Toplu Konut İdaresi (TOKİ) kuruluşu 1984 yılına dayanır. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın talimatı ile kurulan Devlet’in sosyal bir projesi olarak gelişen bir kurum.
Daha çok deprem dönemlerinde mağdur vatandaşlara devletin destek eli olarak tasarlanmış TOKİ.
17 Ağustos 1999 yılındaki büyük Marmara depremi TOKİ’nin yeniden güncellenmesine ihtiyaç duyurmuştur.
2002 yılına kadar19 yılda 43 bin 145 konut yapan TOKİ, 2004 yılında bugünkü donanımına sahip olmuştur.
12142 sayılı kararla direk Başbakanlığa bağlanan TOKİ, afet durumunda vatandaşın yardımına koşan, evi olmayan vatandaşa, küçük kredilerle ev imkanı sağlayan TOKİ, bir anda Türkiye’nin en çok kazanan kurumlarından birisi oldu.
Başbakanlık’tan başka kurumun denetleme, sıkıntısını anlatma şansının olmadığı, itirazı kabul etmeyen TOKİ, Türkiye’de bir çok alana, ‘yaptım oldu’ mantığı ile girdi ve devasa binaları dikip, banka kredileri ile peynir-ekmek gibi ev sattı.
TOKİ, geçtiğimiz aylarda Gebze’de Hünkar Çayırı’na da göz dikti. Hatırlayacaksınız Gebzelilerin itirazı ve ortak tavrı sonucu, bu tarihi mekan TOKİ canavarının eline düşmekten son anda kurtarıldı.
Kanun tanımıyor TOKİ, tek gerçek kendi çıkarına gelen düzenlemeler. Tüm lehine olan durumları dibine kadar kullanıyor. Ortaya çıkan mağduriyetle işi yok.
Son olarak TOKİ’nin yarattığı mağduriyet bölgesi Kirazpınar oldu.
Tam 4.500 dönüm arazi.
TOKİ, her zamanki aymazlığı ile bu alana kuruldu. Sahip olduğu hakları, kurnazlıkla bu alana yaydı. Ve planlamasını yapıp, çalışmalara başladı.
Burada ki, hak sahiplerinin mağduriyetine, sıkıntısına kulak dahi asmadan, Başbakanlıktan aldığı güçle, Kirazpınar’da1842 dairenin yapımı için izinleri çıkartıp, çalışmalara başladı.
Normal koşullar da, mahkemelerin bu projeyi durdurması, mühürlemesi, kuruma ciddi ceza kesmesi gerekli. Ama mevzu bahis TOKİ olunca işler öyle, yasal zeminin ön gördüğü şekilde ilerlemiyor.
Türkiye’de benzer uygulamalara giden TOKİ, çeşitli mağduriyetlere neden olmuştu. Kirazpınar’da ki uygulaması da tam doğru tanımla, bir gasp girişimidir. TOKİ, resmen sahip olduğu haklarla vatandaşın malını gasp ediyor.
Oysa bizim TOKİ mantığımızda mağdur eden değil, mağduru, mazlumu mutlu eden bir yapı vardı.
Evsizi ev sahibi yapan, kar değil, hizmet amaçlayan, vatandaşını mutlu etmek için çalışan TOKİ.
Nede güzel kandırmışlar bizi.
Şimdiki TOKİ, tam bu bilinenlerin aksine, vatandaşın arsasına konan. Yasaları lehine kullanarak, mağduriyetler yaratan bir kurum olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak, bu hak gaspında her zaman galip çıkamadığı gibi TOKİ’nin Kirazpınar’da da hedefine ulaşması zor gözüküyor. Mağduriyetlerin büyümemesi, yeni mağdurların ortaya çıkmaması için TOKİ, Kirazpınar’da ki yanlıştan bir an önce dönmeli.
Hem burada inşa edilecek, diyelim 5 bin konut. Ve burada yaşayacak ortalama 15 bin kişi. Emin olsun ki, TOKİ’nin o karar vericileri, bu 15 bin kişinin büyük çoğunluğu, sahip olacakları evlerle ilgili böylesi bir adaletsizliğin, haksızlığın olduğunu bilseler, o evleri almazlar.
Çünkü, biz ‘ağlayanın malı gülene yar olmaz’ inancı ile alış-veriş yapan bir milletiz.
Yetkilerle çizgisinden uzaklaşıp, gasp şirketi olma yolunda ki TOKİ’ye duyrulur.
YORUMLAR