Nazım Hikmet, Hiroşima’da ölen bir kız çocuğu için yazmıştı bu şiiri, 1956 senesinde.
‘Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar’ demişti mısralarında.
Ve şöyle bitirmişti: Çalıyorum kapınızı / teyze amca bir imza ver / çocuklar öldürülmesin / şeker de yiyebilsinler. …
Eskiden çocuk işçilere üzülürdüm. Büyüklerin dünyasında, kendi çocukluklarını bile yaşayamadan hayatın ağır yükünü omuzlarında taşıyan çocuk işçilere.
Çocuk eşitsizliğinin yürek burkan dünyasında, minik elleriyle tamirhanelerde ezilen, tırnaklarının arası boya ve kirli çocuklar.
Ellerinde tornavida, kafasında simit tepsisi… Ne kadar ezilseler de, şanslı çocuklarmış meğer. …
Bunca sapıklık baş göstermeden önce, bu memlekette…
+18 kitabımda çocuk gelinlere vurgu yapmıştım.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde küçücük kız çocuklarının babaları ve amcaları hatta dedeleri yaşlarındaki adamlara para ve mal karşılığı satılmalarını…
Biz bunların bitmesini beklerken… Daha büyük felaketlerle, daha utanılası facialarla karşılaştı bu topraklar. …
Bunları birer birer yazmak çözüm değil. Sayfa yetmez zaten. O kadar çok tecavüz ve sapıklık vakası var ki akıl alır gibi değil.
Son dönemde gittikçe artan bir şekilde. Bir türlü önlenemiyor. Sosyal medya paylaşımları bile bu acının ve korkunun bir göstergesi.
Anne ve babalar büyük bir panik, korku ve infial içindeler. Her tecavüze uğrayan ve öldürülen çocukların ardından memleket iyice travmaya giriyor.
Tüm bu iğrençlikleri bireysel iğrençliklerle değerlendirmek çok büyük bir hata. Önceleri tecavüze uğrayan kadınlar için, ‘Evde otursun’, ‘Giyimine dikkat etsin’ ‘Tahrik etmesin’ gibi bahaneler uyduranlar, 7 hatta 4 yaşındaki minik çocukların bile tecavüze uğramasına ne diyebilirler ki? …
Tüm bu olayları vatandaşlar gibi izleyenlere ne demeli peki? Hükümet bu sorunu çözme sorumluluğunu üstünde hissetmiyor mu? Bu ülkenin çocuklarını korumak, devletin ve hükümetin görevi değil mi?
Yüzde 99’u Müslüman bir ülkede ne yazık ki son dönemde din adına bazı sahte hocalar tarafından yapılan ve gerçek dindarların da tepki koymadığı açıklamaların da bunda günahı yok mu?
Diyanet’e bağlı olmayan, izinsiz faaliyet gösteren ve dini kullanarak küçük çocukların cinsel istismara uğradığı yerler hakkında hükümet ve Diyanet bir yaptırım uygulamış mıdır? Bu işi elbette bir siyasi partiye tek başına mal etmek yanlıştır ancak devleti kim yönetiyorsa bu sorunu çözmede en büyük pay ve sorumluluk sahibi de elbette o olacaktır.
Bu iş yetkiyle olacağına göre, yetki kimdeyse çözmekle de yükümlüdür. Geçtiğimiz dönemde CHP’nin çocuk tecavüzlerini araştırmak için verdiği önergenin Ak Parti ve MHP tarafından reddedilmesi de talihsiz bir durum olmuştur.
Çocuk tecavüzlerini araştırmanın kime ne zararı olabilir ki? Bu sorunun çözümünde, öncelikle sorunun kaynağı araştırılmalı nedenleri ortaya çıkarılmalı. Sosyologlardan, psikologlardan, toplum uzmanlarından yardım istenmeli.
Nedeni araştırılıp çözüm yolu bulma sürecinde, daha kısa vadede ise çok ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Adalet sistemindeki tecavüz indirimleri ve benzer uygulamalar, sapık ve tecavüzcülere cesaret vermemeli.
Tam aksine, çocuk tecavüzcülerine verilecek en ağır ceza ve yaptırımlar, kısa vadede bu iğrençlikleri azaltabilir.
YORUMLAR