‘ödünç altın’ alırdık.
Öyle bir gelenek yaratmıştı, düğün sahipleri zorunlu olan altınları alır, düğün sonrası da iade ederdi.
Geniş bir çevreye sahipti ve herkesin özellikle kötü gününde yanında olurdu.
O yüzden binlerce kişi uğurladı, Gebze’nin efsane ismi Abdullah Yılmazel’i.
Gazeteci Macit Kardeş bir süredir hastaneleri mesken tutmuştu, biricik babasının yaşama tutunması için oda çırpınıp durdu, hafta sonu acı haberi geldi Rafet Kardeş’in.
Yine binlerce kişinin uğurladığı bir cenaze töreni yaşadık.
Abdullah ve Rafet amcalarımıza Allah’tan rahmet dilerken, aileleri ve sevenlerine de sabırlar diliyorum.
Ekonomik sıkıntıların derinleştiği, siyasi arena da kulislerin hız kazandığı bir süreçten geçiyoruz.
Siyasette özellikle tamda bu günlerde, öyle ciddi ayak oyunları oynanıyor, insanlar hiç ölmeyeceklermiş gibi nasıl hırslara kapılıyorlar.
Bu cenaze törenlerinde bir an o yüzleri gördüm.
Gözünü hırs bürümüş, çıkarları için her türlü çirkinliği mubah gören insancıkların yüzlerini gördüm.
Musalla da yatanları işaret edip, “ölüm var ölüm” diye uyarmak isterdim, dünyevi hırslarla insanlığı ve insanlıklarını yok sayanlara.
Gebze’de siyasetin ve özellikle Karslı nüfusun efsane ismi Abdullah Yılmazel ve gazeteci dostumuz Macit Kardeş’in babası Rafet Kardeş ‘i sonsuzluğa uğurladık.
Her iki isminde vefatı beklenen durumdu, bir süredir tedavi görüyor olmalarına rağmen tedaviye cevap vermeyecek şekilde ağır rahatsızlıkları vardı.
İki isimde kendilerine yakışır şekilde son yolculuğa uğurlandı.
Yaşları ve yaşadıkları gereği ölümlerini ‘doğal’ bulanlar oldu.
Ancak, ateş düştüğü yeri yakıyor.
Abdullah Yılmazel ismi etkisi ve etkinliği ile benim Gebze’de öleceğini düşünmediğim isimlerdendi.
Yarım asırdır Gebze’de siyasetin içinde var olmuş ve etkinliği her dönemde kabul görmüş bir isimdi.
Gebze’de yaşayan biz Karslılar içinse yeri başkaydı.
Kuyumcu dükkanı vardı, 30 yıl öncesini hatırlıyorum da, Abdullah amcanın kuyumcusundan, düğünlerde ‘ödünç altın’ alırdık.
Öyle bir gelenek yaratmıştı, düğün sahipleri zorunlu olan altınları alır, düğün sonrası da iade ederdi.
Geniş bir çevreye sahipti ve herkesin özellikle kötü gününde yanında olurdu.
O yüzden binlerce kişi uğurladı, Gebze’nin efsane ismi Abdullah Yılmazel’i.
Gazeteci Macit Kardeş bir süredir hastaneleri mesken tutmuştu, biricik babasının yaşama tutunması için oda çırpınıp durdu, hafta sonu acı haberi geldi Rafet Kardeş’in.
Yine binlerce kişinin uğurladığı bir cenaze töreni yaşadık.
Abdullah ve Rafet amcalarımıza Allah’tan rahmet dilerken, aileleri ve sevenlerine de sabırlar diliyorum.
Ekonomik sıkıntıların derinleştiği, siyasi arena da kulislerin hız kazandığı bir süreçten geçiyoruz.
Siyasette özellikle tamda bu günlerde, öyle ciddi ayak oyunları oynanıyor, insanlar hiç ölmeyeceklermiş gibi nasıl hırslara kapılıyorlar.
Bu cenaze törenlerinde bir an o yüzleri gördüm.
Gözünü hırs bürümüş, çıkarları için her türlü çirkinliği mubah gören insancıkların yüzlerini gördüm.
Musalla da yatanları işaret edip, “ölüm var ölüm” diye uyarmak isterdim, dünyevi hırslarla insanlığı ve insanlıklarını yok sayanlara.
YORUMLAR