Eğitim-Sen, ‘önce eğitim’ de sen!..
Türkiye’de garip şeyler oluyor, sapla-samanın birbirine karıştığı günlerden geçiyoruz.
Tabipler, ‘hukukla’ ilgili, hukukçulardan daha çok ses çıkartıyor. (Sağlıkta onca büyük sorunlar, skandallar varken…)
Mimar-Mühendisler Odaları, ana muhalefet partisinden daha yüksek sesle, siyasi söylem de bulunuyor.
Bugün Ülke’nin en büyük sorunu eğitim-öğretim olmuşken, Eğitimciler Sendikası (Eğitim-Sen) Gebze’de hayvan hakları için zabıta ve polisle çatışarak, kent meydanına direniş çadırları kuruyor.
Dün akşam saatinde meydanda Eğitim-Sen Gebze Şubesi’nin çadır kurma ve eylem daveti mitingine denk geldim.
Şube Başkanı Savaş hoca karizmatik de bir adam, ağzı güzel laf yapıyor ve cesaret timsali, resmen meydan okuyor, “Gebze Hayvan Barınağında yapılan hayvan katliamının hesabı verilsin” diyor. “biz burada çadırlarımızı kurup, eylem başlatacağız, gerekirse zabıta ve kollukla çatışır göz altına alınırız. Sanki ilk kez mi göz altına alıyoruz?” diyor. Çok bağırıyor, “hayvanlarla ilgili yasayı geri çekin” diyor, “Zinnur Büyükgöz, hesap versin” diyor, “hesap soracağız” da diyor.
20 kişilik bir kalabalığa hitap ediyor.
Gebze Belediyesi’ne seslenişinde, belediye başkanının her görüşme taleplerine olumlu karşılık verdiğini, çok sık görüştüklerini de ağzından kaçırıyor.
Alkışlar, sloganlar…
Yahu Savaş hoca, eğitim-bilim insanı (kendisini öyle tanımlıyor) sen şimdi (tartışılır olan) köpek hakları için böylesi yırtınıyorsun, hatta yalanlar da söylüyorsun ya, şimdi sana demezler mi; ‘eyyy Eğitim-Sen ve karizmatik şube başkanı eğitimde bunca sorun varken, sen çadır kurma eylemini tartışılır bir köpek hakları üzerinden mi hayata geçiriyorsun?”
Bu yasanın tartışılır yanı da şu, toplum neredeyse bu yasaya dair ikiye bölünmüş durumda, birileri, ‘evet sokaklar başı boş köpeklerden arındırılmalı, insanların, özellikle de çocukların güvenliği daha önemli’ diyerek, hayvanların kısırlaştırılmasına onay veriyor, bir kesim de karşı çıkıyor.
Gebze’de ortaya saçılan çirkin görüntülerin savunulur yanı yok ve bu görüntülerin yayılmasına, Gebzemizin Türkiye’de hatta Dünya’da bu olumsuz görüntülerle anılmasına sebep olanlar mutlaka yargı önünde hesap vermeli ve en ağır cezayı almalı, Gebzeli birisi olarak bununda takipçisi olacağımızı belirtmek isterim.
Ancak, çocuklarımıza doğruyu öğretmek gibi bir görevi olan sayın Savaş hoca, Gebze’de ki bu olayla ilgili yalanlar söylemektesin.
Bir kere orası barınak değil, bir hayvan hastanesi ve bu hayvan hastanesinde, yaralanan, hastalanan hayvanlar tedavi edildiği gibi, bir takım sebeplerle sokaklarda ölmüş olan hayvanlar da burada toplanarak, defin işlemleri yapılıyor.
Sen, ‘katliam’ diyorsun, ‘ötanazi iğneleri yapılarak öldürüldüler’ diyorsun, peki var mı elinde bir belge, ötenizi ile kaç hayvan öldürüldü, kaç tane sağlıklı hayvan katledildi?
Asıl en büyük sorunumuz da şu, Eğitim-Sen, eğitimde ki sorunların giderilmesi, eğitimcilerin haksızlığa uğramaması için eğitimcilerin parası ile varlığını sürdüren bir sendika, şayet çadır kuracaksa, eylem yapıp, polisle çatışacaksa, eğitimde ki sorunlar için bunu yapmalı.
Bu sorunlar ne mi?
-Okullarda ki hijyen sorunu.
-Okullarda, hızla yükselen çeteleşme sorunu.
-Atama bekleyen 600 bin civarında ki öğretmen adayı ve atama yapılırken mülakat sorunu.
-Kendileri milyon dolarlar kazanırken, eğitimcilerin kanını emen özel okullar meselesi.
Bu sorunlara fazlasını da eklemek mümkün, istifası istenen Milli Eğitim Bakını tavrı ve Müfredat’a dair eleştiriler.
Bakın bu sorunların her biri için çadır kuracak, kollukla çatışacak olsanız, anlaşılır olursunuz, ‘eylem hakkınız’ diye destek de bulursunuz.
Hadi diyelim ki, ‘biz Ülke’de ki her sorunu kendi sorunumuz ediyoruz’ dediniz, o zamanda size dönüp demezler mi, “be kardeşim, bu Ülke’de çocuklarımız anne kucağına kavuşmadan, küvezlerde bekletildi, katledildi. Eylem çadırınızı niye bunun için kurmadınız, köpeklerden daha mı az önemli bu durum!...”
“Herkes önce kendi kapısının önünü temizlemeli” Eğitim-Sen sokağa çıkacak, eylemlilikle ses duyuracaksa önce eğitimde ki meselelerle ilgili ses yükseltmeli.
Ve merak ediyorum, bir eğitimciyi yalan söyleyecek kadar aşağılara çeken, çadır kurup, kollukla çatışacak kadar bedel ödemeyi göz aldıracak ‘gerçek sebep’ ne olabilir?
YORUMLAR