Recep Tayyip Erdoğan mülteci krizi sürecinde ABD ve BM’yi hedefine koyup, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ demişti.
Dünya’nın jandarmalığına soyunan, sömürerek, kan emerek kendi güçlerini hakim kılan kapitalistlerle ayrışma bu süreçte başladı ve hiçte bitmek bilmedi.
5 rakamı 24 Haziran’da da Erdoğan’ı bitirmek için neredeyse simge oldu.
Seçimlerde, FETÖ, İYİ Parti, SP, CHP, HDP 5’lisi, Erdoğan’a karşı güç birliği yaptı.
Sonra diğer 5’ler devreye girdi.
Dolar 5 liraya dayandı.
Patates, soğan da psikolojik sınır olan 5 Liraya oldu.
Tüm 5’ler bir Erdoğan’ı devirmeye yetmedi.
24 Haziran’da sandık başına giden vatandaşlar, Erdoğan’ın tek başına 5’ten büyük olduğunu gösterdi ve Türkiye’nin yeni Başkan’ı olarak Erdoğan’ı seçti.
Bu 5’lerin mücadelesi meclis çoğunluğunu AK Parti’ye vermedi.
Ancak, ilk bakışta Cumhur İttifakı, ilerleyen zaman dilimlerinde başka diğer seçeneklerle Erdoğan, sistemin tıkanmasına izin vermeden, 5 yılı götürecek gibi gözükmekte.
Bu 5’lerin mücadelesi sürecinde, meydanların doluluğu, vatandaşın 5’li güce olan inancı, 24 Haziran’da hayal kırıklığı ile noktalandı.
Bu durum elbette ki, bir çok kesimde büyük üzüntü ve moral bozukluğu yarattı.
Seçim sonuçlarını son derece abartılı yorumlayanlar var.
Oysa, Türkiye’de düne göre değişen çokta bir şey yok.
Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ne Türk Halk’ı karar vermişti, bu durum fiilen uygulanıyordu.
Hatta, Erdoğan döneminde zaten fiili bir başkanlık sistemi vardı.
Tek adamlık diye yorumlanıyorsa, tek adamdı.
Parti içinde demokrasinin olmadığı, biat edenlerin Bakan ve Vekil olabildiği ise öyleydi de.
15 Temmuz sonrası başlayan OHAL sürecinde, yetkiler daha büyüktü.
Yani düne göre, bugün değişen çokta bir şey yok.
O kadar kasmaya, üzülmeye de gerek yok.
Kanı emici 5’lerin, 5 formülüyle umutlandırdığı insanlar da büyük bir hezeyan gözleniyor.
Oysa, 657’ye tabi memursan, memuriyetin devam edecek, ticaret erbabıysan, çalıştığın kadar kazanmaya devam edeceksin.
Asıl şimdi kendisini sorgulaması gerekenler, 5’li kumpasın içinde olanlar.
Doların, patatesin, soğanın 5’e dayandığı bir süreçte bile asgari ücretlinin oyunu alamıyorsan, ortaya koyduğun politikaları, duruşu ve kendini sorgulayacaksın.
YORUMLAR