Türk Kızılay Bolu Şubesi Olağan Kongresi'ne katılan Kerem Kınık, burada yaptığı konuşmada, acıların her gün artmakta olduğu dünyada Recep Tayyip Erdoğan'ın her yerde beklenen lider, Türk ve Kızılay bayraklarının ise her yerde göğüslenen bayrak olduğunu söyledi.
Kurumun faaliyetleri hakkında bilgiler veren Kınık, "Geçen sene yardım ulaştırdığımız insan sayısı 23 milyon. Yani her gün yaklaşık 63 bin kişiye yardım ulaştırmışız. Milletimizin himmetidir. Biz hamallığını yapıyoruz. Bugün toplumumuzu olağanüstü durumlara, afetlere hazırlamak için, insanların bu şartlarda ayakta kalabilmesini sağlamak için, yanında düşeni kaldırabilecek güce ulaşabilmesi için daha fazla çaba sarf ediyoruz." diye konuştu.
Kınık, Türkiye'nin, dünyada güçlenmeye devam eden bir ülke olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Ülkemiz siyaseti, ekonomisi, kültür ve sanatı, bilimi ve sivil toplumu ile güçleniyor. Dünyanın sessiz yığınlarının sesi olmak, bir vicdanın sesi olmak, kendi çıkarının ne olduğuna bakmazsınız mazlumun, yoksulun dünyada ezilen insanların sesi olan başta sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bu asil Türk milleti Kızılay aracılığı ile de yine insani yardımda, afette, toplum sağlığında ulaşabildiği kadar insana ulaşmaya gayret etti, ediyor."
Başta Türkiye'deki ihtiyaç sahibi insanlar olmak üzere ne kadar muhtaç varsa ulaşmak için çaba göstermeye devam edeceklerini vurgulayan Kınık, bunun için yeni yardım modelleri oluşturduklarını anlattı.
"İNSANLARI MUHTAÇ HALE GETİREN SEBEPLER ORTADAN KALDIRILACAK"
Kınık, bu yeni yardım modellerinin ekonomik güçlenme ve sosyal kalkınma modelleri alanlarında devam edeceğini belirterek, "İnsanların artık ihtiyaç duydukları gıdayı, elbiseyi, belki öğretim burslarını onlara vereceğiz. Ama asıl onları yardıma muhtaç hale getiren sebepler nedir? Bunları ortadan kaldırmak için çaba sarf edeceğiz. Türkiye’de çok büyük bir inisiyatif olarak başlatacağımız, İslam Kalkınma Bankası, İslam Dayanışma Fonu, mali hazinemiz, Türk Kızılay ve uluslararası başka kuruluşlar ile oluşturacağımız sosyal güçlendirme, ekonomik kalkındırma programı ile kadından başlamak üzere bireyin ve toplumun güçlendirilmesi ve aşırı yoksulluğun önüne geçilmesi adına çalışacağız. 2030'a kadar memleketimizde yoksul kalmaması için devletimize tamamlayıcı büyük bir inisiyatifin başlayacağını müjdelemek isterim." ifadesini kullandı.
Bu faaliyet kapsamında değer zincirleri oluşturacaklarını aktaran Kınık, oluşturulan bu değer zincirleri sayesinde faizsiz mikrofinans modeli ile insanların bulundukları bölge ve bireysel yetkinlikleri noktasında hangi işe uygunsa ona yönlendirip para kazanmalarını sağlayacaklarını kaydetti.
"MUHTAÇ İNSANLARA, GİRİŞİMCİLİK VE PARA KAZANMA YÖNTEMLERİ ÖĞRETİLECEK"
Kınık, Türk Kızılay olarak çok farklı değer zincirleri üzerine çalıştıklarını da sözlerine ekleyerek, şunları söyledi:
"Bağ değer zinciri gibi, endüstriyel bazı değer zincirleri gibi üretimden piyasada satışına, elde edilecek karla tekrar bu sistemin finansmanının büyütülüp katılımcı sayısının arttırılmasına yönelik büyük bir değer zinciri... Bununla oluşacak yeni girişimciler ve iyi bir ekonomik kalkınma modeli üzerinde çalışıyoruz. Devletimizin KOSGEB, İş-Kur, belediyeler, kalkınma ajansları, tarım kredi kooperatifleri, bankaları gibi sosyal kalkınmayı ekonomik güçlenmeyi teşvik eden çok sayıda grupları var. Biz sahada o son noktadaki muhtaç olan insana dokunan bir organizasyon olarak belki KOSGEB'e gidip derdini anlatmaya mecali olmayan Ayşe teyzemizin, Hasan amcamızın yanına giderek onun elinden tutacağız. Ona yapabileceklerini anlatacağız. Öz güven aşılayacağız. Girişimcilik öğreteceğiz. İş idaresi öğreteceğiz. Para nasıl kazanılır, nasıl tasarruf edilir, bir iş nasıl kurulur, nasıl işletilir, gençlerimize, kadınlarımıza, genç kızlarımıza bunları anlatacağız. Onların ilk can sularını vereceğiz ve bu değer zinciri içerisinde sistemin akışını garanti edecek bir modelle inşallah toplumumuzu ve bireyi güçlendirmeye gayret edeceğiz."
Yeni dönemin en fazla önemsedikleri faaliyetlerinden birisinin bu olduğunu ifade eden Kınık, bu durumun bütün ulusal dernekler için geçerli olduğu anlatarak, "Önce can sonra canan. Önce kendi toplumumuzu güçlendireceğiz ki, önce kendi insanımızı güçlendireceğiz ki önce kendi yetimimize, kendi yoksulumuza, kendi kadınımıza, kendi bireylerimize, kendi dezavantajlı gruplarımıza destek verip omuz atacağız ki milletimiz güçlensin. Dünyadaki mazluma daha fazla el uzatabilsin." değerlendirmesini yaptı.
YORUMLAR