Gebze Bağımsız belediye başkan adayı Serap Çakır’ın dün basın toplantısındaydık. Serap Çakır her yönüyle olduğu gibi bu yönüyle de diğer adaylardan farklı olduğunu gösterdi.
31 Mart yerel seçimlerine yaklaşık bir buçuk aylık bir zaman kaldı. Eski seçimlerin havası pek yok. En büyük sebebi halkın en büyük gündeminin seçim değil geçim olması.
Gebze’de yerel seçim hareketliliğinin en önemli ismi ise kuşkusuz Serap Çakır. Bağımsız belediye başkan adayı olmasına rağmen siyasi partilerden çok daha iyi çalışıyor, çok daha fazla ilgi görüyor.
İnsanlar Serap Çakır’a güveniyor ve destek veriyorlar.
Peki neden?
Çünkü insanlar Serap Çakır’ı kendilerinden biri olarak görüyorlar. Vatandaşla arasında hiçbir duvar yok!
Klasik siyasetçiler gibi davranmıyor. Onlar gibi konuşmuyor. Alışılagelmiş süslü ve uzun siyaset söylemlerinin aksine, son derece içten kısa ve samimi açıklamalar yapıyor.
İnsanlara olduğu gibi yaklaşıyor, farklı gözükme ve kendini yukarda görme hastalığına yakalanmamış.
Gazetecilik mesleği sayesinde şehrin sorunlarını iyi biliyor.
Gebze’nin 17 mahallesinde seçim ofisi açtı. Çalışma ekibiyle her gün yüzlerce insanla birebir görüşüyor. Kurumları ve esnafı ziyaret ediyor. Şehrin en işlek ve kalabalık yerlerinde apartman boyunda dev afişleri ile aynı zamanda gövde gösterisi yapıyor.
Herkes aynı soruyu soruyor. Bağımsız bir aday belediye başkanlığını kazanabilir mi? Yanıtı çok basit aslında. Neden kazanmasın?
Bu bir yerel seçim. Serap Çakır’ın rakipleri Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu değil ki! Serap Çakır kazandığında nasıl hizmet verecek diye düşünenler var. Kazandığında elbette devletin Gebze Belediyesi için ayırdığı bütçeyi kullanacak. Ha bir partinin temsilcisi kazanmış ha Serap Çakır kazanmış.
Bu algı özellikle oluşturuluyor.
ZİNNUR BÜYÜKGÖZ ŞİMDİDEN AYRIMCILIK YAPIYOR
Serap Çakır’ın en büyük ayrıcalığı her kesimden ve herkesle iç içe olması ve hiç kimseyi ayırmaması. Örneğin Ak Parti’nin adayı Zinnur Büyükgöz daha belediye başkanı olmadan bile ayrımcılık yapıyor. En büyük ayrımcılığı ise gazeteler arasında yapıyor. Akıl hocası kim bilmiyorum ama bazı gazeteleri ayırıp kalanları yok saymak ve kişiye göre ayrıma tabi tutmak yanlış. Eğer aday iken böyle yapıyorsa demek ki belediye başkanı olduğunda daha büyük ayrım yapacak.
Ak Parti’nin en büyük korkusu da Serap Çakır’a olan ilgi. Çünkü Ak Parti’ye oy veren insanların yüzde 90’ı adaya değil Recep Tayyip Erdoğan’a oy veriyorlar. Bu rahatlık nedeniyle kibir ve halka yukardan bakma şikayetleri çok üst düzeyde. Bu kuşkusuz sandığa da yansıyacak.
Beylikbağı bölgesine her ne kadar tapu sorununu çözeceğiz sözünü verseler de, insanlar artık, ‘bunca yıldır neden çözmediniz?’ diye soruyorlar artık.
Gebze’nin trafiği artık saç baş yoldurtuyor. Otopark sorunu had safhada. Pazar yerleri sıkıntısı, imar sorunları ve halktan uzak siyaset anlayışı vatandaşı yeni alternatifler aramaya itiyor.
Millet İttifakı adayı Recep Dursun da bu yarışta iyi bir yol alıyor. Hem CHP ve İYİ Parti seçmeninin hem de farklı kesimlerin de oyunu alarak yarışa ortak olmanın hesaplarını yapıyor.
Bugüne kadar yerel seçimlerde Ak Parti adayı olan kişiye, potansiyel belediye başkanı gibi bakılırdı. Bu seçimde Serap Çakır bu dengeleri değiştirdi. Bu değişen dengeler Recep Dursun için de bir avantaj olacaktır.
Bir önceki seçimde 95 bin oy alan Ak Parti’nin, Zinnur Büyükgöz ile o kadar oy alması çok zor. 60-70 bin aralığına düşebilir. Bir önceki seçimde 45 bin oy alan CHP de, Recep Dursun ile birlikte iyi bir meclis listesi ile o rakamları zorlayabilir.
Burcu Çetinkaya ile birlikte Saadet Partisi de 25-30 binden aşağı oy almaz diye düşünüyorum.
Serap Çakır’ın ne kadar oy alabileceğini öngörmek, bağımsız bir belediye başkanı adayına alışkın olmayan ama alternatif bir isim arayan 260 binden fazla Gebzeli seçmenin nasıl bir tavır göstereceğiyle alakalı olacak.
‘Kazanamaz’ diyenler bile, 20-25 bin oyda kalır demeleri bile, bu rakamın çok çok üstünde alacağının sinyalleridir.
Serap Çakır seçimi kazanamaz demek, bir Anadolu kadınının cesur bir şekilde çıktığı bu mücadeleye ve tüm bu emeklerine karşı saygısızlık olur. Haksızlığa karşı durmak, bu yolda gece gündüz mücadele etmek ve on binlerce insanın sevgisini ve desteğini kazanmak bence tüm kazanımların en değerlisi ve onurlu olanıdır.
Oysa arkasına Cumhurbaşkanının ismini alıp rutin seçim çalışmaları ile insanlara yukarıdan bakmak ve ayrımcılığa tabi tutmak olsa olsa hazıra konmaktır diye düşünüyorum.
Serap Çakır da olmasa…
Levent Altun yazdı...
19 Şubat 2019 - 16:26
YORUMLAR