Gebze’den bir Mücahit Sak geçti
Yeni eğitim-öğretim dönemi, eski sancıları, eski sorunları ile başladı, tüm eksik ve aksaklıkların en aza ineceği günler umuduyla, yeni eğitim-öğretim döneminin tüm öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve velilerimiz için hayırlı olmasını temenni ederiz.
Her eğitim-öğretim başlangıcında öğretmen arkadaşlarımızı arar, iyi dileklerimizi iletiriz, bu yıl bunu yapmadım, yapamadım, bir yanımı eksik hissettim çünkü.
Doksanlı yılların sonlarıydı, genç bir öğretmenle tanıştığımızda, Yavuz Usta’nın o dönem ki esnaf lokantasında yolumuz kesişmişti.
STFA’da beden eğitim öğretmeniydi ama bizim turnuvanın en gözde futbolcuları arasında idi, Tayfunspor’da da aktif futbol oynuyordu.
Futbolculuğu bir yana, eğitimci yanı, insan yanı çok daha ağır basıyordu, tanıştığı her insanda bu yanı ile iz bırakan bir isimdi.
O öğretici yanı aktif sporculuk hayatını erken bitirmesine neden olmuş, Tayfunspor ve Gebzespor’da antrenörlük deneyimi sonrasında Çayırova’ya İlçe Spor Müdürü olmuştu.
Çayırova o zamanlar böyle bir kent, böylesi güçlü bir İlçe değildi, belde Çayırova’da öyle işler yaptı ki, Çayırova spor kenti olarak anılmaya başladı.
Spor Müdürü ve Mücahit Sak isimlerini duyunca hemen Çayırova Maratonu’nu hatırladınız ama tek başına maraton değildi ki, sokak basketbolu, satranç turnuvaları, tüm amatör kulüplere destekler, özel günleri özel kılan yarışmalar, etkinlikler ve başarılar…
Kısıtlı imkanlarla, büyük işler başardı, başaracağını zaten daha o günlerde göstermiş, bizleri inandırmıştı, çünkü tüm duyguları spora, sporcuya, kente hizmet etmek olan özel bir adamdı.
Antrenörlük ve spor adamlığı dönemlerinde, gitmediği şehrimiz, görmediği özel etkinlik yoktu.
Sadece Ülkemiz mi?, ABD, Avrupa’nın gelişmiş başka Ülkelerini de sürekli gezdi, gözlemledi, notlar aldı, öğrendi, daha doğrusunu öğretmek için.
Dünya çapında ki maratonlar olsun, spor organizasyonları olsun, cebine bakmadan, ekonomisini hesaplamadan, gidebildiği kadar gitti bu organizasyonlara.
O yıllar da ailesinden ekonomik destek aldığına şahit olanım, sadece bu kentin değil, bu ülkenin sporuna olumlu dokunuşlar yapmak istiyordu, bu kadar koşturması, çabası, harcaması bu yüzdendi.
Çayırova’dan sonra Gebze’ye spor müdürü olarak geldi, aynı enerji, aynı duyarlılık ve aynı emekle Gebze’ye de ciddi katkıları oldu.
Belki birileri ilk kez duyacaktır ama Gebzespor’un kapısını kilit vurulup, Sultanorhanlı günlere hazırlık yapıldığı süreçte, İlçe Spor Müdürü olan Mücahit Sak, tüm yetkilerini kullanarak, biraz da risk alarak Sultanorhanspor’un stadyumu tam olarak almasını geciktirmişti, o oyalama sürecinin sonunda İlker Çakır başkan olmuş ve stadı Gebzespor olarak kiralamıştı.
Çok önemli bir spor adamıydı, çok adamdı, çok Gebzeliydi.
Bu eğitim-öğretim döneminde tayin aldı, Bursa’da artık Mücahit Sak.
Benim bu yıl o yüzden öyle içim buruk, canım sıkkın.
Üzüntüm, koca Gebze; kentine bu denli hizmetleri olan, kentini bu denli benimsemiş, sevmiş yetenekli, özverili bir spor adamına sahip çıkamadı.
Spor Müdürlüklerine, yurtlar yönetmiş, cemaat-topluluk bağlantıları olan isimleri atayanlar, Mücahit Sak gibi değerlerin kopup gitmesine çanak tutanlardır.
Bugün, büyük bütçelerle spora hizmet veren belediyelerimiz, hatta Büyükşehirimiz bu özel spor adamının bilgi-birikimlerinden yararlanmayı seçmedi, sırf siyasi hesapları nedeni ile.
Oysa, Mücahit Sak da, tüm kökleri, birkaç göbek geçmişe uzanan aile bağları ile milliyetçi-muhafazakar kökten gelindi.
Çok uzaklara gitmeden, rahmetli abisi Milli Görüş’ün en önde gelen temsilcilerindendi, Rahmetli Erbakan hocanın, Abdullah Gül ile birlikte, yurt dışına eğitim almaya gönderdiği ikinci isimdi.
O ne nüfusunu, ne de ilişkilerini kullanmadı, bir yerlerde olmak, bir yerlere gelmek için ama işte bunları yapmadığınız da, gün oluyor, her maça bilet alarak gittiğiniz Gebzesporunuzun maçında bile size, ‘diğer kapıdan gireceksiniz’ diye saygısızlık yapılabiliyor.
Mücahit Sak, kentimize, sporcularına hizmet ederken, zaten bir şey beklemiyordu, ‘balık bilmese halik bilir’ anlayışına sahipti, halikler Mücahit Sak’ı bildi, biliyor da ama o balıklar var onlar hiçbir zaman bu değerli spor adamını görmediler.
Şimdi, Bursa’ya gitti, çekirdek ailesi ve yakın akrabalarının yoğun olduğu bu şehirde yaşamını sürdürecek.
Gitme kararı alırken, giderken ne kadar zorlandığına şahit oldum, çünkü O burada Mücahit Sak olmuştu, enerjisini, gücünü hiçbir karşılık beklemeden bu bölge için harcamıştı, O’na değer veren, saygı duyan, dokunduğu çok halik vardı.
Gittiği her yerde mutlaka birileri ile denk gelir, hasbihal eder, saygı görürdü, bu kadar emek verdiği, bu kadar çok halik biriktirdiği yerden gitmek kolay karar değildi.
Ama işte gitti…
Yeniden enerjisini toplar, Türk Sporuna katkı sunacak çalışmalar içine girer mi? Bilmiyorum ama bildiğim bir şey var, Gebzemize çok şey katarak, buralardan ayrıldı Mücahit Sak ve ne acıdır ki, Gebzemiz bu özel spor adamına sahip çıkamadı.
Değerini bilmedi diyemeyeceğim çünkü dokunduğu çok halik O’nun değerini biliyor ve bilmeye de devam edecek, ama balıklar bilmedi.
Kendisinden çok şey öğrendiğim, çok önemli eserlerine şahitlik ettiğim Mücahit Sak’a Bursa’da ki yeni yaşamında başarılar diliyorum, yeni eğitim-öğretim dönemin hayırlı olsun sayın hocam…
YORUMLAR