Kanyon oluşumu 200-250 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor.
Bal mağaraları ve ballı kayaları, Dünya’nın bu eşsiz doğal güzelliğine Ballıkayalar ismini vermiş.
1995 yılında tabiat parkı ve sit alanı olarak ta ilan edilmiş.
Ama aradan geçen zaman içinde bir türlü ballı kaya olamamış.
Doğanın bahşettiği eşsiz bir güzellik.
Saklı cennet.
Kaya tırmanışçıları, trekking, piknikçiler ve ailecek doğa keyfi sürülecek, eşsiz bir yer.
Gebze’nin Tavşanlı Köyü’nde bulunan bu doğa harikası mekan ne yazık ki, insan eliyle tahrip ediliyor.
Bir dönem yetki kavgasının olduğu Ballıkayalar da, yıllardır ilginç tipler oldu.
Aracınızla girdiğinizde, direk başınıza dikilen ve ‘değnekçileri’ andıran, tipler, ayak bastı parası alıyor.
Doğanın insanlara bıraktığı eşsiz güzelliklerinden birisi olan Ballıkayalara araç park parası verdikten sonra, dinlenmek için oturduğunuz masaya da ayrı para veriyorsunuz.
Hadi paraları verdiniz, hizmet bekliyorsunuz.
Tuvaletleri kullanmak neredeyse imkansız, o derece döküntü ve pislik içinde.
Mescidi keza aynı.
Hizmet deseniz o da yok.
Yanı başınızda eşsiz bir doğa harikası var ama sanki birileri özellikle sizi bu güzelliklerden mahrum bırakmak için çaba harcıyor.
Buda insanın aklına şunu getiriyor.
Osmangazi Köprüsü ile bölgemiz cazibe merkezi olmaya başladı.
Sanayinin olumsuz etkilerinden uzak bir bölge Ballıkayalar.
Buraların yakınlarından başlanarak, sanki imara açılsa, yapılaşma olsa, büyük ilgi görecek gibi.
Allah’ın bir bölgeye bahşettiği eşsiz güzelliklerden birisi olan Ballıkayalar gibi bir mekanın, bu denli bakımsız hale getirilmesi ve doğayla buluşmaya gidenlerin, ayak bastı parası gibi anında para vermek zorunda kalması akılları karıştırıyor.
Rant ve para hırsı gözünü bürümüş insancıkların burayı da ranta çevirmek gibi bir niyeti mi var? Sorusu aklınıza geliyor.
Yeni bir bahar gelirken, Ballıkayalar İstanbul ve yurdun dört bir yanından turist çekmeye başladı ve bu yılda öncelik Ballıkayalar da ki sıkıntılar olmakta.
Burası Gebze’nin cenneti, göz bebeğimiz, büyük şansımız.
Doğa zaten büyük bir güzellik bahşetmiş, insan eliyle bu doğal güzelliği bozma çabası niye ki.
Buraya yılda milyonlarca insan geliyor, bu insan sayısı ikiye üçe katlanabilir.
Ne Büyükşehir’in nede Bakanlıklarımızın Ballıkaya’dan gelecek 10-20 liralık ayakbastı paralarına ihtiyacı yok.
Ballıkayaları, yıkık dökük tuvaletlere, dağınık işletmelere bırakmak akıl karı değil.
Burada ki hesaplar sanki başka gibi…
YORUMLAR