Koronalı günler sağlık kadar, hatta artık sağlıktan çok ekonomik olarak da insanlığı tehdit ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik sıkıntılara çözüm bulma seçenekleri arasına bağışta bulunmayı, olanın olmayana katkı sunmasını da ekledi.
IMF’ye gitme, para basma gibi seçenekler de vardı, hazineden katkı sunmak ta var elbette.
Bu öyle böyle bir sıkıntı değil, yaşadığımız, bildiğimiz bir dert değil ve evet sağlıktan çok ekonomi sorun olmaya, rahatsız etmeye başladı.
Böylesi bir ortamda alınan kararları, atılan adımları sorgulamak, eksiklerini, aksak yönlerini bulmak, yönetenleri eleştirmek, itiraz etmek, karşı duruş geliştirmek kimseye yarar sağlamaz.
Dayanışma bizim kültürümüzde var, “komşusu açken, tok gezen bizden değildir” diyen bir dinin mensubuyuz.
Cumhurbaşkanı ‘biz bize yeteriz Türkiyem’ dedi başlatılan kampanyaya.
Biz de yine bize özgü olan bir sözü hatırlatalım istedik, ‘herkes evinin önünü temizlerse, şehir, ülke tertemiz olur’
Cumhurbaşkanımızın başlattığı kampanyaya Belediye Başkanlarımız, Ticaret Odamız, Ticaret erbabı insanımız dahil oldu, olmaya da devam ediyor, buna itiraz etmek, eleştirmek anlamsız ve gereksiz olur.
Bizim toplu bir havuza yapacağımız yardımlar belki doğru yerlere ulaşacak.
Belki her kuruşu ihtiyacı olana gidecek.
Ancak, bizim bu yardımları öyle dolaştırarak, taklalar attırarak ihtiyaç sahibine ulaştırmaktan ziyade farklı bir şansımızda var, direk ihtiyaç sahibine yardımda bulunabiliriz.
Devlet bu yardımları mutlaka işini kaybeden, bu süreçte çalışmayan, çalışmadığı bilinen kimselere belli bir prosedürle ulaştıracaktır, fakat bugün SGK’sı olmayan, Devlet kayıtlarında çalıştığı gözükmeyen, ‘yövmiyeci’ dediğimiz, günlük çalışanlar var, ilk kapanan yerler olan kahvahane, kafe, restaurantlar var.
Bunların bir çoğu da sigortasız, çalıştıkları bilinmeyen kimseler ve biz bu insanların bir çoğunu tanıyor, biliyoruz.
Her kim bu süreçte, her hangi bir kurum, kuruluş aracılığı ile Devlet eli ile bireysel ve kurumsal olarak ihtiyaç sahibine destek elini uzatıyorsa Allah ondan razı olsun, biri bin olsun.
Fakat, önceliğimiz yakın çevremiz, elimizin dokunduğu, gözümüzün gördüğü ihtiyaç sahibi olmalı.
Önce evimizin önünü süpürelim.
Ve ben diyorum ki, sanayi kenti Gebzem, biz bize yetelim Gebzem.
En az mağduriyet Gebzemizde yaşansın.
YORUMLAR