Bazılarının fazladan değer gördüğü günlerden geçiyoruz
Bir duvar yazısında okumuştum, ‘kıçımızın kenarı olmayacak kişileri, başımızın tacı yapıyoruz, Allah’ta işte o zaman belamızı veriyor’ bugünün siyasi tablosunu en güzel özetleyen söz sanırım.
14 Mayıs seçimleri öncesinde, CHP, bir çok ıvır-zıvır partiyi, ıvır-zıvır adamı yanına alıp, sözüm ona ittifaklar kurdu.
Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin bir çoğuna bakıyoruz, yüzde 1 oranında bile karşılığı yok, ittifaka dahil edilen adamlara bakıyoruz, liderlik vasfı yok ama Ülke yönetimi hakkında söz sahibi.
Benzer tablo Cumhur İttifakı içinde geçerli, BBP; Genel Başkanını bile seçtiremedi, DSP diye bitmiş, tükenmiş bir partiden meclise vekil geldi.
28 Mayıs seçimleri öncesinde de benzer tablo geçerli.
Sanki çok büyük bir etki yaratacak, sanki seçimin sonucunu değiştirebilecek gibi Zafer Partisi lider Ümit Özdağ, son günlerin en önemli gündemi oldu.
MHP’den gelen Özdağ, 2.23 gibi hatırı sayılır bir oy aldı ama bu oy ne Özdağ’ın oyu, ne de partisinin oyu bu oyların büyük bölümü tepki oylarıydı.
Aynı şekilde 5.17 gibi çarpıcı bir destek alan Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan oyları da öyle.
Kemal Kılıçdaroğlu ile Recep Tayyip Erdoğan arasına sıkışmaktan rahatsız olanların birleştiği isimdi Sinan Oğan.
İkinci turda Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayan Oğan’ın ne böyle bir kitlesi, nede bu oranlarda karşılığı var.
Ve ne acıdır ki, durumun böyle olduğunu hemen herkes biliyor, yine de bu isimler baş tacı yapılıyor.
Bunun da sebebi, 300-500 bin oyun bile çok kıymetli olması.
Ve evet 14 Mayıs seçimlerinde CHP’nin oylarının artmasına, Kılıçdaroğlu’nun oylarının bu denli yüksek çıkmasına masanın ortaklarının 300-500 bin oy katkısı olmuştur, ama o kadardır yani.
Millet İttifakının oylarının büyük bölümünün İYİ Parti ve CHP oyları olduğu ortada, Kılıçdaroğlu’na gelen ekstra oylarında Yeşil Sol’dan geldiği açık.
Erdoğan içinde benzer tablo geçerli, oyların tamamına yakını MHP-AK Parti oyları, diğerlerinin, ‘diğerleri’ kadar etkisi var, hepsi bu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, seçilmek için yüzde 50 artı bir zorunluğunun getirdiği sıkıntılar bunlar.
Pazarlıklarla, anlaşmalarla Ülke gerilirken, bazıları gereğinden fazla ilgi görüp, kıymete biniyor.
28 Mayıs seçimleri bu sistemde girdiğimiz son seçim olur düşüncesindeyim, bu sistem kesinlikle değişir ve değişmeli.
Toplumda hiçbir karşılığı olmayan adamlar ve partilerin de bu denli prim yapacağı son günleri yaşıyoruz diye düşünüyorum.
Bitse de kurtulsak…
YORUMLAR