Serap Çakır’ın bağımsız belediye başkan adayı olması, Gebze’deki siyasi havayı değiştirdi, hesapları altüst etti.
Pazar günkü miting ise, her yönüyle siyasete ve şehre damga vurdu.
Dışardan biri o gün Gebze’ye gelse eminim ki, “Hangi partinin mitingi?” diye sorardı.
Daha önceki siyasi parti mitinglerinden farklı ve daha coşkulu olan birçok nokta vardı. Çiler Boylu ve İrfan Yormaz’ın sunumları bile gerçekten farklı bir hava estirdi.
…
Mitingden sonra gerek meslektaşlarımız gerek siyasi partilerin ortak değerlendirmeleri, “Mitingde kaç kişi vardı?” sorusuyla başladı.
Mitinge kaç kişinin katıldığına geçmeden önce, kalabalığın nasıl hesaplandığına bakmamız gerekiyor aslında.
Mitinge katılım, metrekareye 4 vatandaşı sığdırarak yapılan matematik işlemiyle hesaplanmaz çünkü.
Nasıl hesaplanır?
Serap Çakır’ın arkasında hükümet gücü yok. Belediyenin gücü yok. Hazine’den seçim yardımı almıyor.
Hükümet ve belediye ile iş yapan müteahhitler yok. Belediye ve bağlı birimlerinde çalışan personel yok.
Arkasında, muhalefet de olsa bir siyasi parti yok.
O partinin il, ilçe yöneticileri, Gençlik ve Kadın Kolları yöneticileri yok.
Çevre ilçelerden otobüslerle gelen partililer yok.
Mahalle başkanları, delegeler, meclis üyeleri yok.
Hükümete, belediyeye ya da siyasi partilere yakın durmak isteyen bürokrat, protokol, muhtar ve sivil toplum kuruluşları yok.
Mitingde döner-ekmek dağıtılmamış.
Eşantiyon verilmemiş.
Serap Çakır’ın mitinginde, Serap Çakır’ı desteklemek için gelenler vardı.
Kendi özgür iradesi ve gönüllü olarak gelen bir kişi, döner-ekmek ya da menfaat için gelen 10 kişiden daha kalabalıktır. Yani mitingi hesaplarken lütfen bu şekilde hesaplayın.
Bazı insanlar daha ilk günden, ‘şişiriliyor’ diyorlar.
Dışarıdan sadece konuşmak kolay.
İnsanlar kendisinin yapamayacağı bir şeyi yapan kişilere saygı duymaları gerekir.
Seçimi kazanır ya da kazanmaz o ayrı bir konu ama Serap Çakır’ı medeni cesaretinden dolayı kutlamak gerekiyor.
YORUMLAR