Muhalefetin ihaneti affedilemez
22 yıllık iktidarı devirmek için hepsi bir araya toplaştı, tek ideal, tek hedefte birleştiler, mevcut iktidarı devireceklerdi!..
İktidarın yorgunluğunun yanı sıra bunu başarmaları için bir çokta yan etken vardı, ekonomik sıkıntılar zirve yapmış, memnuniyetsiz olan ciddi bir kitle oluşmuş, değişim için her şey müsaitken, bunu başaramamış bir muhalefet..
Salladılar, sonuca çokta yaklaştılar, güçlü ve alternatif gözüken muhalefet halka bir takım kazanımlarda getirdi, EYT çıktı, işçi, memur ciddi zamlar aldı, yükselen enflasyon karşısında bunlar yetmedi ama hiç yoktan iyiydi.
Seçimler bitti, beklendiği üzere zam yağmurları, ciddi ekonomik tedbirler hayata geçti, hayat daha da zorlaşırken, ortalıkta bir anda muhalefet kalmadı.
Seçim sürecinde yılana sarılan CHP, kurnazca taktiklerle kendisine destek veren, 4 partiye 37 Vekil verdi, toplumda karşılığı olmayan bu partiler, hemen seçim sonrası CHP’ye sırtını döndüğü gibi, Kılaçdaroğlu’nu günah keçisi ilan etti.
Sanki, mevcudu değiştirmek adına tek taviz veren, tek başına kararlar alan Kılıçdaroğlu imiş gibi.
İlerlemiş yaşına ve üst üste gelen yenilgilere bakılınca Kılıçdaroğlu’nun belki de ilk açıklaması, ‘ben Kemal gidiyorum’ olmalıydı ama yapmadı, yapmadığı gibi partisini de en dibe, en aşağıya çekmek için hamleler yaptı.
Son hamlesi ise, İmamoğlu’nu kast ederek, ‘geçmişinde leke olmayan aday’ tanımlaması idi.
Kendisini de zora sokan bu açıklama, ‘geçmişinde leke olan İstanbul’a başkan olabilir ama Genel Başkan olamaz’ anlamına geliyordu.
Muhalefetin lokomotifi olan CHP’de kazanların kaynayacağı bekleniyordu ama bu kadarını kimse tahmin edemezdi, herkes dört bir koldan CHP’yi bitirmek adına hamleler yapıyor.
Bolu Belediye Başkanı ile başlayan, Bakırköy Belediye Başkanı ile devam eden süreçte Özgür Özel gibi ağır toplarda bombayı parti içinde patlatmayı tercih etti.
Vatandaşın, her gün ağırlaşan ekonomik şartlar altında ezildiği, çıkış aradığı bir süreçte CHP’de ki bu kargaşa ve akıl almaz güç kavgaları CHP’yi bitme noktasına getirirken, ortaklarının da gerçek yüzünü ortaya çıkardı.
Öyle ki, CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun lütfu ile mecliste kendisine sandalye bulan Gelecek ve DEVA, Türk siyasi tarihinde görülmemiş bir dönüşle, CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu ağır sözlere eleştirip, hedef haline getirdiler.
Ortada bir ittifak kalmadığı gibi yerel seçimlerde iktidarı adeta kendi başına bıraktılar.
Bugünün ekonomik tablosu, iktidarın hiçbir Büyükşehir’i alamayacağına işaret etmesi gerekirken, muhalefet içinde ki karmaşadan dolayı, mevcut belediyeleri muhalefetin alamayacağı görülüyor.
Bu kadarını kimse beklemezdi, bu kadarı bu Ülke’ye açık ihanettir ve buna çanak tutanlar, mutlaka hesabını verecektir.
İktidara çalışan tüm muhalefet partileri, bugün emeklilere zam yapılmamasının da, ulaşım ve ekmek zamlarının da asıl suçlusudur.
Güçlü ve iktidara alternatif bir muhalefet olduğunda, çalışanın, emeklinin neler kazandığına geçtiğimiz seçimlerde şahit olmuştuk, ama bu halde ki muhalefet, tümüyle iktidarı besler ve her ne yaparsa yapsın, çözümün de tek adresi iktidar olur.
YORUMLAR