15 Temmuz, Türk Halkı’nın eşi benzeri az görülür bir kahramanlık destanıdır.
Bu bu kadar net.
Hain kalkışmanın üzerinden 1 yıl geçti ve 1 yıl önce Vatan sevgisi ile sokaklara dökülenler, bir kez daha meydanlardaydı.
Gebze’de 15 Temmuz anma etkinliklerinin yoğun yaşandığı bir kent oldu.
İstanbul ve Ankara, hem 1 yıl yaşananlardan dolayı, hem de o gece şehitler verdiğimiz yerler olması nedeni ile daha yoğun, daha kalabalıktı.
Gebze’de 15 Temmuz’un yıl dönümünde, Türk Halkı’nın cesareti ile yazılan o destansı anlara saygısını gösterdi, Salı gününden itibaren süren etkinlikler de, meydanları doldurdu.
Geniş kesimler, 15 Temmuz gecesi, tam 1 yıl önce yazılan destanın gururunu yaşayıp, şehit ve gazilerine sahip çıkarken, birileri de, 15 Temmuz gecesinin ‘destan’ olduğunu tartışılır hale getirmek için çaba harcadı.
Malazgirt, Çanakkale, Plevne, Sakarya anlatılmaya başlandı, asıl destanların o dönemler olduğu anlatılarak, 15 Temmuz Destanının ‘abartıldığı’ imalarında bulunuldu.
Bu sığ düşünceye elbette gülüp geçiyorduk.
Çünkü, kim ne derse desin, kim ne yorum yaparsa , yapsın, o gece, ne olduğunu tam anlamadan, tanklara, mermilere, gözü dönmüş hainlere karşı yürüyen Halk, bir kahramanlık destanı yazmıştır.
O kanlı gece, bir tiyatro oyunu değildi ve 249 kişi, oyun bitince uyanmayacaktı, şehit olmuştu, genci-yaşlısı ile 249 Vatan evladı.
Sokakta ki, tankın egsozunu elbiselerle kapatmaya çalışan yığınlar, mermilerin üzerine yürüyenler, tankın tekerinin önüne yatanlar, bunları hangi Hollywood filminde görürsünüz, bir çok milletin hayal dünyasında yoktur, böylesi kahramanlık.
Evet, Türk Halkı’nın tarihi kahramanlıklarla doludur, Çanakkale onurumuz, Malezgirt, Sakarya gururumuzdur.
Ama 15 Temmuz’da, her Türk’ün sahip çıkması gereken, onur duyması gereken, destansı bir gecedir.
Şehit kanları ile kazanılmış, Vatan sevgisi ve insan üstü büyük cesaret gösterisine sahne olmuş, destansı bir duruştur, 15 Temmuz.
15 Temmuz’da, Millet’in meclisini bombalayanların, tankları halkın üzerine sürüp, sivil vatandaşa rast gele ateş açanların niyeti neydi?, kimin uşaklarıydı? Ne hedefliyorlardı? Varacakları sonuç neydi?
Bunların tamamı tartışılabilir, farklı yorumlar yapılabilir.
O hain darbe girişimine yeltenenler, destekçileri ve arkasında ki güçler aradan geçen 1 yılın sonunda hak ettikleri cezayı aldılar mı?, kim bu hainlerin büyümesine, daha fazla yer edinmesine, gücü elinde tutmasına katkı sunmuş ise ayıklanabilip, ceza aldılar mı?, hala bu hainlerin büyük kısmı içimizde mi?, korunan kollanan hain ve hain destekçisi var mı?
Tüm bunlarda sorulabilir ve bu sorulara da cevap ararken, şehitlerimiz ve gazilerimize karşı mahcubiyet hissedebiliriz.
Ama neyi sorgularsan sorgula, neyi tartışırsan tartış, o gece ve sonrasında ki gelişmelere dair hangi eleştiriyi yaparsan yap, 15 TEMMUZ’DA TÜRK HALKI’NIN YAZDIĞI DESTANI görmezlikten gelemezsin.
YORUMLAR