Gebze’de mantar gibi özel okul açılıyor.
Bir dönem özel okulları teşvik eden yasa kapsamında, Devlet özel okulu tercih edenlerin masraflarının yarısını kadarını karşılıyordu.
Böyle bir düzenlemenin ne gereği vardı, niye buna ihtiyaç duyuldu, anlaması zordu, lakin bu uygulamada sonlandırıldı.
Artık özel okullara teşvik adı altında katkı payı verilmiyor, buna rağmen özel okulların sayısı her geçen gün artıyor.
Ben oldum olası özel okul mantığını sevmedim, işini çok iyi yapan, hem eğitim, hem sosyal etkinlik anlamında son derece başarılı olan birkaç marka okul dışında, özel okulları genel anlamda ‘sıkıntı ve sorun’ olarak görenlerdenim.
Sayı bu kadar fazla olunca da, yaptığımız gözlemde özel okulların, temel önceliği ‘veli memnuniyeti’ üzerine.
Veliye gösterilen ilgi, sosyal etkinlik, sıcaklık, sanki eğitimde çağ atlanmış gibi bir hava oluşturmak, esasta o özel okulun çuvalladığının göstergesi.
Her velinin önceliği çocuğunun iyi eğitim alması ve başarı çıtasını yükseltmesidir.
Maalesef ki, özel okullar şişirilen notlar, eğitimden çok sosyal etkinlik önceliği ile bir çok öğrencinin başarı çıtasını yükseltmek yerine, daha da aşağılara çekmekte.
Buna rağmen vatandaşın tercihi ve önceliği özel okul.
Maddi durumu iyi olanlar özel okullardan vaz geçmiyor, kendisini zorlayıp, özel okulun masrafını karşılayamayanlar ise zorunlu olarak Devlet okullarını tercih ediyor.
Devlet’in fiziki şartları çok iyi olan, içerisinde çok başarılı öğretmenlerin olduğu okulları olmasına rağmen özel okul tercihi benim açımdan anlamsız ama bugün şartlarını zorlayıp, daha iyi eğitim alma umudu ile evlatlarını özel okullara yollayan vatandaşın hakkı da korunmalı.
Bugün Gebze’de, Türkiye’nin en önemli okullarının şubeleri, Gebze’ye özel eğitim kurumları var ve sayıları 30’u aşkın.
Oyun alanı olmayan, binada bozma, sağlıksız koşulları bulunan çok sayıda özel okul biliyoruz.
Eğitmen kadrosunda yeterliliği bulunmayan, hatta KHK ile ihraç edilmiş isimler bile istihdam ediliyor.
Aylık maliyetini minimum seviyede tutup, kar marjını maksimuma taşıyan bazı okulların, nasıl ruhsat alıp, yeterlilikleri olmadığı halde nasıl kayıt aldıkları da ayrı bir araştırma konusu.
Başta Milli Eğitim olmak üzere, bu okulların denetiminde Devlet kurumları sorumluluk alıp, takibini sürdürmeli.
‘Daha iyi eğitim’ umuduyla aile bütçelerini zorlayan vatandaşın hakları var ve bunlar korunmak zorunda.