Bir arkadaşım profilinde paylaşmış, ‘bu hayat benim. Yarısını başkaları için yaşadım. Geriye ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum. Belki kırk yıl, belki bir gün. Geriye kalan hayat benim ve ben nasıl istiyorsam öyle geçecek. Ben bu gemiden mutlu ineceğim’
Bir başka arkadaşım bir istatistiki bilgi paylaşmış, dünyada 140 bin kişinin bir günde öldüğünü, yarın o 140 bin kişi arasında kendisinin ya da o mesajı okuyanlarının olmayacağının hiç bir garantisi olmadığı gerçeğine dikkat çekip, hayatı gönlünüzce yaşayın, ıskalamayın, sevdiğinize sevdiğinizi söyleyin, kırdıklarınızın gönlünü alın uyarısında bulunmuş.
Hayatın büyük bölümünü bize biçilen rolleri oynayarak geçiriyoruz.
Bu hayatın sonsuz olmadığını ve ölümün hemen yanı başımızda olduğunu çoğu zaman unuturuz.
Bundan dolayı değil midir ki, hırslarımızın esiri oluruz, bazen mevki-makam için, bazen maddi kazanç, bazen de kişisel hırslarımızın esiri olur, olmadık işler yapar, kalp kırar, harama bulaşır, kuyu kazarız. (çoğu zaman o kuyunun içine kazanlar düşer)
Bugün yerel seçimler öncesi en yoğun günler yaşanıyor, tüm ayak oyunlarının, bel altı işlerin döndüğü bir süreç.
Hırslarının esiri olanlar, yukarda ki iki paylaşımı görse, ölümün hemen yanı başımızda olduğunu fark etse sanırım bu kadar çok kırıp, dökmez, haksızlık etmekten uzak dururlar.
Bilmiyorum, profil resminde ki o yeni hayatı işaret eden arkadaşım, (mutlu yada mutsuz) o gemiden inebilecek mi? Belirlediği yeni hayatı kurup, mutlu olabilecek mi? Ama bir gerçek var ki, yaşadığı 36 yıllık hayatın kendi istediği hayat olmadığının farkına varmış ve değiştirmekte kararlı.
Yarın hayatını kaybedecek 140 bin insan içinde olma ihtimalini gören arkadaşımda acaba kendisi bu gerçekle yaşıyor mu?
Bunlar bir anlık etki ve akıllarından o anda geçen duygu ile paylaşılmış yazılar olabilir.
Fakat bizim şahit olduğumuz bir gerçek olay var ki, bunu görmezden gelemezdik.
Geride kalan hafta içinde şahit olduğumuz sıra dışı bir kız isteme olayı vardı. Gebze’nin usta gazetecilerinden olan, bölgede geniş kesimler tarafından tanınan İrfan Yormuz, kendisine biçilen, işaret edilen ve kabul görülen hayatın dışına çıkmayı başarmış.
Gerçi, İrfan Yormaz her daim aykırı işlerin adamı olmuştur.
Fakat bu son olay ilginç ve sıra dışı.
Perşembe günü Adana’daydı Yormazlar.
Gazeteci olan Meni Bekiroğlu’nu, oğlu Alican Erkılıç Yormaz’a istedi.
Nişan taktılar.
Hafta sonu da, kendisi ikinci evlilik için adım attı, kız istedi, kendi nişanını yaptı.
Leyla Altunbaş ile hayatını birleştiriyor.
Kendisi Mart sonu, oğlu ise Nisan sonunda dünya evine girecek.
Her iki isteme ve nişan olayını da sosyal medyasında, kendi yayın kuruluşunda paylaştı.
Bazen hayatı getirdiği gibi yaşamak ve bize biçilen rollerin dışına da çıkabilmek gerek.
İrfan Yormaz’ın cesur adımı tam da buna örnek.
Kendisine ikinci evliliğinde, oğluna yeni hayatında mutluluklar diliyoruz.
Cesaretlerinden ötürü de kendilerini ayrıca kutluyorum.
Çifte düğün daha etkili olurdu ama mutlaka kendi içinde geçerli sebepleri vardır, bize mutluluk dilemek ve alkışlamak düşüyor.
Önce oğluna, sonra kendine kız istedi…
Caner Pesen yazdı...
20 Kasım 2018 - 09:35
YORUMLAR