Türkiye’nin son dönemde yetiştirdiği en önemli sanatçılardan birisidir Sıla.
Sıla salt şarkılarını okuyan bir vokal değil, aynı zamanda saygın bir isimdir.
Düet yaptığı, bir araya geldiği isimler arasında dünya starları da var.
Sıla alelade bir sanatçı da değildir.
Entelektüel birikimi olan, bir duruşu olan sanatçıdır.
Sıla tabiri caiz ise ‘erkek gibi’ kadındır.
Sağlam duruşu, güçlü bir karakteri de vardır.
Ancak Sıla da olsa bir erkeğe gücü yetmeyebiliyor.
Sıla bile sevgilisi tarafından defalarca şiddete maruz kalabiliyor.
Evet Sıla bile ki, gerisini siz düşünün.
Sıla’nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda sevgilisi Ahmet Kural tarafından dövülmesi olayı, günlerdir kamuoyunun gündemini meşgul ediyor.
Haklı bir meşguliyet bu.
Bu Ülke’de, kocasının getirdiği üç kuruşla karnını doyuran ve çocuklarına bakan…
Gidecek bir evi, yiyecek bir lokması olmayan…
Derdini anlatacak birini bulamadığı için kendisine yapılan her şeye rıza gösteren yüz binlerce kadın var.
Sıla bile susmuşsa, o kadınlar nasıl konuşsun?, nasıl karakol kapılarına dayanıp, şikayetçi olabilsin?
Son yediği dayağı da sineye çekecekti Sıla.
Ta ki, annesi İzmir’den gelip, şikayetçi olması konusunda kızını ikna edinceye kadar.
Ve bu Ülke’de en çokta ailelere iş düşüyor.
Çocuğunuzu hiçbir zaman sahipsiz bırakmayın, her zaman gözünüz üzerinde olsun.
Olsun ki, o kadınlarda sineye çekmesin.
Ve Yüce Türk Yargısı.
Ahmet Kural denen psikopat, hayatında ki kadınlara ettiği eziyetin vicdan muhasebesini yapmak yerine, yasalar içindeki boşlukları arayarak, suçluyken, haklı duruma geçmeye çalışıyor.
Yok, aldatıldığını öğrenmişmiş…
Yok, Sıla kendi kendini yaralamışmış…
Yok şu, yok bu.
Lan şerefsiz, yedin bir halt, bari çık de ki, “evet yaptım. Alkol bedenimi rehin aldı, kendimi kaybettim”
Bari olay patladıktan sonra delikanlı ol.
Ve Ahmet Kural gibi şerefsizleri de savunan avukatlar.
Yapmayın, durumu didikleyip, müvekkil sorumluluğu için yanlışa çanak tutmayın.
Elinize aldığınız o hukuk kitaplarından, mağduru, suçlu yapacak yazılı metinler aramayın.
Allah için elinizi vicdanınıza koyarak, suçlunun suçlu olduğunu, mağdurun mağdur edildiğinin ortaya çıkması için bilginizi becerinizi ortaya koyun.
Bugün alacağınız üç-beş kuruş için yaşamınız boyunca vicdanınızla baş başa kalmayın.
Sıla salt şarkılarını okuyan bir vokal değil, aynı zamanda saygın bir isimdir.
Düet yaptığı, bir araya geldiği isimler arasında dünya starları da var.
Sıla alelade bir sanatçı da değildir.
Entelektüel birikimi olan, bir duruşu olan sanatçıdır.
Sıla tabiri caiz ise ‘erkek gibi’ kadındır.
Sağlam duruşu, güçlü bir karakteri de vardır.
Ancak Sıla da olsa bir erkeğe gücü yetmeyebiliyor.
Sıla bile sevgilisi tarafından defalarca şiddete maruz kalabiliyor.
Evet Sıla bile ki, gerisini siz düşünün.
Sıla’nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda sevgilisi Ahmet Kural tarafından dövülmesi olayı, günlerdir kamuoyunun gündemini meşgul ediyor.
Haklı bir meşguliyet bu.
Bu Ülke’de, kocasının getirdiği üç kuruşla karnını doyuran ve çocuklarına bakan…
Gidecek bir evi, yiyecek bir lokması olmayan…
Derdini anlatacak birini bulamadığı için kendisine yapılan her şeye rıza gösteren yüz binlerce kadın var.
Sıla bile susmuşsa, o kadınlar nasıl konuşsun?, nasıl karakol kapılarına dayanıp, şikayetçi olabilsin?
Son yediği dayağı da sineye çekecekti Sıla.
Ta ki, annesi İzmir’den gelip, şikayetçi olması konusunda kızını ikna edinceye kadar.
Ve bu Ülke’de en çokta ailelere iş düşüyor.
Çocuğunuzu hiçbir zaman sahipsiz bırakmayın, her zaman gözünüz üzerinde olsun.
Olsun ki, o kadınlarda sineye çekmesin.
Ve Yüce Türk Yargısı.
Ahmet Kural denen psikopat, hayatında ki kadınlara ettiği eziyetin vicdan muhasebesini yapmak yerine, yasalar içindeki boşlukları arayarak, suçluyken, haklı duruma geçmeye çalışıyor.
Yok, aldatıldığını öğrenmişmiş…
Yok, Sıla kendi kendini yaralamışmış…
Yok şu, yok bu.
Lan şerefsiz, yedin bir halt, bari çık de ki, “evet yaptım. Alkol bedenimi rehin aldı, kendimi kaybettim”
Bari olay patladıktan sonra delikanlı ol.
Ve Ahmet Kural gibi şerefsizleri de savunan avukatlar.
Yapmayın, durumu didikleyip, müvekkil sorumluluğu için yanlışa çanak tutmayın.
Elinize aldığınız o hukuk kitaplarından, mağduru, suçlu yapacak yazılı metinler aramayın.
Allah için elinizi vicdanınıza koyarak, suçlunun suçlu olduğunu, mağdurun mağdur edildiğinin ortaya çıkması için bilginizi becerinizi ortaya koyun.
Bugün alacağınız üç-beş kuruş için yaşamınız boyunca vicdanınızla baş başa kalmayın.
YORUMLAR