Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe için yaptıklarını yazmakla bitiremeyiz.
Tesisleşme, amatör branşlar, alt yapı…
Bir spor kulübünün büyüklüğünü, marka değerini arttıracak bir başarıya imza atmıştır.
Şampiyonluklar da elde etmiş birisi.
Aziz Yıldırım, önceki gün yapılan genel kurulda bir insanda ki yüksek ego, kapris ve kişisel hırsın zirvesini zorlamıştır.
Ama bu Aziz Başkanın bugün ortaya koyduğu tablo değil ki…
Aziz Yıldırım, bildiğimiz Aziz Yıldırım…
Dün, kişisel hırslarının esiri olup, egosuna yenik düşmüş Aziz Yıldırım kulübe, kendisine ve camiaya zarar verdiği halde alkışlanırken, kongre de yuhalandı.
Ülkemiz’de sonuçlara ve başarıya endeksli bir spor kültürümüz olduğundan, spor sahalarında hiçbir zaman vefaya yer yok.
Yuhalanan Aziz Yıldırım, milyon tane örnekten sadece birisi.
Ali Koç, işte Koç Ailesi’nin varisi, Dünya’nın en zengin ailelerinden birisinin ferdi.
Böyle isimlerin değil spor kulübü yönetimine talip olması, ülke yönetimine talip olması bile ciddi destekçi bulur.
Fenerbahçeliler başta olmak üzere, Türkiye’de spor da gelişme, değişim, ilerleme isteyenlerin Ali Koç Başkanlığını istemesi ve desteklemesi gayet makul bir durumdur.
Ancak, unutmamak gerekir ki, o Ali Koç’u da Fenerbahçe camiasına kazandıran Aziz Yıldırım’dan başkası değildir.
Sonuç itibari ile Türk Futbolu ve Fenerbahçe adına hayırlı olmasını temenni ettiğimiz bir değişim olmuştur.
Zaten, Aziz Yıldırım’ın geçirdiği süre ve yaş haddi bir değişimi zorunlu kılıyordu.
Mutlaka bir değişim olacaktı ve bir çok Fenerbahçeli’nin de dilediği gibi değişim, Aziz Yıldırım’ın kendi rızası ile köşesine çekilmesi ile olabilirdi.
Öyle olmadı, Aziz başkan, verdiği emekten, yaptığı hizmetlerden aldığı güçle, agresifleşti, hırsına yenik düştü.
Yinede gidişi böyle olmamalıydı.
Belki bugün değil ama yarınlarda Fenerbahçe camiası Aziz Yıldırım’ı çok daha önemli ve güzel şeylerle anacak.
Bir efsanenin vedası böyle olmamalıydı.
YORUMLAR