Ekonomistler, özellikle de Ekonomiden sorumlu bakanımız, rakamlarla, istatistiklerle, Türkiye’nin bugün, düne oranla daha iyi durumda olduğunu, yarınlar da daha iyi olacağına yönelik değerlendirmeler yapsa da, ne piyasalar, ne de vatandaş cephesinden durum hiçte öyle değil.
Geçtiğimiz hafta Gebze Ticaret Odası’nın meclis toplantısında elektrikte vatandaşın sırtına yüzde 66 oranında ilave yük bindirildiği açıklanmış, ‘bu ilave yükü üzerimizden alın, bunu hizmet olarak kullanalım’ şeklinde Hükümet’e seslenilmişti.
Faturalarda ki ilave yüklerin yanı sıra, sürekli yeni yükler yüklenmekte.
Harçlar, cezalar sürekli artmakta ve her gün yeni artışlara ilişkin yeni yeni paketler açıklanıyor.
Son olarak vergi paketinden yine vatandaşa yeni yükler bindirildi.
Zamlara artık alıştık, zamlarla ilgili sorun yok, bir rutine bağlanmış, sürekli zam.
Bu zamların büyük çoğunluğu da aldığımız malın değerinin artmasına yönelik değil, Devlet’in o mallar ve hizmetler üzerinden aldığı vergilere gelen zamlar.
Vergilerle, zamlar, ilave yüklerle Devlet sürekli vatandaşın olmayan, azalan gelirine göz dikiyorsa, durum vahim demektir.
Gelirlerin ciddi anlamda azaldığı da bir gerçek.
Her alanda, hemen herkesin gelirlerinde düşüş var, bunun yanı sıra sürekli artan işsizlik.
Böylesi bir ortamda Hükümet’ten piyasaya kaynak aktarımı beklenirken, bugün tam aksi oluyor.
Yapılan her yeni düzenleme yeni vergi, yeni bir ilave yük getiriyor.
Bu tabloya bakınca ‘deniz bitti’ demek için ekonomist olmaya gerek yok, gelirler azalıp, işsizlik artarken, yeni vergiler, yeni zamlar açıklanıyorsa gidişat iyi değil.
Bu durumda yapılacak en önemli şeyde harcamaları kısmak ve ayağını yorganına göre uzatmak, hepsinden önemlisi yarının bugünden çok daha iyi olmayacağına düşünerek, yarınlara ilişkin tedbir almak…
YORUMLAR