Yitik Şifa yayınlarından çıkan Son Söz/Gerçek Tıp Dersleri isimli kitabın ikinci cildinde, alternatif tıp üzerine yaptığı çalışmalarıyla ön plana çıkan Aidin Salih’in şizofreni hakkındaki dikkate değer bilgileri okuyuculara aktarılıyor. Aidin Salih, şizofreninin cinlerle bir ilgisi olduğunu ve kendisinin şimdiye dek karşılaştığı cinlenmiş hastaların çoğunda aynı bulguların göründüğünü belirtiyor.
Kitabın ilgili bölümü şu şekilde:
Şizofreni ise çok derin bir hastalıktır ve bu konuda bir şey yapabilmek çok zordur. Şizofreni teşhisinde de aynen kanserde olduğu gibi çok hata yapılıyor. Bana göre bu, ırsi bir hastalıktır. Irsi hastalık anne babadan, soydan geçebilir. Eğer ırsi değilse de hocaya gidin veya genel tedavinizi uygulayın.
Bu durumla ilgili şöyle ilginç bir vaka yaşadım:
Ben ailemle birlikte yazlıktayken evimize benim hastalarımdan olan cinli bir kadın geldi. Onun evinin kokusunu ben çok iyi biliyordum çünkü o koku belli bir tipteki cinlere ait oluyor. Birkaç hastamda da onların evlerine gittiğimde ben bu kokuyu fark ettim. Bu kadının bana geldiğini bilmeyen ve bu kadını tanımayan ama aynı ev kokusuna sahip olan birkaç hasta birbirinden habersiz olarak o gün benim evimde toplandılar. Ne kadar ilginç bir durumdu. O zaman anladım ki onlar birbirini çekiyor ve birbirleriyle haberleşiyorlardı.
Aileden birisi bu tip cinle cinlenirse o ailede müsait olanlar da cinlenebilir. Sonra bu durum nesle de geçebilir. Bu durumda sadece açlık yapmak yeterli değildir. Ben onlara Kur’an’ı ezberlemelerini tavsiye ediyorum. Burada kalbin ihlaslı olması çok etkilidir. İlk önce her şeyi iyice anlamak gerekir. Ama bazı insanlara durumu anlatabilirken bazılarına da anlatamıyorsunuz. Çünkü onlarda bunu anlayacak kapasite görmüyorsunuz.
Soru: Yani şizofreninin cinlerle mi alakası var?
Cevap: Tabii ki; çünkü şizofreni hastaları bana hallerini anlatıyorlar. “Benim şimdi beynimde 3 tane kadın var” dedi. O kadınların isimlerini, nasıl göründüklerini ve onu nasıl eğlendirdiklerini de anlattı. O hastaların anlattıkları hep bu şekildedir. Onlar, “İçimde birkaç tane varlık var, onların konuşmalarıyla meşgulüm.” diyorlar. Eğer bir tane varlık varsa onun hastayla hem de birbirleriyle ilişkileri oluyor. Ama birkaç tane varlık varsa hem hastayla hem de birbirleriyle ilişkileri oluyor. Bu sebeple de hasta, “İçimde birkaç tane varlık var.” diyor. Bu çok zor bir durumdur.
Norveç’teyken bana cinli bir genç geldi. Biz eşimle birlikte ona o kadar acıdık ki... Eşim “Cin suresini okuyalım” dedi ama ben kadınım, bu durumda kim okuyacak? Ben de o genç için çok üzüldüm ve mecbuen okumaya başladım. Benden önce o okumaya başlamıştı. O, 40’ar defa Fatiha, Ayetel Kürsi, İhlas, Felak ve Nas surelerini okuyordu. Ayetel Kürsi okurken “Ve la yuhitune” kısmına gelince her defasında “ma yuhitune” diyordu. Ben onu düzeltiyordum, o da benim dediğimi tekrarlıyordu ama 40 defa aynı hatayı yaptı. Biz onu 40 gün boyunca bu sureleri okumaya zorladık. O da günlerce aynı hatayı yaptı. Demek ki orada bir sır var. Sonra Ayetel Kürsi okurken onun kaburgasının altından bir ses çıkıyordu. O ses kendi sesiydi ama kaburgadan çıkıyordu. Ses, “Bundan bıktım artık.” dedi. “Ne dedin?” dedim. “Ne diyeceğim, Ayetel Kürsi okuyorum.” dedi. Kendisi o sesin farkında bile değildi. Sonra o gece ben uyumak üzereyken terasta gezen iki cin gördüm. Birisi iri ve kuvvetliydi. Bu o gencin ciniydi, diğer cin de onun arkadaşıydı. Ben onları hayal meyal gördüm; kendi aralarında konuşuyor ve bana karşı plan kuruyorlardı. O zaman ben, onlar bana buaşamasın diye gece gündüz Kur’an okuyordum. Ertesi akşam yine uyumak üzereyken o iri cin bana yumruk atıyordu. O yumruğun kuvvetini size anlatamam. Ama sanki benim yanımda bir amortisör o yumrukların benim beynime geçmesini engelliyordu. Allah korusun, eğer geçseydi ne olurdu bilmiyorum. Bütün vücudumda şimşekler çaktı ama yumruk gelmedi. O zaman ben bu genci bıraktım ve hiçbir şey yapmadım. O genç de hala öyle duruyor. O namaza kalkıyor ama kılamıyor çünkü ona yasaklıyor ve onu hep meşgul ediyorlar. O abdest alıyor, sonra yeniden almaya başlıyor. Ve bu şekilde hiçbir şey yapamıyor. Bu kişi hacca da gitti halbuki böyle kişilere hac farz değildir.
Yorum: Şizofrenler tıbbi ilaç tedavisi görürken o varlıkları görmediklerini söylüyorlar.
Tıbbi ilaç kullanan şizofrenler aynen uyuşturucu kullananlar gibidirler. Uyuşturucu kullananlar, uyuşturucuyu alırken ne kadar mutlu ve memnun oluyorlarsa, şizofrenler de ilaç kullandıklarında cinler o uyuşturucudan memnun olur. Ama ilacı bırakırlarsa onların durumu tekrar şiddetlenir.
Kaynak:Yeni Akit
YORUMLAR