100. yıl hayallerimiz böyle değildi
2000 yılını beklerken de heyecanlıydık, milenyum geliyordu, 100. Yıla az kalmıştı, üç çeyrek bitmiş, son çeyrekti, bizim için 100. Yıl çok önemli ve değerliydi…
Çünkü bizler, 100. Yıl da büyük değişimler olacağına inanarak büyümüştük.
1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi, bağımsızdık ama bazı anlaşmaların olduğuna ve 100. Yılın sonunda elimizi-kolumuzu bağlayan tüm anlaşmalardan(!) kurtulacağımıza, tam bağımsız olacağımıza inanıyorduk.
Öyle ki, kendi petrolümüzü, doğalgazımızı, yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi Ülke menfaatine kullanacak güce ulaşacaktık…en azından biz öyle sanıyorduk.
100. yıl hayallerimiz çok farklıydı.
Aslında 100. Yıla yaklaşırken de bunun emarelerini görüyor gibiydik sanki…görece bir zenginleşme, rahatlama yaşıyorduk.
Araba, ev hayali kuramayanlar, ev-araba alıyor, arabası olan yeniliyor, ikinci aracını, ikinci evini alan ailelerin sayısı artıyordu.
Tüm bunlar 100. Yılın adımları olarak görüyorduk.
Eğitimde, sağlıkta, adalet ve huzur noktasında 100 yıllık bir gelişme ve ilerleme bekliyorduk.
Nasip oldu, 100. Yıla kavuştuk.
Beklediğimiz gibi değildi ama ilk yıldı, üzerinden bir yıl geçsin nimetlerini, getirilerini görürüz diye bekliyorduk.
Terör bitecek, ekonomide şaha kalkacak, sağlık, eğitim, adalet alanlarında ciddi gelişmeler olacak, yurdum insanı çok daha güzel şartlarda yaşayacaktı!...
101. yılda beklentilerimiz karşılık bulmadığı gibi, sağlıkta yenidoğan bebelere dahi kıyılan bir çeteleşmeyi gördük, cennet kokulu bebelere kıyanların, normal insanlara neler yapmış olacağını tahmin bile edemez hale geldik.
101. yılda anladık ki, sağlıkta fena çuvallamış, para için canlardan olmuşuz…
Terör bitecek, huzura kavuşacağız beklentimiz de havada kaldı, binlerce insanın ölüm emrini veren caniyi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne davet edecek konuma gelmişiz.
Oysa bizim, 100. Yılda ki Büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin, terörün başını ezdiği, yurttaşlarına eşit yaşam hakkı tanıyarak, huzuru bulduğu büyük bir Devlet olduğunu düşünüyorduk.
Büyük Devletler terör örgütlerini kendi çıkarları için kullanır, Devleti hedef alanın başını ezer, terörist başları ile müzakere etmezdi...
100. yılın gelişi bolluk-bereketti, 101. Yılda refahın artacağı, zenginliklerimizin çoğalacağı günler bekliyorduk, burada da yanıldık.
Emekli can çekişiyor, açlık sınırının altında yaşam savaşı veriyor, asgari ücretli karnını doyuramıyor, öğrencilerimiz maddi zorluklar nedeni ile okul okuyamıyor.
Sokakta akan kanı, artan şiddeti, sayısı çoğalan kanı bozukları saymıyoruz bile…
Kadınların katledilişi, kadınlar için güvensiz hale gelen sokaklar da bizim beklediğimiz 100. Yılda ki sokaklar değildi.
Hiç böyle bir 101. Yıl hayal etmemiştik ama her şeye rağmen, eşsiz ve çok değerli bir Cumhuriyete sahibiz.
101. yılda hedeflediğimiz, hayalini kurduğumuz Cumhuriyet’e kavuşmamış olabiliriz ama Cumhuriyetimiz var çok şükür, Cumhuriyet var olduğu sürece de, hayalini kurduğumuz güçlü, huzurlu ve güven dolu yıllara mutlaka ulaşacağız.
İyi ki Cumhuriyet var, iyi ki Cumhuriyet’in çocuklarıyız,,,sen çok yaşa büyük Türkiye Cumhuriyeti…
YORUMLAR