Gündem artık, referandum. Nisan ayının ilk haftalarında yapılacak.
Başkanlık sistemi ile köklü bir değişikliğe geçiş olacak, yada olmayacak, başka sıkıntıların yaşanacağı bir ülke olacağız.
Bitene kadar, referandum ile yatıp, değişiklikle kalkacağız.
Ancak, ülkemizin yüz yüze olduğu daha büyük bir sıkıntı var, piyasalarda para yok.
Kredi kartı kullanan 51 milyon insan, artık lüksten vaz geçmiş, temel ihtiyaçlarını karşılıyor.
Yine de, takibe düşen kartların sayısında artış var.
İşsizlerin sayısı artıyor, hepsinden önemlisi iş yapanlar, ödemelerde sıkıntı yaşıyor.
Hükümet bununla ilgili sürekli yeni tedbirler alma gayretinde.
TOBB’un başlattığı ‘cansuyu kredisi’ bir nebze nefes aldırdı.
Şimdi daha büyük bir hamle yapılıyor, yatırım yapana Devlet her imkanı sağlıyor.
Yer tahsisi, para, atılacak adımların tamamında kolaylık, yeter ki, yatırım yapılsın.
Devlet, yatırım yapılması için her şeyi yapmaya hazır. Dün kü, İl Başkanları toplantısında Başbakan açıkladı.
15 Temmuz’da hain kalkışma sonrası, milletin tokatını yiyenler, ekonomiyi silah olarak kullanıp, milleti zorda bırakmak istiyor.
Belliydi zaten, Gazi Meclis’i bombalayacak kadar aşağılık girişime kalkışanların, her yolu deneyecekleri.
‘Mevzu bahis vatan olduğunda, gerisi teferruattır’ anlayışında ki, yurdum insanı, bir kalkışma karşısında cesaretini ve kararlılığını gösterdi, ancak sonrasından gelen bu ekonomik sıkıştırma taktikleri karşısında, aynı duyarlılık gösterilmiyor.
Oysa ki, bugün yatırımlar yapmak, yatırımlara teşvik etmek ve hepsinden önemlisi, kişisel çıkarları göz önünde tutmayıp, gereğini yapmak, 15 Temmuz’da ki direnişle, karşı koyuşla aynı derecede önemlidir.
Bugün, normal ödemelerini yapmayan, kişisel çıkarını düşünerek, parasını saklayanın FETÖ’cü hainden çok farkı yok.
Çünkü, her şey birbirini tetikliyor.
Sen çalışanın parasını ödemezsen, sen sana iş yapanın parasını ödemezsen, senden küçük olan işletme sıkıntı yaşar. O küçük işletmede ki çalışan sıkıntı yaşar.
Bu esnafa yansır, zincir uzayıp giderken, kartlar patlar, moral çöküntüsü olur, başka sıkıntılar baş gösterir.
İşte böyle kritik günler yaşıyoruz. İş yapmak, iş yaptığı kişilerin parasını ödemek, namuslu, dürüst işveren olmak, şuan vatanına sahip çıkmakla eş değer.
İş sahiplerine böylesi önemli bir misyon yüklerken, belediyeler ve devletin kurumlarını yönetenlerin, bundan kaçmasını, işçisinin, taşöreninin parasını ödememesini, kasıtlı olarak geciktirmesini suç değil, tamamen ihanet olarak görmek gerekir.
Şimdilerde Başkanlık Sistemi, Anayasa Değişikliği tartışıyoruz ya asıl meselemiz ekonomi.
YORUMLAR