Koronavirüs yaşantımızın tamamını etkisi altına almış durumda, bugünler karantina ile geçen günler, yarınlara dairde bir çok öngörü var ama mutlak olan artık hiçbir şey eskisi olmayacak.
Virüsün Ülkemiz de ki etkileri her geçen gün artıyor, daha da artacak gibi.
Gebze virüsten en çok etkilenen bölgelerin başında geliyor.
Sanırım bunda Sabiha Gökçen Havaalanına olan yakınlığımızın ve sanayi kenti olmamızın etkisi büyük.
‘Kişisel OHAL’, ‘kendi izolasyonumuzu kendimiz yapalım’ gibi yeni terimler öğrendik, Türkiye’de bunu en zor yapacağımız yerlerin başında ne yazık ki Gebze geliyor.
Sanayi Kenti olan Bölgemiz, özellikle İstanbul’dan çok sayıda insan istihdam ediyor, gündüz artan nüfusun büyük bölümü İstanbul bağlantılı, İstanbul ile ticaret de üst düzeyde.
Üretim sürerken, sanayi de çalışma devam ederken Gebze’de önlem almak hayli zor.
Bu nedenledir ki virüsün en yaygın olduğu bölgeyiz, hastanelerimiz felç.
Sarkuysan Fabrikası’nda bir işçide görüldü, sonrasında onlarcasında çıktı, benzer durumda olan fabrikalar var.
Sarkuysan işçisi diğer fabrikalara göre daha şanslıdır, bu fabrika yıllardır işçisine hep iyi şartlar sunduğu için, Sarkuysan’da çalışan her işçinin mutlaka bir birikimi vardır, bundan dolayıdır ki, ilk vaka görüldükten sonra işçiler iş bırakabildi.
Asgari şartlarda çalışan fabrikalarda, işçilerin patrona rağmen böyle bir karar alması oldukça zor.
Virüs evet sağlığı tehdit ediyor ama insanların düşünmesi gereken birde ekonomik durumu var, ekonomi sorun olunca, sadece bugün, yarın değil, gelecek ile ilgili de hesap yapmak durumundasınız, bu nedenledir ki, genel bir yasak gelip, işçilere bir güvence sağlanmadığı sürece Gebze’de üretim devam edecek ve izolasyon pekte mümkün olmayacaktır.
Ve ne acıdır ki, Gebze’de tek mesele çalışan, çalışmak zorunda olan, çalışmak için Gebze’ye gelenler değil, Gebze’de cehalet de büyük bir tehdit.
Geçtiğimiz gün Gebze Kent Meydanı’nda bir resim çektim, meydanda banklar sökülmüş, beton zeminlerde tel örgü ile çevriliyordu, bir yanda bu çalışma yapılırken, orta yaşı geçkin üç kişide yeşil alanı çevreleyen tahtaların üzerine oturmuştu, o tahtaların ucu da az sivridir.
Zar zor oturabildikleri, yan yana durmaktan çekinmedikleri o tahtalar üzerinde, tel örgü ile beton alanı çevreleyen işçileri izlerken aralarında şu sohbeti yapıyorlardı; “millet gelip oturmasın diye tel örgü yapıyorlar”
Bu zihniyetle önlem almak, izola olmak ne kadar mümkün bilmiyorum da, Allah sonumuzu hayır etsin, Dünya’nın hiçbir yeri güvenli değil ama Gebze bu konuda birkaç adım daha önde…
YORUMLAR