16 Nisan’da yapılacak tarihi referanduma artık sayılı günler kaldı.
Son 1 aya girdik.
Referandum tartışması, sadece ülkemiz de değil, neredeyse tüm Dünya’da gündem olmuş durumda.
Geçmişte, Ülkemiz, yurt dışında ki seçimlere yasak koyup, sınırlama getiriyordu.
Bu kez tam tersini yaşıyoruz, başta Avrupa olmak üzere yurt dışı ülkemiz adına yapılacak, toplantılara sınırlama getirip, yasak koyuyor.
Biz, Ülkemizin geleceğini tayin edecek, yönetim sisteminde yapılacak köklü değişikle ilgili, kendi içimizde tartışıyor, kavga da veriyoruz.
Birileri, yapılacak değişikliğin olumlu yanlarını ve Ülkemizin geleceğine sağlayacağı katkıları anlatıp, bunları savunuyor.
Doğaldır ki, birileri bu değişiklik paketinin içeriğinde ki yanlışlara vurgu yapıp, geleceğimiz adına bu referandumun sakıncalı olacağı görüşünü savunuyor.
Biz kendi içimizde sorunda yaşarız, ‘doğru-yanlışı’, ‘evet-hayırı’ da tartışırız.
Bunun Avrupa ve ABD kısmına düşen payı nedir ki..
Bu bizde ki üçüncü kişiye düşen pay gibi olmalı.
Avrupa, işi-gücü bıraktı, Türkiye’de ki referanduma kilitlendi.
İlişkiler zaten gergindi, iyice ipler kopma noktasında, sonuçlarının ne olacağını kestirmek zor.
Niyetleri, ‘evet’ oylarının önünü kesmek, Türkiye’nin geleceğini yakından etkileyecek bu referandum da ‘hayır’ çıkmasını sağlamak gibi duruyor.
Ancak, bu gösterdikleri antidemokratik, insanlık dışı, tutumları öfkeyi ve ‘evet’i arttırıyor.
Türk insanı, elbette ki, geleceğini ilgilendiren, çocuklarının nasıl bir Ülke’de yaşayacağını belirleyecek bir referandum da kendi gerçekleri ile oy kullanacaktır.
Ancak, Avrupa’nın şimdiye kadar kendisini şirin gösteren, o demokrasiden, göstermelikte olsa, insan haklarından vaz geçecek kadar, Türkiye’ye ve ‘evet’ oylarına savaş açmasının bir anlamı olmalı.
Sonuçları Ülkemiz için çok hayırlı gözükmese de, Avrupa’nın, Türkiye’de yapılacak referandum ile ilgili sahada olması ve kendisine aktif rol üstlenmesi, şaşırtıcı ve üzerinde uzun uzun düşünmeyi gerektiriyor.
Neyse ki, referanduma artık çok kalmadı, 1 ay sonra bu tartışmalar son bulacak.
Ve Ülkem insanı, bu 1 ayı daha verimli ve etkin kullanmalı, ‘neye evet’ yada ‘neye hayır’ dediğini iyi bilmeli.
Yani Avrupa bile anlamış, 16 Nisan’da Türkiye’de nelerin değişeceğini, sen Ülke’nin geleceği ile ilgili kendisinde sorumluluk hisseden, çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak isteyen yurdum insanı, sende artık en az Avrupa kadar 16 Nisan’da ki referandumun ne olduğunu anlamak gerekli.
YORUMLAR