Selda Bağcan’ın seslendirdiği bir türküde geçiyordu;
Kötülerinsin sen dünya, iyileri öldüren dünya…
…
Yaşadığım tecrübelere dayanarak şunu söyleyebilirim ki, bu dünyada çok çalışan ve çok iyilik yapanlar her zaman en çok eleştirilen insanlardır.
99 kişinin işini görün, bir kişinin görmeyin sizden kötüsü olmuyor. Bir kişinin 99 işini görün, bir tanesini yapmayın yine sizden kötüsü olmuyor.
İnsanlar ne yazık ki yapılan çoğu değil yapılmayan azı görmeye meyilli. Hayatımızın her alanında geçerli değil mi bu bencillik?
Gazetecilik cemiyet hayatımızda o kadar çok yaşadık ki bunu. Hani bir söz var ya, kime iyilik edersen ondan koru kendini diye. Biz koruyamadık ne yazık ki! Kime iyilik ettiysek sırtımızdan vurdu!
İnsanların iliklerine işlemiş bencillik ve kötülük.
Gebze’de basın camiasında mesela, hiçbir güzel işin ucundan tutmayan bazı Uğursuzlar, iş yapan insanları karalıyor, arkalarından düşmanlık yapmaya çalışıyorlar aklınca. Yetenekleri, dedikodudan ve kötülükten ibaret.
Haddinden fazla değer verilen eşekler, kendini yarış atı sanır olmuş bu mahallede.
Vefasızlık ise bir başka toplumsal hastalık.
Bir adam gecesini gündüzüne katıp kendini iyiliğe adamış olsa da, yaptığı iyilikler değil yapamadıkları başına bela oluyor!
Nail Çiler mesela.
Üstüne vazife olmayan işlere bulaşıyor! Görevi olmayan şeylere karışıyor!
Daha fazla öğrenciye burs, daha fazla ihtiyaç sahibi ailenin elinden tutmak için sürekli projeler geliştiriyor, çaba harcıyor.
Ramazan ayında on binlerce aileye erzak dağıttırıyor. Binlerce öğrenciye burs sağlıyor. Gebze’deki bir sürü dernek ve cemiyete sağladığı destek, şehrin her derdine ürettiği çözümleri herkes biliyor.
Meslek lisesi yaptırıyorsun. İlçelere 112 acil sağlık istasyonu kuruyorsun. Halk eğitim merkezleri yaptırıyorsun.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, Dilovası’nda Sosyal Etki Merkezi projesi başlatıyorsun.
Niye?
Dilovası’nda her ay 3 bin aileye gıda, temizlik ürünü ve kırtasiye desteği sağlamak. Üstelik bedava…
Nedir bu proje?
Dilovası’nda bir yer açıyorsun. Hayırsever firmalar ücretsiz olarak buraya gıda, temizlik ve kırtasiye ürünü gönderiyorlar. Bu ürünler, ihtiyaç sahibi insanlara ücretsiz olarak dağıtılıyor. Yani bu gıdalar parayla alınmıyor, parayla satılmıyor. Kimse buradan para kazanmıyor.
Sonra bir gün…
Bir portakal reçelinin tarihi geçmiş diyerek…
Aylardır 3 bin insana bedava gıda dağıtırken bir teşekkürü çok görenler, tüm yapılanları tek seferde silip atıyorlar.
Vatandaş bozuk reçel yemesin tabi. Ama soruyorum size, isim yapmış marketlerde bile yaşanabilecek bir durum değil mi?
O portakal reçelinin günü geçmiş de olabilir. İnsanlık hali, gözden kaçmış da olabilir. Art niyetli birisi, kötülük etmek için bir hafta bekleyip günü geçmiş de diyebilir. Bunu bilemem. Gözümle görmedim sonuçta.
Ama lütfen şunu göz ardı etmeyelim.
Diyelim ki bozuk reçelin hesabını Nail Çiler’den sorduk. Ve diyelim ki firmalar yardımı kesti, dükkan da kapandı.
Peki her ay oradan ücretsiz gıda yardımı alan 3 bin ailenin hesabını kimden vicdanından soracağız?
YORUMLAR