Az gerilim çok demokrasi
14 Mayıs seçimleri öncesinde gerilimin bilinçli olarak tırmandırıldığına şahit olmuştuk, belki de, sonuçlar hiçbir tarafı çok fazla memnun etmediği için, yarış ikinci tura kaldığı için sıkıntısız bir gece geçirdik.
28 Mayıs öncesinde gerilimin daha az olduğunu gözlemliyoruz, bu da demokrasimiz ve Ülkemiz adına önemli bir kazanım.
Bu tablonun korunması, seçim sonuçlarından da, kazanıp-kaybetmekten de çok daha önemli.
Siyasetin insan yaşamını bu denli etkilemesi, ilk okul çocuklarının bile kendi aralarında siyaset konuşması çokta güzel bir tablo değil.
Nihayetinde Ülkesi için hizmete talip taraflar arasında bir seçim yapılıyor, her kim kazanırsa kazansın, büyük çoğunluk yapılan ve yapılmayanlar üzerinden bir kanaat ortaya koyacak.
Küçük azınlıkların menfaat ve çıkarları için, büyük çoğunlukların gerilmesi, ayrışması, hele hele kavgaya tutuşması cahilliğin dik alasıdır.
En demokratik hakkımız olan oyumuzu kullanmamız vatandaşlık görevimiz olduğu gibi sandıktan çıkan sonuçları da sağduyu ile olgunlukla karşılamak aynı şekilde insan olmanın gereğidir.
Birilerinin siyasete kendisini fazlaca kaptırması, desteklediği partinin iktidar olmasını fazlaca abartmasını da anlayabiliriz ama unutmamak gerekir ki, seçimler biter ve bizler yine kendi dünyamız da ekmeğimiz, çocuklarımız, geleceğimiz için mücadele ederiz.
Komşuluklarımız, dostluklarımız, sosyal hayatımız olduğu gibi devam eder (büyük çoğunluklardan söz ediyorum, siyasetten nemalanan küçük azınlıklar hariç)
Bu gerçeklik doğrultusunda tercihlerimizi de, tercihlerimizin sonuçlarını da çok fazla abartmanın gereği yok diye düşünüyorum.
Gazeteciliğimin ilk yıllarında çok sevdiğim bir meslek büyüğüm, yıllar sonra evlat sahibi olmuştu, kendisini tebrik ederken, kendisinin sevincini paylaşmak adına evladı olduğunu haberleştirmek istemiştim.
O gün bir kez daha saygımı kazanan o dostum, “biz evet evladımız olsun diye çok uğraştık, Allah yüzümüze güldü, çok mutluyuz, bunu dostlarımızla da paylaşmak isteriz ama bizim gibi evlat sahibi olmak isteyip de olamayan çok insan tanıdık. Bizim sevincimizi abartılı yaşamamız, haberlerimizin çıkması o insanları üzebilir, bu yüzden ricamdır haber yapmayalım. Biz zaten kendi dünyamızda, ailemiz ve dostlarımızla bu sevincimizi yaşıyoruz” demişti.
Ne güzel bir bakış açısı, nasıl güzel bir yürek öyle değil mi?
Pazar günü sandıktan çıkacak sonuç her ne olursa olsun, sevinenler kadar üzülenlerinde olacağını unutmamak gerek, o üzülecek olanların da sizlerin dostlarınız, arkadaşlarınız, komşunuz ve yarın bir arada yaşayacağınız insanlar olduğunu unutmamalısınız.
Yine siyasetten nemalanan küçük azınlıkları bir kenara bırakarak sormak istiyorum, oy verdiğiniz partinin kazanmasını halaylar çekerek, havaya ateş ederek kutlamanın nasıl bir mantığı olabilir ki..
Sandıktan galip çıkmak tek başına çok önemli bir durum değil ki, sandıktan sonra yapılacak hizmet ve yapılmayacak hatalar önemli değil mi?
Senin inandığın, sana göre Ülke’ye en iyi hizmeti yapacak kişiler sandıktan çıkmış olabilir, ama asıl önemli olan yapılacaklar ve yapılmayacaklardır.
Sen vatandaş olarak üzerine düşeni yapar, demokratik hakkın olan oyunu kullanırsın, sonrasında çıkan sonuçları saygı ile karşılar, memleket için hayırlı hizmetler beklersin, oy verdiğin parti iktidar olmuş ise yapılan olumlu hizmetlerle mutlu olur, yanlışlarda ise iki kat fazladan üzülürsün, bir yurttaşın siyasetle ilişkisi bu düzeyde, bu kadar olmalı diye düşünenlerdenim.
Kritik ve önemli bir seçim arifesindeyiz, yapılacak seçimlerin Ülkemiz, kentimiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
YORUMLAR