Ülkemiz, gerçekten zor günlerden geçiyor.
Türkiye üzerinde hakimiyet kurmak isteyen güçler, bölücüler ve hainlerle başaramadıklarını, 16 Nisan’da yapılacak referandum da, ‘evet’ ‘hayır’ üzerinden hayata geçirmek istiyor.
Referandum sürecinin ilk dönemlerinde ki, vatandaşlar arasında ki sataşmalar ve atışmalar, hem iktidar, hem de muhalefetin sağduyu çağrıları ile kısa sürede son buldu.
Daha makul seviyede, insanlar görüşlerini dile getirip, 16 Nisan’da ki kararlarını savunur oldular.
İşin birde, Devlet bürokrasisinde yer edinmiş müdürler kısmı var.
Biliyorsunuz 657 sayılı yasa Devlet Memurlarının özlük haklarını belirlediği gibi, bir takım haklar verirken, bir takım kısıtlamalar da getirir.
Bunların arasında Devlet Memurlarının siyaset yapamaması vardır.
AK Parti iktidarı döneminde, Devlet Memurlarının bu sınırlama dahilinde yer almadıklarını gözlemledik.
Sosyal paylaşım sitlerinde, belli yerlerde ki görüş ve düşüncelerini ifadelerinde terör örgütlerine destek veren Akademisyen ve Devlet Memurları hak ettikleri cezayı aldılar.
Hainlerle iş birliği içinde olanlar da 15 Temmuz sonrası cezalandırıldı.
Peki, aynı uygulama, iktidar yalakası Devlet’in memuru olan, müdürlük, amirlik yapan isimler içinde gerekmez mi?
Bugün bazı müdürlüklerde oturan isimler, sırf iktidara yalakalık yapmak adına, muhalefeti karalıyor, hakaret, küfür, beddua, dolu paylaşımlar da bulunuyor.
Bunlar, 16 nisan’da ki referandum da, ‘evet’ demeyi teşvik edip, üslupta sınır tanımayarak, paylaşımda bulunuyorlar.
Ancak, bu tutumları, hakaret ve kin-nefret kokan paylaşımları ile aslında ‘hayır’ için çalışıyor, bir çok insanın ‘hayır’ demesine neden oluyorlar.
Bugün AK Parti’nin İlçe Teşkilatlarında görev almış isimlerden daha çok propaganda yapan, daha sert söylemlerde bulunan memur, müdür ve amirler, esasta iktidara ve ‘evet’ cephesine değil, biriken öfke ile ‘hayır’ için çalışıyorlar.
AK Parti’nin, Ülke’nin bölünmez bütünlüğü için, hainlerle, bölücülerle iş tutan Devlet Kademesinde ki isimlere karşı başlattığı mücadeleyi, iktidara yalakalık yapmak adına haddini aşan bu müdürlerle de yapmalı.
Devlet kademesinde ‘liyakat’ diyoruz, görevini ‘layıkıyla’ yapmak diyoruz.
Şimdi, böylesi bir süreçte, muhalefeti yerden yere vuran, yalakalık adına, hakaretten çekinmeyen Devlet Memurundan, sadece görevini yapmasını,tüm vatandaşlara eşit davranmasını bekleyebilirmiyiz?
Bu düşünceye kapılan insanlar, 16 Nisan’da ‘evet’ mi der, ‘hayır’ mı? Bunu AK Parti kendi içinde uzun uzun tartışmalı…
YORUMLAR