Türkkan, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçimlerinin iptali ve yenilenmesine ilişkin verdiği kararı eleştirdi:

“Toplum vicdanı bu iptali kabul etmedi. İptal kararının altını doldurabilselerdi mümkün olabilirdi bu. O zaman derler ki arkadaş bu aynı sandık kurulları, görevlileri, belediye meclis üyeleri için de karar verdiler, muhtarlar için de karar verdiler, ilçe belediyeleri için de karar verdiler. Sen bu üçünü ben bundan rahatsızlık duymuyorum dolayısıyla sadece bu çıkardığımız kanun bunlar için geçerli değil, sadece kaybettiğimiz  Büyükşehir için geçerli derseniz bunun toplum vicdanında karşılığı olmaz.”

Türkkan, AK Parti’nin tekrarlanacak olan seçimi kazanmasının zor olduğunu söyledi:
“En büyük zararı verecek olan yine kendi seçmenleridir. AK Parti seçmeninde ciddi bir kırılma olur. Sonuçları itibariyle de korkuyorlar. Türkiye artık seçimde oy verebileceğimiz bir ülke olmaktan uzaklaşıyor diye endişeleri var. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu seçimin tekrarında kazanması çok zor gibi görünüyor.”
 Totaliter rejim vurgusu yapan İYİ Parti Grup Başkan Vekili, Rumen Diktatör Nikolay Çavuşesku Dönemi’ni hatırlattı:
“Kazanana kadar seçim, yani kaybetmek yoktur totaliter rejimde. Çavuşesku'nun bir hikayesini anlatırlar. Umutsuzluk halkı öyle bir noktaya getiriyor ki bundan sonra mücadele etmek yerine ne denirse onu kabul edelim noktasına getiriyor. Totaliter rejimlerin en önemli özelliği o. İnsanları düşünme güdüsünden uzaklaştırıp tabi olma noktasına getiriyor. Bir sürü hakaret ediyor kürsüden kimseden ses çıkmıyor. Çavuşesku diyor, hepinizi asmayı düşünüyorum, aradan bir ses çıkıyor. İpimizi biz mi getireceğiz, parti mi verecek? diyor. Türkiye'nin getirilmek istenildiği nihai nokta bu. Ama ben Türk milletinin ferasetine güveniyorum.”

BU SEÇİM SÜRECİ BÖYLE DEVAM EDERSE BUNDAN SONRA SEÇİM DE OLMAYABİLİR 

Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren seçmende dahi YSK iptal kararı konusunda bir tepki oluştuğunu ifade eden Türkkan, Türkiye’nin demokrasi liginden düştüğünü söyledi:
“İnsanların korkusu şu; AK Parti'ye oy vermiş, gitmesini istemiyor ama bir şeyi aklından çıkarmıyor; bu seçim süreci böyle devam ederse bundan sonra seçim de olmayabilir. Yani bundan sonraki seçimler usulen seçim olur. Azerbaycan'daki gibi İran'daki gibi.Bunların hiçbirisi Türkiye'nin varmak istediği nihai bir Türkiye görüntüsü değil.  Yavaş yavaş Ortadoğu ligine itilmişiz, demokrasi liginden düşmüşüz. Bütün bunların içerisinde tek gerçek İstanbul'un rantıysa gözünüz doysun diyeceğim.”

BU MESELE AK PARTİ GRUBUNDA CİDDİ RAHATSIZLIK YARATTI

İstanbul seçiminin AK Parti’de de ciddi rahatsızlık yarattığını öne süren Türkkan, partinin kurucularından Arınç, Gül ve Şener’in eleştirilerinin altını çizdi:
“Bu mesele AK Parti grubunda da ciddi bir rahatsızlık yaratmış onu hissettim. Zaten ondan dolayıdır ki ilk defa keskin hatlarıyla bu partinin kurucu iradesi Bülent Arınç, Abdullah Gül, Abdullatif Şener. Üçü bu partinin kurucu iradesi diyebileceğimiz, parlamentoda bulunan herkesi Meclis’e taşıyan esas iradenin üçü, bu alınan kararın hukuksuz bir karar olduğu noktasında ifadede bulundular. Abdullah Gül gibi müdebbir, tedbirli bir adam dahi bu işi 367 kararına benzetti ve kendisinin duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Bu, toplum vicdanına  da yansıyacaktır.”

 “CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ARTIK SAĞLIKLI KARAR VEREMİYOR”

Canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da eleştiren Türkkan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin geldiği noktayı ANAP’ın durumuna benzetti:
“AK Parti'nin siyasetine yön veren Recep Tayyip Erdoğan daha önce çok daha sağlıklı kararlar veriyordu. Ben yaklaşık bir yıldır çok önemli konularda sağlıklı kararlar veremediğini düşünüyorum. Kaybettiği andan itibaren AK Parti'nin iktidardan gidişini çok daha fazla hızlandırır, ama bunu çok da muhakeme edecek durumda da değil. Bunu evi yanan bir insanın telaşına benzetiyorum. AK Parti'nin düştüğü durum da bu. ANAP'ı hatırlayın muhalefete bile düşmeden kayboldu gitti. İktidar oldu hep. Son koalisyon iktidarı oldu ondan sonra muhalefet yüzü bile göremedi. AK Parti iktidardan düştükten sonra muhalefete bile düşmeden gidebilir.”
 
 DEMOKRASİ VURGUSU YAPTI

İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, demokrasi vurgusu yaptı. Türkkan, esas konunun demokrasinin ülke yönetiminde yok sayılması olduğunu söyledi:
“Demokrasi sadece lehimize işleyen bir meseleyse, aleyhimize birtakım problemler getirecekse bunu reddetmek değildir demokrasi. Ne olursa olsun mutlaka insan hayatı için açık kalması gereken bir pencere. O pencere bazen yağmur yağıp sizi ıslatabilir, kar yağıp sizi üşütebilir ama o pencereyi ola ki kapattığınız zaman havasız kalıp boğulursunuz. Demokrasi penceresini ülke yönetiminde hep açık tutmak lazım.
Netice sadece seçimlerin iptal edilmesi tekrarlanması birisinin İstanbul Belediye Başkanı olmasından ziyade demokrasinin ülke yönetiminde yok sayılması, Türkiye için daha önemli bir tehlike önümüzdeki seçimler açısından.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN İŞ ADAMLARINA YÖNELİK SÖZLERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iş adamlarına yönelik sözlerini de hatırlatan Türkkan, artık bu tehditlerden korkan olmadığını söyledi:
“İlk defa bu dönemde bu tehditlerden insanlar korkmuyor. Bu neyin işareti biliyor musunuz?  Artık senin gücün bitti, bu dediklerini yapacak durumda değilsin. Zaten tehdit edenlerin, korkutanların en büyük silahı da sizin korkunuz. O korkuyu yendiğiniz andan itibaren artık kendileri korkmaya başlarlar. İş adamlarının bu saatten sonra geri adım atmadığını geri adım atmayacağını göreceğiz.”

 SANDIĞA GİTMEYEN AK PARTİ SEÇMENİNİN TERCİHİ ÇOK ÖNEMLİ

Adalet ve Kalkınma Partisi adayının karşısında şimdi 100 bine yakın oy olduğunu söyleyen İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, sandığa gitmeyen AK Parti seçmeninin göstereceği tavrın önemli olduğuna dikkat çekti:
“Aradaki fark 14 bin. Bu seçimi ilave etkileyecek olumlu ve olumsuz etkenlerden bahsedelim. DSP'nin 25 bin civarında bir oyu var. Seçime girmeyeceğini ilan eden diğer partilerin de      70 - 80 bine yakın bir oyu var, buna Demokrat Parti de dahil olmak üzere. 100 bine yakın oy AK Parti adayının karşısında.
Peki olumlu ne oldu ki Ekrem İmamoğlu'na oy veren insanlar,  Ben pişman oldum, Binali Yıldırım'a döneyim diyecek bir gelişme var mı?
Sandığa gitmeyen AK Parti seçmeni var 31 Mart'ta. O seçmenin tercihi çok önemli. O seçmen bu haksızlık karşısında nasıl bir reaksiyon gösterecek? Bu seçmenin bir kısmı yapılan haksızlıklara tepki olarak gitmedi, bir kısmı ekonominin çok kötü olmasından dolayı gitmedi, bir kısmı beklentilerinin karşılanmaması açısından gitmedi.
Bu beklentilerin hangisi karşılanabilir bu saatten sonra Adalet ve Kalkınma Partisi bunun üzerine bir çalışma yapacaktır.”