Tıpkı, 15 Temmuz’da tankların Türk Halkı’nın üzerine sürülmesi gibi bu Ülkemiz’e karşı bir kalkışmadır.
Hollanda’nın, Almanya’nın, Belçika’nın, tüm Avrupa’nın, bu süreçte ki tavrı, sadece iktidarın, hükümetin, ‘evet’ diyeceklerin meselesi olamaz.
Bugün değil aslında Türkiye’ye karşı düşmanca tutumları. İlk değil, son da olmayacak.
Avrupa alışmış, Türkiye’yi kapısında hazır kıta bekletmeye.
Ne buyur eder, içeri alır, ne de çekip gitmesine alışıktır.
Öylece beklemeli, hazır kıta, emir eri gibi.
İncirlik’i kullanır, babasının üssü gibi.
Başı sıkıştığında, müttefik, stratejik ortağız.
Mülteci sorununda insanı duyarlılık gösteren, dostuz.
Amma, işler kendi çıkarı noktasına döndüğünde, PKK Avrupa’nın daha has dostudur, FETÖ’nün itleri daha yakındır onlara.
Avrupa Birliği dedikleri birliktelik içinde ki ülkelere baktığınızda Türkiye’nin yıllardır o masada olmayışını, birliğin üyesi kabul edilmeyişini nasıl açıklarız ki..
Türkiye, şimdiye kadar Avrupa’nın iki yüzlü, çıkarcı politikaları karşısında, hep alttan alan oldu.
Bunun altında yatan nedenler arasında belki ekonomik dengeler vardı, belki hedefin demokrasi ve batı medeniyeti vardı ama bunlar var diye de Türkiye’yi sonsuza kadar kapısında bekletecek, ülke içinde bombalar patlatan, ayrışma çabası içinde olan, tankları yürüten bir Avrupa’ya da sonsuza kadar tahammül edilemezdi.
Türkiye, yatırımlarını yaparken, adımlarını atarken artık Avurapa’dan icazet alan, onların vereceği talimatlarla hareket eden Türkiye olmaktan çıktığı için azgınlaşmışlardı.
Ve son noktada kendileri için olmazsa olmaz olan, bizimde imrenerek baktığımız demokrasiden, insan haklarından, hukuktan da vaz geçtiler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanlarına baskı uygulama densizliğini gösterdiler. Toplantıları, daha önce izin verilmiş programları iptal ettiler.
Atlarını, itlerini vatandaşlarımızın üzerine sürdüler.
Sebep?
Ortada makul hiçbir sebep yokken, bilinir, anlaşılır hiçbir durum yokken..
Oysa bunların, Türkiye’ye olan öfke ve kinlerinin nedenleri esasta çok iyi biliniyor.
Kapı önünde bekleyen, karşılarında el pence divan duran Türkiye’yi istiyorlar, başka türlüsüne tahammülleri yok.
Ve yapılan tavır, terbiyesizce, vicdansızca, insanlık dışı uygulama kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yapılmıştır.
Bu duruma aslında muhalefetin gösterdiği tavır da, bu yapılanın Türkiye’ye karşı yapıldığını destekleyen bir görüntü idi.
Ama bazı asalaklar var, meselenin iktidarın meselesi olduğunu, bu durumun ‘evetçilere’ karşı yapıldığını iddia ederek, bu davranışı ‘hayırlı’ görenler var.
Ben onlarında Alman, Hollandalı, Avusturyalı olduğunu düşünüyorum.
ceplerinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği olsada onları ben Türk kabul etmiyorum.
YORUMLAR