Yaklaşık olarak 27 yıldır bölgede bu sektörün içindeyim.
İlk yıllardan itibaren tanıdığım bir isimdir Mesut Işık.
Gazeteciliğin fotoğraf alanına hep merak sardı.
Bir gazetede iş görüşmesine gittiğinde sürekli en kalitelisinden fotoğraf makinesi talebi olurdu.
İlk gazetecilik yıllarında film sıkıntısı, fotoğrafları tab ettirme gibi dertler vardı, ona rağmen Mesut Işık sürekli resimler çekerdi.
Sokakta, cadde de, stadyumda.
Mesut nerdeyse bir flaş sesi duyulurdu.
Adı şip-şak Mesut’a çıkmıştı.
Çektiği resimleri herkesle de paylaşırdı.
Dile kolay en az çeyrek asırlık bir gazeteci geçmişi.
Ve daha çok spor sahalarında görmeye alışıktık Mesut’u.
Metin Oktay Stadı, Gebze Stadı, Darıca, Çayırova, Eski Stadı, Tavşancıl derken, bugün artık Mesut kardeşimizi Vodefone Arena, Şükrü Saraçoğlu, Olimpiyat Stadyumlarında görüyor olduk.
Düne kadar, Gebzeli genç yıldızların resimlerini çeken Muset, bugünler de Gomis’i, Cenk Tosun’u, Alper Potuk’u resimliyor.
Bizim meslekte bu artık zirve.
Yani çeyrek asırdır gazetecilik mesleğinin içinde olan Mesut Işık’ın yazdığı haberi, röportajı, yorum yazılarını eleştirebilirsiniz ama o gazetecilikte ki ilk günlerinden itibaren elinden düşürmediği makinesi ve fotoğraf çekme konusunda ki ustalığını taktir etmek zorundasınız.
Ben, bu bölgede sayısız deplasmana birlikte yolculuk yaptığım, sayısız iç saha maçında görev yaparken birlikte olduğum Mesut Işık’ın bugün Süper Lig takımlarının maçlarında, Milli Takım maçlarında görevlendirilmesini gururla takip ediyorum.
Bir Ulusal Ajansın bu liglerde ki resmi fotoğraf muhabiri olarak görevlendiriliyor Mesut Işık.
Türkiye’nin en büyük stadyumların da Türkiye’nin en büyük sporcularının resimlerini çeken bu kardeşimiz hedeflediği noktanın zirvesinde yer almıştır ve kendisini tebrik ediyorum.
Gebze’nin ‘şip-şak Mesut’u olarak nam salmış olan Mesut Işık, bu namı fazlası ile hak ettiğini de bugün geldiği nokta itibari ile gözler önüne sermekte.
Yolun açık olsun, başarılarının devamını diliyorum, sevgili kardeşim..
YORUMLAR