"2022 bu işin artık tamı olacak"
Türkiye'nin Otomobili'ni nasıl değerlendirdiği sorulan Erdoğan, "İlk arkadaşlar bu tasarımını getirdikleri zaman hakikaten bu tasarım bana ayrı bir heyecan vermişti. 5 babayiğit derken zaten bu kararlılıkla attık. Bu 5 babayiğit de ülkemizdeki hatırı sayılır önemli iş adamları. Dolayısıyla da bu iş zaten böyle olur. Bunu kalkıp birisinin üzerine yıksan bu olmaz. Daha önceleri ben bazı sektörün içerisinde olan iş adamlarımızla da bunları konuştum ama netice alamamıştım. Ama bu defa bu 5 babayiğit bu işe girdi. Atılan adımda da gerek CEO durumunda olan arkadaşımızda gerçekten kendisini yurt dışında ispatlamış bir arkadaşımız. Konusuna da hakim. Bunlarla beraber bu adımı atmış olduk." diye konuştu.
Türkiye'nin Otomobili'nin 5 ayrı tasarımı olduğunu anlatan Erdoğan, şu anda 3 tasarımın ortaya çıktığını, otomobilin lacivert renginin çok şık olduğunu söyledi.
Erdoğan, otomobilde iç rahatlık ve konfor olduğunu ifade ederek, "Ben mesela boyuma rağmen içinde rahat oturabiliyorum." diye konuştu.
Otomobilin hız yapıp yapmadığı sorulan Erdoğan, "Hız noktasında mesafe alabiliyor. Baya iyi bir konumda. İnşallah bu yılın sonu itibarıyla teste daha ileri adım atmış olacaklar ama 2022 bu işin artık tamı olacak. Bu arada Gemlikteki fabrikayı inşallah bitirmiş olacağız. Şimdi fabrikanın yerini falan belirledik. Onu zaten teslim ediyoruz. Bir milyon metrekarelik bir alan üzerinde. Gemlikte'de deniz kenarında bir yer veriyoruz. Çünkü buranın ihracat potansiyeli yüksek olmadıktan sonra bunu devamlı hale getiremezsiniz. İhracata dayalı olacak. İçeride bunun olması gerekmez mi. Tabii ki olacak ama ihracat altyapısı da bunun iyi olursa o zaman hem kazandıracak hem de dünya piyasalarında artık sizin otomobiliniz yer edinecek." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Otomobili'nin fiyatı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Otomobili'nin fiyatının ne olacağına ilişkin soru üzerine, "Halkımızın inanıyorum ki cebini de rahatlıkla inşallah sıkıntıya sokmadan alabileceği otomobil noktasında olacak diye düşünüyorum. Bir defa o olmazsa sürümden kazanma felsefesi yürümez. İlk dönemlerde çok daha önemli. Ama şu bir defa çok çok önemli. Biz şimdi elektrikli bir otomobil yapıyoruz. Tamamen çevreci. Bu özelliği var. Bir diğer boyutu da özellikle gerek ön, gerek arka koltukların olduğu bölgede ciddi bir rahatlık var. Bu da çok önemli. Ses yok, hiçbir şey yok." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu tür teknik konularda ilerleyebilmesi için temel bilimlerin önemli olduğunun hatırlatılması üzerine, şöyle devam etti:
"O gün o sunumu yaptığımız yerde bilim araştırma merkezi, onun da açılışı yapıldı. Türkiye'de temel bilimler noktasında bizim üniversitelerimiz aslında var. Bu gün Orta Doğu'dan tutun, Teknik Üniversiteye, Yıldız Üniversitesine bütün bunların hepsinde var. Diğer üniversitelerimizin de içinde bu tür bölümler var. Ama bu şimdi ilk defa elektrikli olunca bir farklılık ortaya koyduk. Bu ne dizel ne benzinli. Burada bir cazibe söz konusu. Ön konsola bakıyorsunuz navigasyon. Navigasyonla birlikte artık 'Nereye gidiyorum veya gideceğim?' demeyeceksin. Oradan bütün olduğu gibi harita sistemleri oraya girecek. Yazılımı vesairesi yapıldıktan sonra acaba şu neredeydi demene gerek yok. Hepsi orada. Batı bu işi halletti. Biz de bunu halledeceğiz. Şu anda altyapısı da zaten bu işin bitti."
Erdoğan, otomobilin logosunun da "lale" olduğunu dile getirdi.
Kanal İstanbul
Kanal İstanbul'a ilişkin ihaleye ne zaman çıkılacağı ve muhalefet cephesinden ihalenin açıklanıp açıklanmayacağına ilişkin sorular bulunduğunun belirtilmesi üzerine Erdoğan, "Bir defa bu 'açıklanır mı açıklanmaz mı' bu soruyu ben çok abes buluyorum. Ne demek tabii ki açıklanır. Yani biz şimdi dönemimizde Üçüncü Köprü yapıldı. Açıklamadık mı, açıkladık. Marmaray yapıldı. Açıklamadık mı, açıkladık. Avrasya yapıldı. Osmangazi yapıldı. Biz bütün bunların hepsini açıkladık. Açıklayarak zaten ihalelerini yaptık. Şimdi burada da yine aynı şekilde bu yapılacak." dedi.
Erdoğan, burada iki önemli faktör bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bunlardan bir tanesi bir defa bu işin planlaması yapılmıştır. Projelendirme çalışmaları, o da tamamlanmıştır. En önemli şey bu. Plan, proje. İşin finans noktasına gelince biz burada BOT (build-operating-transfer) yani yap-işlet- devretle bunu yapabiliriz. İki milli bütçeyle yaparız. Benim gönlümün arzu ettiği BOT sistemiyle bunu yapmaktır. Niye? Çünkü bizim kasamızdan bir kuruş para çıkmaz Yapacağımız anlaşmaya göre de bunu yüklenen firmalar kaynağını da kendisi bulur ve bu kanalı yapar. Gönlüm bunu arzu ediyor çünkü bizden, milli bütçeden çıkmasın. Bulduk bulduk, bulamadığımız takdirde milli bütçeden bunu yaparız. Milli bütçeden de bu iş için Türk müteahhitleri bu işe girer mi girmez mi? İstanbul Havalimanı'na nasıl girdiyseler ben inanıyorum ki buna da girerler. Belki onlar dışarıdan krediyi bulurlar. Buldukları bu krediyle de bu adımı atarlar."
Programa gelirken kendisine bir mesaj atıldığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"O mesajda şu: Birinci köprünün yapımında o zaman maalesef, gazetenin adını vermeyim ama malum anlarsınız zaten. Orada diyor ki 50 yıl önce. 'Birinci Köprünün yapımı İstanbul'un felaketidir diyor. Bakın aynı zihniyet bunu İkinci Köprüde de yaptı, Üçte de yaptılar. Bizim Marmaray'ı bitirmemizi geciktiren sebeplerden bir tanesi bu Mimar ve Mühendisler Odası olmuştur. Hiçbir hayırlı işin teşvikçisi olmamıştır. Her zaman karşısında dikilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi. Bununla ilgili hala CHP bununla uğraşıyor. Danıştayın kararı var. Her şey bitmiş. Hala 'burası kaçak'."
"Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi Türkiye'nin en büyüğü olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok şeyi yapmaya devam ettiklerini, bir ay içerisinde de Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesinin açılışını gerçekleştireceklerini vurgulayarak, "Gelip gezdiğiniz zaman ondaki o ruh güzelliğini, ruh açıcılığını, teşvikini görünce hayran olacaksınız." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesinin müstakil bir binada olacağını ve 5 milyon cilt kitap alabileceğini dile getiren Erdoğan, "Dijital ortamda oraya kaydolacak. Şu anda ben de kitaplarımı vereceğim diyen birçok sağolsun büyüklerimiz hepsi kitaplarını vermek suretiyle onları biz orada kayda alıyoruz. Onların hepsi orada raflara yerleştiriliyor. Türkiye'nin en büyüğü olacak." şeklinde konuştu.
Erdoğan, İstanbul'daki Rami Kışlası'nın olduğu yeri de kütüphane yapacaklarını anımsattı.
Bunların çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Erdoğan, "Bir ülkenin kültürel noktada bir ayağa kalkışı varsa onlar o ülkeyi zengin hale getiriyor. Bir taraftan AKM devam ediyor. AKM'de hızla şu anda devam ediyor. Bir de Ankara AKM var. O hızla devam ediyor. Ankara'daki kültür merkezimiz de çok çok güzel. Artık gençlerle sürekli buluşuyor. Tabii burada özellikle bu kesim maalesef insanlarımıza yanlış bilgilendirmeler yaparak millet ile devleti yönetenleri hep karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Bırakın bunu da artık bir dayanışma içerisine girelim ve milletimizle el ele verelim, omuz omuza verelim ve biz bu projeyi niye yaptığımızı açık açık anlatıyoruz. Her şey ortada." değerlendirmesinde bulundu.
"Ne için bizim Boğazımızdan devasa 200 bin tonluk petrol gemileri geçsin"
Bu ana kadar birçok müteahhit firmanın proje yapıp gönderdiğini kaydeden Erdoğan, "Dikey mimari ile olanlar var. Yatay mimari olanlar var. Bunların hepsi yapılıp bize gönderildi. Ağırlıklı burada yatay olacak." dedi.
Erdoğan'ın konuşması sırasında Kanal İstanbul Projesine ilişkin görüntülerin yer aldığı film gösterildi.
Görüntülerin yeni olduğunu aktaran Erdoğan, "Neler söylemiyorlar ki. Burada su sıkıntısı olacak. Kaç gündür Ulaştırma Bakanım, Çevre ve Şehircilik Bakanım, bütün bunları hepsi anlatıyorlar. Açık açık bunu biz anlatmaya devam ediyoruz. Arkadaşlarıma diyorum anlatacaksınız. En sonunda gerekirse ben de sadece bu konuyu ele alan bir sunumu da yapacağım." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim derdimiz 'Bu niye var'? Önümüzde Boğazımız var. İstanbul Boğazı'nın ne tür sıkıntılar yaşadığını bizler geçmişten bu yana zaten biliyoruz. Ama biz bu sıkıntıları bir daha yaşamayalım istiyoruz. Ne için bizim Boğazımızdan devasa 200 bin tonluk petrol gemileri geçsin. Efendim işte Montrö ile bu iş bağlantılıymış engelleyemezmişsiniz. Bakın arkadaşlarım bu konulara pek cesaret etmiyorlar ama ben cesaret ederek söylüyorum. Benim Asya ve Avrupa yakamı tehdit eden bir konuda biz gereği neyse, bunun gereğini yaparız yaparız. Çünkü biz Romen tankeriyle bir facia yaşadık. 7,5 ay o tanker orada yandı. Eğer biz bunlara engel olmazsak yarın daha büyük bir facianın bizim karşımıza gelmeyeceğini bize kim garanti edebilir. Burada bütün tedbirler alındığı için Kanal İstanbul'da böyle bir sıkıntı söz konusu olmayacağı gibi Asya ve Avrupa Yakası'nda burada adeta biz yeniden bir İstanbul'u, bir çevrecilik ve şehircilik projesi olarak inşa edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1979'da 43 can kaybı olduğunu, 100 bin ton ham petrol taşıyan Romanya bayraklı tankerin, Yunan bayraklı kuru yük gemisi ile çarpışarak 7,5 ay yandığını anlattı.
Lübnan Bayraklı Rabinion ve Filipinler bayraklı Madonna Lily gemilerinin 1991 yılında çarpıştığını kaydeden Erdoğan, 1994 yılında da dünya denizcilik tarihinin en büyük kazalarından birinin gerçekleştiğini, Nassia tankeri ile M/V Shipbroker'ın çarpıştığını ve 6 can kaybı yaşandığını dile getirdi.
"Kanal İstanbul seyir emniyetini sağlayacak"
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, bunların hepsinin Boğaz'da yaşandığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bizim derdimiz şu. Boğaz farklılık arz ediyor. Yeni inşa edeceğimiz yerde ise tedbirlerimizi biz bütün olumsuzluklara karşı alıyoruz. Nedir? Derinlik yatay V şeklindedir. Bunun eni, uzunluğu... Mesela 45 kilometre uzunluğu var. Aynı şekilde 25 metre falan derinliği var. Bu draftlar falan uygun olduğu zaman tabii buralardan gelip geçen gemiler rahat olacağı gibi, bir de burası turizm bölgesi. Öbür tarafta SİT alanları, öbür tarafta Küçükçekmece'de bir yat limanı. Bütün bunlarla beraber bisiklet yolları. Yatay mimari olacağı için bunlarda ayrı bir güzellik getirecek. Bunun yanında da tabii Marmara konteyner limanı burada olacak. Gelişme alanlarını ona göre, ekoturizmini ona göre. Bunlarla beraber kongre, fuar merkezi, sağlık turizm bölgesi gibi burada imkanlar olacak. İstanbul'u en az burada 500 bin kişinin istihdam edileceği bir imkan diyorlar. Özellikle deprem vesarie bunlardan dolayı çektiğimiz sıkıntılar nedeniyle bu insanlara yerleşim alanı olarak buralarda bu imkanı getirelim dendi."
Çalışmaları bu noktada yapacaklarını anlatan Erdoğan, Kanal İstanbul'un seyir emniyetini ve Boğaz'daki trafik yükünün azaltılmasını sağlayacağını ifade ederek, Boğaz'dan sadece hafif kuru yük gemilerin geçeceğini böylece Boğaz'daki tarihi dokunun korunacağı ve güvenliğinin sağlanacağını, can ve mal güvenliğinin sağlanmış olacağını kaydetti.
Burada yapılacak yatay mimari ile modern yerleşim alanının burada kurulacağını aktaran Erdoğan, 10 binin üzerinde yeni istihdamın burada sağlanacağını, yeni bir uluslararası su yolu ve yeni bir kent oluşturulacağını kaydetti.
YORUMLAR